<b>Cüneyt ÜLSEVER </b>
Oluşturulma Tarihi: Eylül 02, 2002 11:51
Gelin itiraf edelim:
Sevişmeyi bilmiyoruz!
Sadece bilirmişiz gibi yapıyoruz!
Bilmiyoruz, zira sevişmenin ne olduğunu anlamamışız ki!
Bu konuda da en çok erkekler sorunlu!
Onlar, babalarından, hatta analarından dahi öğrendikleri şekilde; işteş bir fiil olan 'sevişme' eylemi peşinde değil, tek taraflı bir eylem olan 'becerme'nin peşindeler.
'Becerme' eylemi de masturbasyon gibi, yanında bir yardımcı olsa dahi, tek başına icra edilen bir eylemdir.
Ancak erkekler 'becermeyi' bile yüzlerine gözlerine bulaştırıyorlar.
Zira, onlar da bu eylemden korkuyorlar!
Onlara da sevişme eylemi: 'tabu', 'ayıp', 'günah', 'kirli', 'kötü', 'fena', 'zina', 'tecavüz', 'aşağılama' kelimeleri ile birlikte öğretildi.
Daha beteri; cinsellik zihinlere erkek olmanın belalı kelimesi olan 'iktidar' kelimesi ile birlikte çakıldı.
İktidar ile cinsellik aynı potada eriyince, sevişme 'performansa' dayanan bir mekanik eylem haline dönüşür.
Bu da hali ile, ölçüm gerektiren ve sınıfta kalma ihtimali! olan bir eylemdir.
'Ya beceremezsem!'
Ne kadar garip, kalbi hasta adama kalp hastası denir, beceremeyen adama ise iktidarsız!
* * *
Size başta çok komik ve saçma gelecek bir iddia ortaya atacağım:
Kadınlı erkekli; cinsel organımızın ne veya hangi organ olduğunu çoğunlukla bilmiyoruz.
50 yaşında da olsak bilmiyoruz, beş çocuk sahibi olsak da bilmiyoruz, hayatımızda 500 defa sevişmiş! olsak da bilmiyoruz.
* * *
Lütfen, şu anımı dikkatli okuyun:
ABD'de doktora yapıyorum. İleri seviyede psikoloji dersi alacağım. İlk gün sınıfa gitttim. Sınıf, kızlı erkekli, yüksek lisans yapan öğrencilerle dolu. Aramızda 25 yaşın altında kimse yok. Hatta, evliler var. Benim gibi çocuk sahipleri bile var.
Psikoloji profesörü ünlü ve dedikodulara göre hafif kaçık! bir adam.
Hoca ilk derse geldi ve daha ağzını açar açmaz:
-Beyler ve bayanlar erkek ve kadında cinsel organın adı nedir?, diye soruverdi.
Hepimiz şaşırdık kaldık.
-Bu herif bizimle dalga mı geçiyor, bizimle kafa mı buluyor?, diye düşündük.
Önce sınıfı derin bir sessizlik kapladı.
Hoca sorusunda ısrar edince aramızdan birkaç kişi duyulur duyulmaz bir ses ile organlarının Latince adlarını saymaya başladılar.
Nedense cinsel organların adı Latince söylenince ayıp olmuyor, organlar bilimsel bir içerik kazanıyor!
Hoca daha da ısrar edince sınıf iyice gevşedi ve cinsel organların argodaki sıfatlarını sıralamaya başladı.
Ben de sınıfta tek Türk olarak, Türkçe'deki en vulgar hali ile, ancak ülkemizde herkesin konuşmayı öğrenirken, öğrendikleri ilk iki kelime olan, o iki sihirli ve ayıp! kelimeyi haykırdım.
Hoca bizi bir süre daha dinledi ve sonunda bir el işareti ile susturdu.
-Hiçbiriniz bilmiyorsunuz!, dedi.
Apıştık, kaldık!
Deli herif bizle alay ediyor, diye düşündük.
Ben bugüne kadar katıldığım sevişmelerde acaba hangi organımı kullandım diye kendi kendimi sorguladım.
'Ulan! Yoksa oğlan benden değil mi!', diyerek dertlendim.
Utanmaz adam yetinmedi bir son darbe daha attı:
-Üstelik iki kere yanılıyorsunuz, deyiverdi.
-Nasıl yani?
-Hem cinsel organların adını bilmiyorsunuz, hem de bu organın kadın ve erkekte farklı olduğunu sanıyorsunuz.
-!!!!!!!
-Beyler ve bayanlar erkek ve kadında cinsel organ aynıdır ve onun adı beyindir!
(Siz karar verin: Bu hamur daha çok su kaldırmaz mı?)