Güncelleme Tarihi:
Guy, Çanakkale Kara Savaşları'nın 97. yıl dönümü dolayısıyla Gelibolu Yarımadası'ndaki Mehmetçik Anıtı'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “yaklaşık bir yüzyıl önce burada olan çatışmanın küçük, genç uluslu dünyanın yarısından uzakta olan Yeni Zelanda için belirleyeceği bir nokta olduğunu” söyledi.
Bir zamanlar Gelibolu öyküsü için, İngiliz kuvvetlerinin emri altında ve Türk güçlerine karşı olan Yeni Zelanda ve Avustralyalı askerlerde yalnızca bir seferberlik savaşı olduğu algısı bulunduğunu belirten Guy, “Ancak şimdi biliyoruz ki bu durum gerçekten çok uzaktadır. Çatışmada, asıl rolü Anzaklar oynarken, onlarsa ulusların ve ırkların geniş koalisyonunun bir parçasıydı. Galliler, İskoçlar, İrlandalılar, Fransızlar, Cezayirliler, Faslılar, Senegalliler, Gurkalılar, Sihler, Ternövlüler ve Fijililer diğerlerinin arasında burada sunulan düşmüş safların arasındadır” dedi.
“Eski düşmanların nasıl eski dost olduklarının bir öyküsü...”
Guy, bu yarımada üzerindeki mezarlıklarda yatanların yalnızca Avrupa'nın oğulları olmadığını, aynı zamanda Asya'nın, Afrika'nın, Kuzey Amerika'nın ve Pasifik'in de oğulları olduğunu bildirdi.
Bu durumun birinci küresel savaşın uluslararası doğasının gerçekliğinin etkili bir vasiyetnamesi olduğuna dikkati çeken Guy, “1915'teki ortak olayda bir araya gelen farklı kültürlerin, dillerin, dinlerin ve düşüncelerin dizisi olan bu durum, Gelibolu mücadelesini şekillendiren kayda değer görüşlerinden yalnızca biridir. Bugün buraya çok sayıda ulusun insanlarıyla ve dünyanın etrafındaki küçük köylerden, şehirlerden ve önceki savaş alanlarından bir araya gelen insanlarla birlikte geldik. Faklı diller konuşuyor olmamıza rağmen Gelibolu'da yaşanan insan trajedisinin acısını ve kaybını aynı şekilde hissediyoruz” diye konuştu.
Guy, harekat sona erdiğinde 44 binden fazla müttefik askerinin öldüğünü, bu askerlere 8 bin 500'den fazla Avustralyalı ve 2 bin 721 Yeni Zelandalı askerin de dahil olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Onların bir çeyreği yarımadada kaldı. Gelibolu ayrıca Türkiye için trajik bir önem taşımaktadır. Hemen hemen 87 bin Türk askeri Türklerin tarihi için belirleyici bir an haline gelen bu çatışma esnasında öldü. Kendi ana vatanlarında ölen binlerce asker bu mezarlıkta gömüldü. Ancak Gelibolu öyküsünde her iki tarafın halklı olduğunu gösteren çatışmada, savaşan genç neslin insanlarının kaybı ve ölümünden daha fazlası da bulunmaktadır. Gelibolu, savaş sürecinde kahramanlık, yiğitlik ve karşılıklı saygı gösteren düşman taraflarının önemli bir öyküsüdür. Savaşın sonrasında nasıl güçlü dostluk bağları oluşturduğumuzun bir öyküsüdür. Ve Gelibolu eski düşmanların nasıl eski dostlar olduklarının bir öyküsüdür.”
“1. Dünya Savaşı'nın derin trajedisinden sonra kendi vatanlarımız, aslında birçok ortak değeri paylaştığını fark ettik” diyen Guy, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Türk insanının daha önceden istilacı olanlara karşı gösterdikleri nezaketini şu ünlü sözleriyle özetlemektedir, 'Siz oğullarını ülkelerinden çok uzaklara gönderen analar. Gözyaşlarınızı silin. Sizin oğullarınız şimdi göğsümüzde yatıyorlar ve huzur içindeler. Bu topraklarda yaşamlarını kaybettikten sonra onlar artık bizim de oğullarımız oldular'. Yeni Zelandalılar, Türk insanının burada haysiyetiyle ve onuruyla ölen ve savaşan insanların anılarına gösterdikleri saygıyı hiçbir zaman unutmayacaktır. Bu savaşın dehşeti içinde kalmış insanlarımızın arasındaki bağı korumak bizim görevimizdir ki sonraki dostluk yıllar boyunca daha da güçlendi. Bizler birlikte daha iyi ve daha barış dolu bir dünya için el ele vermeliyiz.”
Bugün Gelibolu çatışmasının karşı saflarındaki ülkelerin, birçok ülkenin sorunlu noktalarına barışı ve uzlaşmayı getiren BM bayrağı altında birlikte durduğuna işaret eden Guy, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ayrıca geçen ay Kabil yakınlarında Türkiye'nin 12 hizmet personelini acı bir helikopter kazasında kaybettiğini üzüntüyle belirtmek isteriz. Yeni Zelanda'da bizler görevindeki insanlarımızı kaybetmenin gönül yarasını oldukça iyi biliyor hale geldik. Çünkü biz de Afganistan'da istikrar sağlanmasına ve yeniden yapılanmaya yardımcı olmak için seferber olduk. Ancak bunu yaparken de bütün savaşlarda ve özellikle burada, Gelibolu'da hayatlarını kaybedenlerin anısı için Cumhurbaşkanı Atatürk'ün şu dileğini içtenlikle yerine getirmek istiyoruz, 'Yurtta Sulh Cihanda Sulh.”