Gel gel gel hip-hop’a gel

Güncelleme Tarihi:

Gel gel gel hip-hop’a gel
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 27, 2002 02:03

Amerika'daki siyah gettolarından doğan sokak kültürü hip-hop bizde de hızla yayılıyor. Reklam müziklerinde rap şarkıları kullanılıyor, Özlem Tekin hip-hop söylüyor, Haluk Levent rapçi Maho B. ile düet yapıyor, her gün yeni yeni rapçiler çıkıyor.

Hiçbiri bir zamanlar 750 bin satan efsanevi rap grubu Cartel'in yanına yaklaşamasa da hip-hop dinleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Sadece büyük şehirlerde değil, Anadolu'da da hip-hop partileri düzenleniyor. Rap ile hip-hop aynı şey değil. Hip-hop başlı başına bir kültür, yaşam tarzı ve kimilerine göre felsefe. Rap ise bu kültürü dile getiren sözlü müzik. Türkiye'deki rapçiler büyük yapımcıların ve medyanın ilgisini

çekememekten ve ciddiyetsiz bulunmaktan şikayetçi: ‘‘Cartel çıkmadan önce de Türkiye'de rap vardı. Şimdi tam zamanı, rap'e bir yatırırsanız on alırsınız. Pop müzik nasıl arabeskin önüne geçtiyse rap de popun önüne geçecek. Tüm dünyada rap çok revaçta, bizde de rap zamanı geliyor. Türkiye'de rap yapan herkes bunu ilk kez Cartel'den gördü inkar edemeyiz. Onlar büyük bir şirketten albüm çıkardılar, aynı promosyon bize de sağlansa biz de çok satarız. Albümlerimizi götürün Amerikalılar'a dinletin kesinlikle yadırgayamazlar’’ diyorlar. Türkiye'de kimsenin yazamadığı sözleri yazdıklarını iddia eden bu ‘bol pantolonlu çocukların’ meseleleri de dertleri de bol, inanmazsanız yazıya göz atın.

BARİKAT

‘Güneşin Çocukları’ albümünü çıkaran Barikat'tan Jöntürk (28) Uludağ Ünversitesi'nde sosyoloji okuyor. Barikat Anadolu hip-hop yaptığını söyleyen beş yıllık bir grup. Öncesindeyse ‘Güneşin Çocukları’ adını taşıyan kırk kişilik çevreci bir oluşumdu. Bursa Amatör Yazarlar Derneği'ni kurdular, dergi çıkardılar ve sonunda rap müziğe dümen kırdılar. ‘‘Rap sistemi eleştirirse, sistem size yol vermez. Kendinizden ve protestliğinizden taviz verip bu işi yumuşatmanız gerekiyor. Bu müziğin tüketicisi tam olarak oluşmadı, kendi sektörümüzü oluşturmaya başladığımızda bizi kimse tutamayacak. Biz politik bir grubuz, sorunların sistemden kaynaklandığını söylüyoruz. Hedef kitlemiz de halkın ta kendisi. Bugüne kadar Bursa'da 100'ün üstünde konser verdik. Sivas'ta, Kayseri'de, Çanakkale'de, Yalova'da, Kartal'da meydanlarda ücretsiz konserler veriyoruz.’’ diyor Jöntürk.

SIRHOT

Sirhot (29) Digitalmix adlı rap ve hip-hop stüdyosunun sahibi. 13 yaşından beri rap yapıyor. Menajerliğini Nazan Öncel'in yaptığı ve Amerika'da hazırladığı Narkotik adlı albümünü 1996'dan beri bir türlü piyasaya çıkaramamış: Başkalarının albümlerine prodüktörlük yapıyor, inşallah yaz sonunda kendi albümü de piyasaya çıkacak. ‘Amerika'da her şarkı için bin dolar harcadım ama buraya getirince şuraya saz koyalım, buraya darbuka koyalım dediler. Şirket şirket dolaştım ama bir türlü çıkaramadım albümü’’ diyor. Narkotik’in en çok ilgilendiği konu uyuşturucu. Sözlere çok önem vermiyor, önemli olan söz-müzik uyumu ve altyapı.

CEZA

Ceza'nın (25) albümleri 20 bin civarında satıyor. Altı yıldır rap yapıyor ve TEDAŞ'ta işçi olarak çalışıyor. Nefret grubuyla da albüm (Anahtar ve Meclis'i Ala) yaptı ama son albümü ‘Med-Cezir’ (Hammer Müzik) ile yoluna tek başına devam ediyor. Kendine çok güveniyor ve bu işi en iyi yapanlardan biri olduğunu iddia ediyor. ‘Madem bizi Türkiye’de anlayamayacaklar bari yurtdışına açılalım' diyerek yurtdışında konserler verdi, şimdi bir New York bağlantısı kurmak için uğraşıyor: ‘‘Temalarım sosyal konular. Politikacılara da polise de gereken her şeyi söyledim. Hiçbir şeyden korkmuyorum, daha da sertleşeceğim. Savaş, soykırım, ırkçılık, faşizm, yozlaşma, cehalet ve rüşvete kesinlikle karşıyım ama bunları politik olayım diye yapmıyorum. Yıllardır işçi olarak çalışıyorum, insanların para kazanmak için neler çektiğini görüyorum ve bunları anlatıyorum. Bir dolu problemi bizden başka kimse dile getirmiyor, sanki herkesin tek derdi aşk, aşk, aşk. Kolay kolay hazmedilemeyecek underground bir müzik yapıyorum. Tarzımdan ödün verirsem kendime ihanet etmiş olurum, o zaman pop da yapmam gerekir. TV programlarından teklifler geliyor çoğunu kendime yakıştıramadığım için katılmıyorum. İsteseydim büyük bir şirketten de albüm çıkarabilirdim ama illa şuraya dansöz koyalım buraya darbuka koyalım diyorlar. Bir tane rap klibimiz var, bir türlü yayınlatamıyoruz.’’

