Güncelleme Tarihi:
Her şey geçen Aralık ayında dünyaca ünlü tenor Jose Carreras'ın İstanbul'da verdiği konserle başladı. Tenor konseri bitirirken; ‘‘Son şarkımı bana bu gece başarıyla eşlik eden Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası'na ithaf etmek istiyorum’’ dedi. Ve gözler Türkiye'nin en genç orkestrasına çevrildi.
Bugüne dek İdil Biret, Mehveş Emeç, Ayla Erduran, Eva Lind, Fazıl Say ve Zehra Yıldız gibi ünlü solistlere de eşlik eden CRR Senfoni'nin repertuvara bağlı olarak değişen yaklaşık 80 üyesi var. Orkestra, dört yıldır Arda Aydoğan'ın sanat yönetmenliği ve Fahrettin Kerimov'un şefliğinde çok sıkı bir tempoyla çalışıyor.
BAŞKEMAN PELİN
Pelin Halkacı (24) Mimar Sinan Üniversitesi Keman Bölümü mezunu. Her yaz Avusturya ve Almanya Gustav Mahler Gençlik Orkestraları'nda çalıyor. Kuruluşundan beri CRR üyesi.
EN YAŞLI ELEMAN!
Kuruluşundan bu yana orkestrada viyolonsel çalan Gökhan Akın (33) M.S.Ü. Devlet Konservatuvarı mezunu. Aynı zamanda Marmara Üniversitesi Müzik Bölümünde öğretim görevlisi.
GENÇ YETENEKLERE İMKAN
Genç sanatçılar her yıl eylül ayında CRR'nin açtığı sınava giriyor, böylece seviyeleri ve orkestrada oturuş düzenleri belirleniyor. Orkestraya katılmak ve yerlerini kaybetmek istemeyen sanatçı adayları büyük çaba harcıyor. Sanatçılarla yıllık sözleşme imzalanıyor ve sözleşmeler her yıl yenileniyor.
Azeri maestro
Fahrettin Kerimov 1973-78’de Moskova Çaykovski Konservatuvarı'nda keman eğitimi almış. Şef, Kirov Opera ve Bale Orkestrası’nı da yönetmiş.
HENÜZ ÖĞRENCİ
Bahar Büyükgönenç (19) yaşında. M.S.Ü. Devlet Konservatuvarı keman bölümü ikinci sınıf öğrencisi.
Neşeyle çalışan orkestranın provasını izliyoruz. Üyelerinin önemli bir kısmı öğrenci olduğu için genellikle akşamları ve tatil günleri çalışıyorlar. Kemanlar, flütler, viyolalar, viyolonseller, klarinetleriyle bütünleşmiş, yaşları 18 ile 33 arasında değişen gençler Maestro'nun gözünün içine bakıyor. Prova sık sık Maestro'nun Azeri lehçesiyle seslendirdiği komutlarıyla kesiliyor, ‘‘Dikkat edin ses şişmesin’’, ‘‘Bu ciddi bir operadır’’. Zaten Şef'e göre senfonik müzik akıl isteyen ve disiplinli çalışma gerektiren bir alan.
Orkestranın genç üyelerine provalardan ve konserlerden sonra eve gittiklerinde ne dinlediklerini soruyoruz, kimi klasik müzikten sonra kolay kolay başka bir şey dinleyemediğini söylüyor. Kimi ise klasik müziğin yanı sıra Nirvana, Portishead ve Sezen Aksu gibi türlerinin iyi örneklerini dinleyebiliyormuş. Zaten Sertap Erener, Candan Erçetin, Fatih Erkoç, Neco ve Fahir Atakoğlu gibi nispeten popüler isimlere de eşlik etmişler. Hepsi genç yaşlarında eğitimlerini değerlendirme ve dünyaca ünlü yabancı şeflerle çalışma fırsatı bulmaktan çok memnun, ama kendi maestroları Fahrettin Kerimov'un yeri bambaşka.
