Güncelleme Tarihi:
Haftanın yeni filmlerinden ‘‘Ronin’’ adını eski bir Japon efsanesinden alıyor. Efsaneye göre, efendileri öldürülen samuraylar bundan büyük utanç duyar, ülkeyi baştan başa dolaşır ve kiralık silahşör olarak kendilerine iş ararmış. Filmimizin adı‘‘Ronin’’, bu samuraylara sonradan verilen isim.
Efsanevi yönetmen John Frankenhemier'in (Alkatraz Kuşçusu, The Manchurian Candidate, Mayıs'ta Yedi Gün, Kiev'deki Adam, The French Connection-2, Kara Pazar) yönettiği filmin başlıca rollerini Robert De Niro (hangi birini sayalım?), Jean Reno (Derinlik Sarhoşluğu, Nikita, Leon, Roseanne, Görevimiz Tehlike, Godzilla), Natacsha McElhone (Picasso'yla Yaşamak, Truman Show), Stellan Skarsgard (Dalgaları Aşmak, Can Dostum) ve Jonathan Pryce (Carrington) paylaşıyorlar.
Sinema keyfinizi kaçırmadan filmin konusunu da biraz anlatalım. Savaş aletleri, araştırma ve gizli operasyonlar gibi konularda uzmanlaşmış altı yabancı Paris'in göbeğinde eski bir depoda buluşurlar. Hükümetleri bile devirecek en karanlık sırları bilen bu ajanlar soğuk savaş döneminde çok gizli operasyonlar yapmışlardır. Başkanları Sam (Robert De Niro) silahların dilinden iyi anlayan ve savaş stratejisinde uzmanlaşmış bir Amarikalı'dır. Yine bir Amerikalı olan Larry (Skipp Sudduth) araç sürücülüğü yapmaktadır. İngiliz vatandaşı Spence (Sean Bean) silah uzmanı, Alman Gregor (Stellan Skarsgard) ise elektronik uzmanıdır. Koordinasyonu Vincent (Jean Reno) adlı Fransız ajan sağlamaktadır. Aralarındaki tek kadın olan İrlandalı Deirdre (Natascha McElhone) ise müşteriyle tek bağlantı noktası işlevini görür.
Peki bütün bu seçkin suç makineleri neden bir araya gelmiştir? Ekip, patronlarının kimliğini bilmeden içinde birtakım çok gizli belgelerin olduğu bir çantanın peşine düşmek için tutulmuştur. Hepsi çok yüksek bir görev bilinciyle donanmış olduğundan, içeriğini bile bilmedikleri bu belgeleri ele geçirmek için hayatlarını tehlikeye atmaktan çekinmezler.
‘‘Ronin’’in saygın yönetmeni John Frankenheimer filmini şöyle anlatıyor: ‘‘Kuşku, güvensizlik ve ihanet üzerine bir gerilim filmi. Oldukça fazla aksiyon unsuru barındırmasına rağmen, temelde ahlak ve onur gibi kavramların anlamını sorgulayan ve ‘işini yapmak’ kavramının ne anlama geldiğini irdeleyen bir film olduğunu söyleyebilirim.’’
Filmde yönetmenin isteği üzerine karmaşık aksiyon sahnelerinin çekimlerinde dijital numaralar yerine geleneksel çekim tekniklerinin kullanıldığını da hatırlatalım. Filmin tam da bu nedenle gerçek bir aksiyon tadında olduğu söyleniyor. Filmle ilgili önemli bir not da şu: Senaryoda adı geçen Richard Weisz, ünlü senarist ve ‘‘Oyun Evi’’nin yönetmeni David Mamet'in takma adı.