OluÅŸturulma Tarihi: Mart 26, 2001 00:00
GEÇMİŞİN PARLAYAN YILDIZI ŞİMDİNİN HAYAL KIRIKLIĞI: 'MİR' UZAY İSTASYONUNUN HAZİN ÖYKÜSÜ Yere çakılan ekonomisi ve inançlarıyla karamsarlık okyanusunda boğulmayı bekleyen bir tek Türkler değil dünyada bugünlerde. Elbette son başarısızlıkları müteakip her zaman yaptığımız gibi ülke olarak içimize kapandık yine. Pek çoğumuz için canını veya gününü kurtarmak dünya üzerindeki tek sorun şimdilerde. Elden bir şey de gelmiyor ki, oturup bu kabusun bitmesini beklemekten başka. Ama inanın bizden kötüsü de var şu evrende. Mesela şanlı tarihinde yıldızlarla arkadaşlık yapmış, nice uzay adamını ağırlamış, koskoca bir ülkenin simgesi olmuş 'Mir' uzay istasyonu gibi. Son iki yılını 'dervişini' beklemekle geçiren talihsiz Mir, kurtarılamayacağı anlaşılınca ölüme mahkum edildi. 135 tonluk gövdesi; eski sakinlerine ait özel eşyalar, müzik aletleri, duvarlarındaki Ortodoks ikonları ve 400 kitaplık kütüphanesi ile yavaş yavaş atmosferde ilerleyerek her yıldızın vedası gibi kayarak yok olacağı ana yaklaşıyor. Sizler gibi kötü ekonominin kurbanı olmuş bir başkasının öyküsünü anlatmak istiyoruz bu hafta. Sonumuz inşallah aynı olmaz ümidiyle… Gündelik yaşamdan bir parça koparıp sizi, uzayın derinliklerine sürüklemek amacımız. Biraz astronomi, biraz ruh sağlığı… Gelin her zaman olduğu gibi tarihle işe başlayalım. Soğuk savaşın tüm hararetiyle sürdüğü yıllarda Amerikalıların U.S: Skylab adlı uzay istasyonu dünyaya ilk çakılan uzaylı unvanını alarak 1979 yılında Avustralya açıklarına düşmüştü. Peşinden mekik faciasında ölen Amerikalılar iyiden iyiye işi çıkmaza sokmuştu. İşte Sovyetler bu aşamada öldürücü hamleyi yapıverdiler. Vega projesi çerçevesinde 1986 yılında zamanının en büyük uzay istasyonunu yörüngeye oturttular. Artık çeşitli uzay araçlarının sığınabilecekleri bir liman, deneylerin ve araştırmaların gerçekleştirilebileceği büyük bir laboratuar,uzun süreli dünya dışı yaşamın sınanabileceği bir ev, yoldaş ülkelerin yararlanabileceği bir platform, yani Sovyetler Birliği gibi ihtişamlı bir istasyon uzayda yerini almıştı. Adını 'Barış' (Mir) koydular. İlk kez Sovyet televizyonları kendilerinin başardığı bir uzay projesini naklen veriyorlardı. İlk giden iki kozmonot tam 238 gün kaldılar. O zaman için inanılmaz bir süreydi bu. 15 yıl içinde 62si yabancı 103 astronot görevi devraldı sonraları. Hatta bizim televoleciler ve teksoyluların kulakları çınlasın, bir Japon televizyonu 12 milyon dolar ödeyerek bir gazeteciyi bile istasyona gönderdi. Valery Polyakov uzayda 439 gün kalarak kırılması günümüz için bile imkansız görülen bir rekora imza attı. Elbette o zamanlar Sovyet sistemi kapalı bir kutu olduğu için istasyon hakkında doğru bilgiler alınamıyordu. Bütün dünya uzun yıllar Mir'i geleceğin hayallerini gerçekleştirebilecek bir kapı olarak gördü. Ta ki Amerikan-Rus ortak uzay projeleri gerçekleştirilene kadar… Zamanla Sovyetler Birliği yıkılmış, Rus ekonomisi iyiden iyiye bozulmuştu. Ruslar Amerikalılarla ortak projeler hazırlayarak onlardan kredi almaya çalışıyordu. Ancak son ortak uçuşta Amerikalı astronotlar ülkelerine inince toprağı öperek bir daha hiçbir kuvvetin herhangi bir Amerikalı astronotu Mir'e, yani ölüme yollayamayacağını itiraf ettiler. NASA 1998 yılında bir rapor hazırlayarak Mir'in bakımsızlıktan