Güncelleme Tarihi:
Yazıda öne sürdüğüm fikirlerin biraz daha geniş bir açıklamasını TRT radyoları'nda da yaptım. Savaşın askeri stratejisini de, bu yeni perspektiften soyutlamak mümkün değil. Netekim genel stratejinin sadece çok küçük bir parçası olan savaş stratejisini, eski modellerle anlamaya çalışan yeni televizyon yorumcusu, eski generaller de fena halde çuvalladılar. Savaş kısa sürdüğü için, eski dinamikler, eski modeller, eski düşüncelere dayalı değerlendirmelerin ne kadar kof olduğu da kısa sürede anlaşıldı.
YENİ GÜÇLER HARİTASI
Ancak asıl savaş başka alanlarda, başka cephelerde, başka süreçlerde yaşanıyor ve bu savaş, Irak'ta şahit olduğumuz sıcak savaşa göre daha uzun sürecek bir savaş. Dolayısıyla, yeni dünya düzeninin kurulmasına yönelik stratejiler hakkında ahkam kesen eski tüfeklerin ne denli çuvalladığına da, korkarım ki ancak savaş bittiğinde, ya da sonu iyice yaklaştığında tanık olacağız. Ve gerçekler kafalara dank ettiğinde ne yazık ki, dünya güçler haritası yeniden çizilmiş olacak ve Türkiye bu sanal haritada eskisine göre daha küçük bir alan kaplayacak.
Daha önce de defalarca belirttiğim gibi yeni dünya düzeninde, yeni ekonomide bilgi en değerli meta olacak. İlla bir benzetme yapmak gerekirse fason tekstil ürünleri imal eden bir ülke olmakla, ünlü moda markaları yaratan bir ülke olmak arasındaki fark, sanayi ve tarım toplumlarıyla bilgi toplumları arasında gözükecek.
Türkiye Sanayi Çağı'nda ikinci sınıf bir ülke olarak kaldı. Dünya şu an içinde yaşadığı geçiş dönemi olan Enformasyon Çağı'nı aşıp Bilgi Çağı'na eriştiğinde, yani yeni dünya düzeni oturduğunda, bugünkü gidişata bakılırsa Türkiye ne yazık ki ikinci sınıf bile değil üçüncü sınıf bir ülke olarak bu düzende yerini alacak.
Hürriyet'te İnternet etiketli Bilgi Çağı yazıları yazmaya başladığım 1995 yılında, ''Sanayi Çağı'nı ıskaladık, Bilgi Çağı'nı ıskalamayalım, bari bu treni kaçırmayalım'' diye bağırırken, ABD dışında dünyanın diğer ülkeleriyle hemen hemen aynı şansa sahiptik. Hepimiz yolun başındaydık, hepimiz aynı olanaklarla donanmıştık. Enformasyon Çağı trenine biniş bileti öyle çok pahalı da değildi üstelik.
Aradan sekiz yıl geçti ve tek değişen şey sekiz yıl önce sarf ettiğim ve o dönemde ileri görüşlü bazı kişilerce tekrarlanmasından gurur duyduğum ''Sanayi Çağı'nı ıskaladık, Bilgi Çağı'nı ıskalamayalım, bari bu treni kaçırmayalım'' lafının günümüz siyasetçilerin ağzına sakız olması oldu. Geçti kardeşim geçti, bu lafları duymak sadece acı veriyor artık.
TÜRKİYE SINIFTA KALDI
Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum-WEF) geçtiğimiz günlerde bir rapor yayınladı (@www.weforum.org/gitr) . Ağa Hazır Olma Endeksi (Network Readiness Index) isimli araştırma sonucu, seksen ülkeyi ağ altyapısı, pazar ve regülasyon koşulları, enformasyon ve komünikasyon teknolojilerinin bireysel, kurumsal ve kamusal kullanım oranlarına göre sıralıyor. Yani bir bakıma Yeni Dünyaya Hazır Olma Endeksi ...
İşte bu sıralamada Finlandiya, ABD'yi sollayarak at başı bir numaraya yerleşti. Üçüncü sırada Singapur var. İlk onun diğer üyeleri İsveç, İzlanda, Kanada, İngiltere, Danimarka, Tayvan ve Almanya olarak sıralanıyor. Seksen ülkelik listede Türkiye ellinci sırada . Litvanya, Meksika, Hırvatistan ve Kosta Rika'nın hemen arkasında gidiyor. Türkiye'yi ise sırasıyla Ürdün, Fas, Nambiya, Sri Lanka, Uruguay, Maritius, Dominik Cumhuriyeti, Trinidad ve Tobago, Kolombiya ve Jamaika izliyor. Çok değil bir az altımızda, listenin en son üç sırasında ise Zimbabve, Honduras ve Haiti kapışıyor .
Uyu Türkiyem uyu. Uyuyun politikacılar, uyuyun köşe yazarları, uyuyun aydınlar, uyuyun... Yarınlar sizin.
Geçti Bor'un pazarı götür semerindekini Niğde'ye...