ŞEF HEPSİNİ TANIYOR
Provalara devamlılık imza karşılığı yoklamayla sağlanıyor, mazeret bildirmeden gelmeyenlerden yevmiyeleri kesiliyor. Şef, orkestranın bütün üyelerini tek tek, hatta çoğunu öğrenciliğinden beri tanıyor ve hepsini ayrı ayrı çalıştırıyor. Çalışmalar konserlere doğru sıklaşıyor ve her provada en az dört saat çalışıyorlar. Bu yıl 15-16 tane senfoni konserleri ve onun dışında opera temsilleri var. Ayda yaklaşık 20-23 provaları oluyor var bazen günde iki prova yaptıkları bile vaki ama kimse halinden şikayetçi görünmüyor.
İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’ndan sonra, İstanbul’un ikinci senfoni orkestrası olarak faaliyet gösteren ‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi Senfoni ve Opera Orkestrası’, İstanbul’un kültür ve sanat ortamına belirgin bir canlılık kazandırdı. Özellikle konservatuvardan mezun olduktan sonra aldıkları eğitimi değerlendirme fırsatı bulamayan genç sanatçılar için eşsiz bir iş imkanı yaratan orkestra bünyesinde, sadece mezunları değil, konservatuvar öğrencileri de sözleşmeli personel olarak istihdam ediliyor. Bu durum konservatuvar öğrencilerini de epey hareketlendirmiş. Unutmadan, bugün saat 20.00'de CRR Konser Salonu'nda ücretsiz bir konserleri var. Rossini, Necil Kazım Akses, Ü. Hacibeyov, Yalçın Tura ve Ahmet Adnan Saygun'un eserlerinden oluşan konserin adı ‘‘Tarihi Bir Senfoni’’. Orkestranın 2 Mart'ta saat 20.00'de Lütfi Kırdar Salonu'nda bir konser vereceğini hatırlatalım. Bu konser ise Zülfü Livaneli'nin Londra Senfoni Orkestrası tarafından senfoniye uyarlanmış bestelerinden oluşuyor.
CRR Senfoni ve Opera Orkestrası Şefi Fahrettin Kerimov
Bir ailem ve bir orkestram var
‘‘1987 yılına kadar Azerbaycan Opera ve Bale Orkestrası'nı yönettim. 1991 yılında Türkiye'ye geldim. 1995'de Arda Aydoğan tarafından davet edildim ve orkastranın kuruluşuna katıldım. Aynı zamanda Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda öğretim üyesiyim ve öğrenci orkestrasını yönetiyorum. Bence genç arkadaşlar böyle bir orkestrada bulunarak eğitimlerine devam ediyorlar, çünkü repertuvarımızı sürekli yeniliyoruz, çalınan her eser bizim için prömiyer niteliğinde. Orkestra, operanın ve senfoni repertuvarının gözde eserlerini çok iyi çalıyor. Orkestrayı zaman zaman misafir şeflerin yönetmesi çok önemli, çünkü her şef yeni bir tarz, yeni bir yorum demek. Gençlere inanıp güvenirseniz en iyi performansı gösterirler. Bu orkestrayla benim hayatımda mutlu bir dönem açıldı, çünkü benim bir ailem, bir çocuğum ve bir orkestram var.’’
Özerk orkestra
Türkiye'de bir Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan ilk orkestra olan Cemal Reşit Rey Senfoni ve Opera Orkestrası tamamen özerk. 1995 yılında Genel Sanat Yönetmeni Arda Aydoğan tarafından CRR Opera ve Orkestrası adıyla kurulan orkestranın seslendirdiği ilk eser Ü.Hacıbeyov'un ‘‘Arşın Mal Alan’’ opereti. Masalsı yapısıyla büyük ilgi gören bu operetin ardından Cumhuriyet'in 75. yılı etkinlikleri çerçevesinde Adnan Saygun'un ‘‘Özsoy’’ ve Donizetti'nin ‘‘Saraydan Kız Kaçırma’’ operaları sergilendi. Orkestranın kurulduğundan beri daimi şefi Azerbaycan kökenli Fahrettin Kerimov. Orkestranın seslendirdiği ve kaydettiği ilk albümse Cemal Reşit Rey'in ‘‘Türk Manzaraları’’.
