Güncelleme Tarihi:
O, hayatında hep geçim sıkıntısı, ailesine yardım etme kaygıları yaşayan, sokakları oyun alanı değil ekmek kazanma kapısı olarak gören bir çocuk. Yüzlercesi, binlercesi gibi sokaklarda mücadele verirken, şimdi bu zorlu yaşamda ayakta kalmak için baş vurduğu yumruklarını başka bir amaç için kullanıyor.
Bir zamanlar sokaklarda çalışan 30 çocuk, Fenerbahçe Spor Kulübü ile Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'nün katkılarıyla oluşturulan boks okulunda 2 yıl önce başladıkları eğitim sonucunda şampiyonluğa adım attı.
Boks sporuna gönül veren küçüklerin öyküsü bundan 2 yıl önce başladı. Miniklerin antrenörü ve 1994 yılı Gençler Dünya Şampiyonu Mustafa Genç ile Fenerbahçe Boks Şubesi Kaptanı Mert Öztemel'in girişimiyle kurulan Fenerbahçe Ankara Boks Okulu'na 8-12 yaşları arasındaki 30'un üzerinde çocuk adım attı.
Zorlu bir çalışmanın içine giren, geldiklerinde ayaklarında pabuçları, ceplerinde harçlıkları olmayan küçüklere yardım eli uzatıldı. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'ne bağlı Şefik Tetik Boks Salonu tahsis edilen küçüklere Fenerbahçe Spor Kulübü tarafından yol parası sağlandı, kendi deyimleriyle “maaş” bağlandı.
Ankara'nın İsmetpaşa Mahallesi'nde tek göz gecekondularda yetişen ve bazılarının babaları işsiz olan bu çocukların zorlu maratonlarında yoksulluk ringe çıkmadan önce de yakalarını bırakmadı.
Gereken sıklete bir türlü çıkamayan ve aralarında ağır sıklette sporcu bulunmayan küçükler, beslenme yetersizliği nedeniyle bir türlü 32 kiloya ulaşamadı. Büyük çabalar sonucunda sağlıkları düzelen ve az da olsa kilo alan çocuklar, sonunda 10 turnuvada 62 birincilik alırken, içlerinden Türkiye şampiyonu, ikinci ve üçüncüleri çıktı.
Okulda eğitim gören çocuklardan Serkan Onğulu, Yasin Ersarı, Adem Dinçer, Sedat ve Nurettin Ovat, Cengiz Onat, Harun Şimşek, Muharrem Altay ile Ömer Kutum, son olarak 19 Mayıs Haftası çerçevesinde düzenlenen Ankara Minikler ve Yıldızlar Şampiyonası'nda il birinciliği kazandı.
YOKSULLUĞA İNEN MİNİK YUMRUKLAR
Miniklerin antrenörlüğünü üstlenen Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Wushu Federasyonu Genel Sekreteri ve 1994 yılı gençler dünya boks şampiyonu Mustafa Genç, küçük boksörlerden Yasin Ersarı'nın İsmetpaşa Mahallesi'ndeki gecekondusunda soruları yanıtladı.
Boks sporuna gönül veren miniklerin öyküsünün 2 yıl önce başladığını aktaran Genç, o dönemde 8-12 yaşları arasında bulunan çocukların eğitime alındığını söyledi. Şu anda 11-15 yaşları arasındaki 20 çocukla çalıştıklarını ifade eden Mustafa Genç, zor şartlarda yaşayan çocukları topluma kazandırabilmek için çaba gösterdiklerini söyledi.
Çocukların boks alanında şampiyonluklar elde ettiklerini, katıldıkları turnuvada tüm takımların toplam derecelerinden daha fazla derece yaptıklarını belirten Genç, miniklerin bokstaki başarısını da “Zor şartlarda yaşayan insan mücadeleye daha yatkın oluyor. Küçüklerin bokstaki başarısının sırrı da bu” diye özetledi.
