Oluşturulma Tarihi: Haziran 03, 2004 00:00
Sofia Coppola sadece usta yönetmen Francis Ford Coppola'nın, baba mesleğine meraklı küçük kızı olarak hatırlanmayacak kuşkusuz.Genç Coppola, senaryosunu yazıp yönettiği ikinci uzun metrajlı filmi Lost in Translation ile en iyi yönetmen dalında Oscar'a aday gösterilen ilk (ve şimdilik tek) Amerikalı kadın yönetmen olarak çoktan tarihe geçti bile. Lost in Translation 4 Haziran'da Bir Konuşabilse adıyla Türkiye'de gösterime giriyor. Sinema eleştirmenleri tarafından "Tokyo için yazılmış bir güzelleme " olarak nitelendirilen
film, konusu ve atmosferinin yanısıra oyuncuları ile de dikkat çekiyor. Filmde, deneyimle aktör Bill Murray ile Orada Olmayan Adam, Amerikan Rapsodisi ve İnci Küpeli Kız gibi filmlerdeki performansıyla dikkat çeken genç oyuncu Scarlett Johansson başrolleri paylaşıyor. Lick the Stars adlı kısa filmi ve ilk uzun metrajlı çalışması Virgin Suicides'da hep genç kadınların dünyasını anlatan Sofia Coppola, Lost in Translation'da Bill Muray ile çalışarak orta yaşlı erkeklerin dünyasını da keşfediyor. JAPONYA ÇOK FARKLI BİR DÜNYASofia Coppola'nın Lost in Translation'ı çekme fikri, onun bu ülkede yaşadığı deneyimlerle ilgili. 20'li yaşlarındayken bir süre Japonya'da yaşamış genç yönetmen "Herhelde, iki yıl içinde altı yedi kere gitmişimdir, sırf Tokyo’da olmak için, oradaki Park Hyatt otelinde kalmak için" diyor ve devam ediyor: "Tokyo’da geçen bir şey yapmak istiyordum, otellerde hep aynı insanların yanından geçip gitme fikri de hoşuma gidiyordu. Bu insanlar birbirlerini hiç tanımasalar, hiç konuşmasalar bile aralarında bir tür bir yoldaşlık ilişkisi oluyor. Ayrıca Japonya’da bir yabancı olmak... her şey abartılı geliyor insana. "Jet lag" olmuşsun, ve gecenin yarısında hayatını düşünüyorsun."Genç Coppola, senaryoyu Japonya’da yazmamış. Japonya seyahatleri sırasında bir çok fotoğraf çekmiş.... Zaten çekimlerin yapıldığı mekanlar da Coppola'nın bu kentte en çok sevdiği yerler. Filmi çekmeye onu özendiren kişilerden biri de Charlie Brown dediği Japon arkadaşı Fuhimiro Hayashi, "Charlie hiç durmadan “Tanrı Kraliçeyi Korusun” derdi. İşte beni filmi çekmeye özendiren görüntülerden biri de buydu. Sofia Coppola, çekimlere başlamadan bir yıl kadar önce dostlarıyla birlikte Japonya’ya gidip ona ilginç gelen herşeyi kamerasına kaydetmiş. Daha sonra da senaryo üzerinde çalışmaya başlamış.Coppola'yı Tokyo'ya çeken en önmeli özelliklerinden biri de Avrupa’dan çok farklı olması. Diyinin alışkanlıkların kısacası kültürün tamamen farklı olması. "Hatta bakkaldan alışveriş yapmak bile" diyor Coppola. BABASININ KIZI SOFIABeş kez Oscar ödülü kazanan sinema duayeni Francis Ford Coppola'nın kızı olan Sofia Coppola, 14 Mayıs 1971 New York doğumlu. Kuzey California’da büyüyen Sofia Coppola, California Sanat Akademisi'nde okudu. Yazıp yönettiği 1998 tarihli, 14 dakikalık ilk filmi “Lick the Star” Venedik Film Festivali'nde gösterildi.İlk uzun metrajlı filmi “ The Virgin Suicides” ı 1999 yılında çekti. Pulitzer ödüllü Jeffrey Eugenides’in aynı adlı romanından uyarladığı bu filmde Kirsten Dunst, Josh Hartnett, James Woods ve Kathleen Turner gibi oyuncularla çalıştı. Sofia Coppola bu film ile MTV’nin en iyi yönetmen ödülünü aldı.HAFTANIN YENİ FİLMLERİYLE İLGİLİ AYRINTILI BİLGİ İÇİN:
button