CRR Genel Sanat Yönetmeni Arda Aydoğan
Her kesimden insan izleyebilir
‘‘Bir senfoni ve opera orkestrası kurulması benim idealimdi. Orkestramız genç bir orkestra olmasına rağmen çok başarılı ve genellikle ayakta alkışlanıyor. Orkestra sayesinde konserleri çok kişiye taşıyabiliyoruz. Senfoni orkestraları ve operalar ancak yavaş yavaş kulağın ısıtılmasıyla sevdirilebilir. Çoksesli müzik aslında her kesimin çok rahatlıkla izleyip sevebileceği ve çok boyutlu düşünmesini sağlayacak bir müzik
türü. Piyasada tüketime dönük müzikler de olacak tabii ama bunlar Türk sanatını temsil etmiyor. Biz CRR olarak geleneksel Türk Sanat ve Halk Müziği'ni de yaşatmaya çalışıyoruz. Bence İstanbul'a birkaç tane daha senfoni orkestrası, festival ve opera gerekli, çünkü Türk insanı kaliteli olanı algılamada üstün niteliklere sahip. Hedefimiz uluslararası arenada Türkiye'yi temsil etmek.’’
Rengim Gökmen (Konuk şef)
Orkestranın ünlü konuğu
İzmir Devlet Senfoni Orkestrası'nın Genel Sanat Yönetmeni ve Şefi Rengim Gökmen, zaman zaman ‘‘konuk şef’’ olarak CRR Senfoni Orkestrası'nı da yönetiyor. Rengim Gökmen en son CRR Senfoni Orkestrası'nın 13 Şubat'taki ‘‘Puccini ve Verdi Gecesi’’nde orkestrayı yönetti. Yerel yönetimlerin sanata katkısını sonuna kadar desteklediğini ve CRR Senfoni Orkestrası ve Operası'nın bu alanda çok olumlu bir örnek oluşturduğunu söyleyen
Gökmen, orkestrayı ‘‘Son derece yetenekli sanatçı ve yöneticilerin hayat verdiği çok özel ve özerk bir kurum’’ olarak değerlendiriyor. İzmir'de çalışan, Ankara'da yaşayan ve sık sık İstanbul'a gelen Gökmen sürekli bu üç şehir arasında mekik dokuyor. O kadar sık uçak yolculuğu yapıyormuş ki, ‘‘Havaalanı görevlileri beni görür görmez tanıyorlar, hatta nereye gideceğimi sormadan biletimi kesiyorlar’’ diyor.
Şehrazat'a aşkını anlattı
Orkestranın korosunda üç yıldır solist olarak bulunan Ali Murat Erengül (28) İstanbul Devlet Konservatuvarı'nın opera ve şan bölümüden mezun. Meltem Cumbul ve Candan Erçetin ile birlikte ‘‘Anlat Şehrazat’’ müzikalinde rol aldı.
Orkestranın en genci
Serkan Emre Yazıcı (18) orkestranın en genç üyesi. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Trombon Bölümü öğrencisi. İki yıl önce katıldığı orkestrada ‘‘misafir sanatçı’’ statüsünde çalışıyor.
Her şey çok güzel
Defne Pamukçu (25), İzmir Devlet Konservatuvarı'ndan mezun. Viyola çaldığı orkestraya katılalı bir yıl olmuş. Hayatından memnun ve ‘‘Burada her şey çok güzel’’ diyor.
Hedefi yurtdışı
İstanbul Devlet Konservatuvarı Keman Bölümü öğrencisi Yaren Budak (19) 1.5 yıl önce katıldığı orkestrada misafir sanatçı olarak bulunuyor. Hayali, çalışmalarını yurtdışında sürdürmek.