EROL YILDIZ / AA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 27, 2015 11:53
Tokat'ın Erbaa ilçesinde 46 yaşındaki marangoz Mustafa Öz, gelinine hediye etmek amacıyla üzerinde bir kadının doğumdan ölüme kadar geçirdiği evrelerin anlatıldığı figürler bulunan 850 bin parçalık özel bir sandık yapıyor.
Atalarından öğrendiği doğal emprenye yöntemiyle, ceviz ve kavak ağacı parçalarını zeytinyağıyla yumuşatan Öz, üzerinde Türkiye haritası ve oymadan rölyefin bulunduğu sandığın yapımında, çivi kullanmıyor. Öz, yaptığı açıklamada, 3 kuşaktır çeyiz sandığı imalatı yaptıklarını söyledi.
Mustafa ÖZ'ün gelini için yaptığı sandık..Gelini Deniz'in el işi çeyiz sandıklarını sevdiğini anlatan Öz, gelinine hediye etmek için 3 yıldır özel bir sandık yapmaya çalıştığını belirtti.
Sandığı özel bir teknikle yaptığını dile getiren Öz, "Bu tekniğin adı ahşap çakma sanatı. Burada çivi kullanmadan 850 bin parça ahşabı birbirine çakarak sandığı yapıyorum. Ayrıca sandıkta sadece ahşap değil yarı kıymetli taşlar, gümüş ve altın var. İnşallah sandık bittiğinde 850 bin parçadan oluşmuş olacak" dedi
Ahşap işinin sabır gerektirdiğini ifade eden Öz, "Ahşaba hemen başladığınızda bitiremezsiniz çünkü ahşap çalışan bir malzemedir yani onu bir süre bekletmeniz lazım. 8 ay ila 1 yıl gibi bekletmeniz gerekir. Geçmiş dönemdeki dedelerimizin, babalarımızın kullandığı zeytinyağını ahşaba uygulayarak emprenye tekniğini kullanıyorum ben. Günümüzde farklı teknolojik aletlerle yapılıyor bu ama geçmiş dönemde de babalarımız, dedelerimiz bizden önceki yaşlı sanatkarlar ağacı zeytinyağıyla yumuşatıyorlardı" diye konuştu.
Sandığın üzerindeki figürlerden örnekler..
HER MOTİF BİR ANLAM TAŞIYORSandığın yanlarına ve üzerine çeşitli figürler yaptığını anlatan Öz, bu figür ve motifleri sandığı daha sanatsal hale getirmek için işlediğini söyledi.
Sandıkta bir kadının evlendiği günden itibaren hamileliği, evladını kucağına alması, yaşlanması ve ölümüne kadarki süreçleri figürlerle anlattığını kaydeden Öz, ayrıca sandığın üzerine her bir bölgesinde, Türk Bayrağı'nın simgesi ay yıldızın bulunduğu Türkiye haritası çizdiğini söyledi.
Bu haritanın içinde de at üzerinde gelin ile damadın yer aldığı rölyef çalışması işlediğini dile getiren Öz, şöyle devam etti:
"Sanat yapılırken her koyduğunuz figürün, anlatmaya çalıştığınız her şeyin muhakkak bir anlamı vardır. Çünkü uzun yıllar sonra bile bakıldığında sanatkarın ne anlatmak istediğini, 100 yıl, 500 yıl sonra bile insanların anlaması gerekir. O anlamda her figürün, motifin bir anlam ifade etmesi için özellikle üzerinde durarak yaptığım güzel bir çalışma olduğuna inanıyorum. Bu sandığı gelinim için yapıyorum. O da sanatı çok seviyor. Kendi çocuğuna, torununa bırakacaktır."