uçamaz ve onarılamaz hale geldiğini ve talep edilen 400 milyon dolarlık kredinin parayı çöpe atmakla eşdeğer olacağını bildirdi. Hiç açıklama yapılmadığı halde Mir'de iki kez büyük yangın çıktığı, bir kez başka bir uzay aracıyla şiddetli bir çarpışma olduğu, bir çok aletin çalışamaz durumda olduğu anlatılıyordu. Bu rapor üzerine NASA Mir'i ortak uzay çalışmalarında çıkardı. İşte ondan sonra çöküş başladı. Ruslar para bulmak için her şeyi denediler. Hatta 100 milyon dolar önererek Mir'i dev bir çöp mıknatısına çevirmek isteyen İngiliz iş adamının teklifin parlamentoya bile götürdüler. Sonra adamın dolandırıcı olduğu ortaya çıktı. Mircorp diye şirket kurup uzayda turizm veya deney yapmak isteyenlere kiralamak istediler. Kimse başvurmadı. 'Rusya'nın tarihini koruyalım' sloganıyla banka hesabı açıp tüm dünyada para toplamak istediler. Eski kozmonot, parti meclisi üyesi Sevastyanov mecliste 'Mir Rusya'nın sembolüdür. Bir zamanlar neler yapabileceğimizi bize gösteren geçmişe ait tek kanıttır' diye konuşma yaptı.10 milyon dolar bile toplanmadı. Maalesef Rus hükümeti 27 Ağustos 1999'da Mir'e artık insanlı uçuş planlamadığını ve bir yıl sonra istasyonun düşürüleceğini açıklamak zorunda kaldı. Sonra ilginç bir nostalji akımı yaşanmaya başladı birden.. Terminatör, Platoon gibi filmlerin yapımcısı John Daly, 'Son Yolculuk' adlı Mir'in öyküsünü anlatan bir
film hazırlamaya baÅŸladıklarını, baÅŸrolde Rus aktör Steklov'un oynayacağını, filmde Robert De Niro, Sean Penn ve Catherine Zeta Jones'un rol alacağını ilan etti. Senaryodan ip ucu verelim mi.. Mir dünyaya düşerken kozmonotlardan biri istasyonda kalıp ölmeyi seçer. Onu oradan ancak bir kadın kurtarabilir. Zaten Catherine Zeta Jones'un ikna edemeyeceÄŸi bir kozmonot olabileceÄŸine kim inanır ki. Herring Media Group adlı ÅŸirket Mir düşerken yakından görmek isteyenler için uçaklarla gezi hazırladı. Bilet 6500 dolar. Fiji'de iki gece oda kahvaltı dahil. Biletlerin bir kısmını Mir'de yaÅŸamış eski kozmonotlar satın almış bile. Troika Dialog adlı bahisçi firma ise düşeceÄŸi yeri tam olarak bilme yarışması açmış. Bir çok Rus Yeni Zelanda'nın Christchurch yakınlarına düşeceÄŸi üzerine bahse girmiÅŸ. Niye mi? Çünkü Mir'in yaratıcısı Adshead orada yaşıyormuÅŸ. Sigorta ÅŸirketleri ise dünyaya Mir'in taşıyacağı yeni mikroplardan etkilenecekler için kampanya baÅŸlatmış. Birçok kiÅŸi yepyeni uzay mikroplarının salgınlar yaratacağından endiÅŸe ediyormuÅŸ. Oysa 135 tonluk istasyondan dünyaya ancak 20-25 tonunun ulaÅŸabileceÄŸi düşünülüyor. Bu da Pasifik Okyanusunda 2000 kilometrelik bir alana yayılacak zaten. Aman endiÅŸe etmeyiniz. Siz okuyucularımız için Allah'a şükür herhangi bir tehlike bulunmuyor. Aslında deprem, ekonomik kriz filan derken Mir'in de üstümüze düşmesi yakışırdı bize doÄŸrusu. Umarım öykümüz sizi biraz olsun dalgalanmaya bıraktığınız sorunlarınızdan uzaklaÅŸtırmış ve evrende yalnız olmadığınızı göstermiÅŸtir. Hatta politikacılarımızın da dünyada eÅŸi ve benzerleri olabileceÄŸini gösterebilmesi bakımından Rus milletvekili Titov'un mecliste Mir'in düşmesi konusundaki konuÅŸmasıyla yazımızı noktalamak isteriz. 'Bir ülkenin tarihinde baÅŸarılar ve baÅŸarısızlıklar hep vardır. Mir bir baÅŸarı örneÄŸidir' SaÄŸlıklı haftalar… Dr. Serdar GÃœNAYDIN - 26 Mart 2001, Pazartesi Â
button