Çocuklar ilk başladığında aralarında madde ve sigara bağımlılarının bulunduğunu kaydeden dünya şampiyonu boksör, “Amcasının oğlunu dövmek istediğini söyleyerek bize gelen, ilk günlerde birbirine bıçak çeken çocuklar oldu. Ancak tüm zorlukların üstesinden geldik” dedi.
“ROCKY FİLMİNİ İZLETMİYORUM”
Minik boksörlerin boksu bir spor olarak görmesi için gayret sarf ettiklerini, kendilerine iyi örnekler almalarını istediklerini anlatan Genç, “Örneğin, 'Rocky' filmini izletmiyorum. Çünkü orada bir spor yok, kurgu var. Aldıkları tüm örnekler doğru olmalı” sözleriyle disiplinle gelen başarıyı aktardı.
Devamlılığı olan sporcunun başarılı olacağını vurgulayan Mustafa Genç, sokaklardan ringlere uzanan öyküyü şöyle anlattı:
“Onlar mendil satıyor, boyacılık yapıyordu. Köftecide çalışan çocuğumuz var. Boks yoluyla disipline ederek onları topluma kazandırmak istedik. İlk geldiklerinde birbirleriyle kavga ediyorlardı. Bazıları gitti, bir daha gelmedi. İçlerinden bazıları yeniden sokaklara döndü ama biz büyük çoğunluğunu sporla yaşama kazandırdık. Onların şimdi belli bir kaynakları var. Şampiyonluklar kazandılar. Bize, 'siz çocukları şiddete mi yönlendiriyorsunuz' diye soranlar olabilir. Ancak amaç bu değil. Televizyonlardaki bazı dövüş filmleri, bizim asla tasvip etmediğimiz kick box gösterileri gerçek şiddettir. Biz onları boksla disipline ederek asıl yaptıkları kavgaları, dövüşleri azalttık, hatta bitirdik. Şimdi kavga etmiyorlar, hepsi birbirinin can arkadaşı.”
“DÜNYANIN EN İYİ BOKSÖRÜ OLMAK İSTİYORUM”
Küçük boksörlerden 13 yaşındaki Sedat Ovat, eskiden boyacılık yaptığını ve sokaklarda kağıt mendil sattığını söyledi.
Boksu çok sevdiğini dile getiren Ovat, bunun kendine göre haklı gerekçesini de “13 yaşındayım. Küçük yaşta sokaklarda çalıştım. Olimpiyat şampiyonu olup kendimi buradan kurtarmak istiyorum” diye açıkladı.
Birincilik alan küçüklerden Yasin Ersarı da boksun kendisi için hem oyun hem de spor olduğunu ifade etti. “Rocky”, “Pusat” gibi sinema filmlerindeki karakterlerin gerçek kahramanlar olup olmadığını minik kafasında sorgulayan Ersarı, gelecekteki hedefini de “Dünyanın en iyi boksörü olmak istiyorum” sözleriyle ortaya koydu.
Boks okulunda eğitim gören Ömer Kutum ise bir Türkiye şampiyonu. Madalyasıyla gurur duyan Kutum, 8 yaşında mendil sattığı sokaklara bir daha dönmek istemediğini söyledi. Kendisine hocası Mustafa Genç'i örnek aldığını anlatan Kutum, “Bir gün olimpiyat şampiyonu olursam, milli takıma girersem çok mutlu olacağım. Daha da yükselmek istiyorum” dedi.
Yeni şampiyonalara hazırlanan küçükler yaşadıkları sıkıntılardan kurtuluş yolu olarak boksu seçti. İsmetpaşa sakinlerinden Sultan Yeraktaş mahallelinin onlarla duyduğu gururu şu cümlelerle özetledi: “Burada çocuk yetişiyor. Burada enkazın içinden gül bitiyor. Bunlar bu mahallenin çocukları. Tutunacak dalları yok. Yüksek mevkilerde olanların çocuk yetiştirmesi kolay. Orada kolay çocuk yetişir ama bu çocuklar kendilerini kurtaracak, büyük adam olacak.”