ZİHNİ ŞAHİN

Meyvesini büyük şirketler toplayacak


Zihni Şahin hem Akmar Pasajı'ndaki Zihni adlı müzik dükkanının, hem de hip-hop albümlerine prodüktörlük yapan Zihni Müzik Şirketi'nin sahibi. Maho B'nin, Ondaon'un, Barikat'ın ve Rapor 2'nin albümlerini o çıkardı. ‘Şu an albümler 3-15 bin arası satıyor. Çok iyi biliyorum bu müziği bizim gibi küçük şirketler tanıtacak, meyvesini birkaç yıldan sonra büyük şirketler toplayacak. Dinleyiciler ya liseli ya da üniversitenin ilk yıllarından. Otuzuna yaklaşmış dinleyici parmakla sayılıyor, onlar da meraktan alan arşivciler. Tanıtım olanakları arttıkça yaş grubu düşecek, ilkokul öğrencileri bile gelecek. Şimdiki satışların on katına ulaşması işten bile değil’ diyor.

ONDAON

‘Nakavt’ adlı bir albüm çıkaran Ondaon üyelerinden Ramiz (sağdaki) 20 yaşında ve Hacettepe Üniversitesi'nde grafik öğrencisi 14 yaşından beri rap yapıyor. Tuzak (22) Selçuk Üniversitesi'nde Kamu Yönetimi'nde okuyor. Kendi stüdyoları var ve kayıt kalitelerinin Tarkan'ın albümlerinden bile daha iyi olduğunu söylüyorlar. Kendilerini muhafazakar olarak nitelendiriyor, albüm kapaklarında Allah'a teşekkür ediyorlar ve bunun rap'e köstek olacağını düşünmüyorlar. Sosyal meselelerle ilgileniyorlar, sisteme karşı değiller. Anlatmak istediklerini karşılayacak bir ideoloji ve politika tanımıyorlar. Onlara göre müzik piyasasının içinde arabesk de, rap da pop müzik de olmalı.

HIP-HOP RACONLARI

Rap dijital olarak yapıldığından bilgisayarla haşır neşir olmak şart. Elektro gitar, davul, bas gibi canlı enstrümanlar da kullanılıyor. Herkesin yapabildiği demokratik ve alternatif bir müzik .

Ortamda bir kız varsa ‘dans edelim onu etkileyelim’ diye giren maymun iştahlı çok rapçi var. Gerçek hip-hopçular onlara özenti diyor.

Rap şarkıcıları arasında kadın pek yok. Ceza'nın kızkardeşi ve kız arkadaşı da albümlerinde vokal yapmış. ‘Kötü de olsalar sadece Aziza A. ve Sultana vardı’ diyorlar.

Bu kültürün önemli parçalarından biri break dance. Dünyada break dance'ın Türkler'in elinde olduğu söyleniyor. Dünya şampiyonu olan b-boy bir Türk. Break dance artık okullarda da öğretiliyor.

Bir başka önemli unsur da graffiti. Misero adlı graffitici ‘Duvarlara yazı yazmamız siyasi algılanıyordu ama artık mağazalardan ve belediyelerden bile teklif alıyoruz. Türkiye’de sanat olarak görülmüyor ama dünyada önemli bir sanat graffiti' diyor. Yapılmış bir graffitinin üstüne graffiti yapılmaması da işin raconu. Kovboy 69 adlı bir Türk graffitici dünyanın en önemli graffiticilerinden biri sayılıyor.

Hip-hop dinleyicilerinin, özellikle de break dance fanatiklerinin, varoş çocuklarından oluştuğu önyargısına karşı çıkıyorlar ama clubberler gibi zengin ailelerin çocukları olmadıklarını da kabul ediyorlar. Son yıllarda dinleyiciler ilkokul mezunu çocuklardan liselilere (ama daha çok devlet lisesi, kolej değil) doğru kayıyor ama onlar herkese ulaşmak istiyorlar.

Amerika'daki rapçiler şarkı sözlerinde dümdüz gidiyorsa da bizimkiler terbiyeli. Ceza, dışında sokak dili kullanan yok. Onun ‘Sizleri Boğaz köprüsünde düzmek borcum oldu’’ gibi sözleri mevcut. Barikat ise küfürlerde kadınların aşağılandığını düşündüğü için kullanmıyor.

Skate (kaykay) kültürü de kimilerine göre hip hop'un bir unsuru sayılıyor.

Sanıldığı gibi rockçular onlardan onlar da rockçılardan nefret etmiyor.

En güzel hip-hop partileri 96-98 yılları arasında gerçekleşmiş. Taksim, Kadıköy, Bakırköy grupları varmış ama bunlar artık aşılmış. ‘Şimdi artık cılkı çıktı bu işin, kötü niyetli organizatörler insanları dolandırıyor. Mekan sahipleri kötü davranıyor, ortamlar havasız, ses düzeni berbat’ diyorlar. Anadolu'da durumun daha iyi olduğu ve meydanlarda break dance yarışmaları yapıldığı söyleniyor.

Hip-hop müzikte çok fazla el kol hareketleri yapılıyor, vücut dilini kullanıyorlar. Bu hareketlerin özel anlamları yok, pandomim gibi şarkı sözlerini görsel bir hale getirmeye, desteklemeye ve enerjik bir hale getirmeye yarıyorlar.

Barikat grubu dışındakilerin kitaplarla araları pek iyi değil. Gazete ve mizah dergileri okuyor, sözlerini daha çok gözlemlere dayandırıyorlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!