Oluşturulma Tarihi: Ağustos 30, 2005 01:58
Fransız Haber Ajansı AFP’nin sorularını yanıtlayan Kürt kökenli yazar Mehmed Uzun, PKK’nın ölüm listesi yayınlandıktan sonra çocuklarıyla birlikte gece yarısı Türkiye’yi terk ettiğini anlattı. Uzun, ‘Uzaktan yakından ilişkimin olmadığı bir şeye ismim bulaştırılmıştı’ dedi.
KÜRTÇE kitaplarıyla tanınan Kürt kökenli yazar
Mehmed Uzun’un PKK’nın hazırladığı belirtilen ve basına konu olan ‘
Öldürülecek 250 aydın’ listesinin ilk sırasında yer aldığı için Türkiye’yi terk ettiği haberi, dış basında yer almaya devam ediyor.
Uzun, Fransız
Haber Ajansı AFP’ye konuştu.
Uzun AFP’nin,
‘Aksiyon Dergisi’nde iki hafta önce, sizin PKK’nın 250 kişilik ölüm listesinin ilk sırasında yer aldığınız yazıldı. Türkiye’yi terk etmeye bu nedenle mi karar verdiniz?’ sorusunu şöyle cevaplandırdı.
EVET, NEDEN BUDUR
Evet, Türkiye’yi terk etmemin nedeni bu olaydır. Olay patlak vermeden önce, Ege’nin bir köyünde, oteldeydim (...) 26 Temmuz’da bir dostum telefonla günlük gazetelerin birinde bir ölüm listesinden söz edildiğini ve benim ismimin başta olduğunu bildirdi. Haberi önemsemedim ama 2’nci gün başka gazeteler de yazıp, yakınlarımın telefonları sıklaştığında haberi araştırdım. Aksiyon Dergisi’nde,uzun bir haber-yorum olarak yayınlanmıştı. Dergiyi şehirden getirttim ve ‘Kandilden Emir Alan 50 PKK tetikçisi 250 Aydının Peşinde’ gibi sansasyonel başlıkla yayınlanan üç sayfalık haberde bir ölüm listesinden söz edildiğini gördüm. Güya ‘Heval’ kod adlı PKK tetikçisi ‘başta yazar Mehmed Uzun olmak üzere çok sayıdaki Kürt’ü öldürmek üzere’ görevlendirilmişti. Sonradan ‘yapılacak işin doğru olmadığını anlayıp PKK’yı terk ettiğini’ söylüyordu Heval.
ÇOCUKLARIMI DA ALDIM
Uzaktan yakından ilişkimin olmadığı bir şeye ismim bulaştırılmıştı. Sessiz kaldım, hiç demeç vermedim, yazı yazmadım ve dostlarımın tavsiyesi üzerine, herşeyi yarıda bırakıp, çocuklarımı alarak bir gece yarısı sessizce ülkeyi terk ettim, en azından yakınlarımı, dostlarımı rahatlatabilmek için.
HOŞGÖRÜLÜ KENTE GELDİK
3 Ağustos tarihinde, bir gece yarısı uçağıyla İsveç’e, Stockholm’e geldik. İsveç’teki dostlarımız dönebilmemiz için, binbir güçlükle, bir charter yolcu uçağında biletler ayarladılar. 3 saatlik bir yolculuktan sonra Dalaman Havaalanı’na geldik. Oradan da Stockholm’a, ömrümün yarısından fazla bir zamanının geçtiği kuzeyin hep sessiz, hoşgörülü, dikkatli, soğukkanlı ve dünyada ne olursa olsun hep aynı kalan şehrine uçtuk.
PKK İTHAM ALTINDA Ben PKK’nın iç işlerini yakından bilen biri değilim, ama uzaktan bakan biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim; PKK da Türkiye’nin, hatta tüm Ortadoğu’nun bu genel ideolojik, siyasal atmosferinin dışında değil. Son yıllarda bu örgütün demoktarikleştirilmesi konusunda kimi sevindirici adımlar atıldı ama sonradan bunların hepsi bıçakla kesilir gibi bir yana atıldı ve şiddet esas alındı. Bu şiddetin en korkunç yanı da ayrılanlara ya da siyasi muhaliflere yönelen şiddet. Tüm bu konularda PKK ciddi ithamlar altında. Rejimin ithamlarından söz etmiyorum, PKK’ya yakın çevrelerin ve ondan ayrılanların ithamları bunlar.
Can güvenliği tehlikedeKÜRT yazar Mehmed Uzun güvenlik sebebiyle Türkiye’yi terk etti. 28 yıllık İsveç sürgününden sonra İstanbul’da yaşamayı seçen Türkiye’nin Kürt yazarı Uzun, ülkeyi can güvenliğini tehlikeye atan unsurlar olduğu için terk etmek zorunda olduğunu söyledi. ‘Aksiyon’ adlı haftalık Türk dergisi, PKK’ya katıldığına pişman olan bir ‘katilin’ itiraflarına dayanarak temmuz ayı sonunda bir haber yayınladı ve 250 aydını kapsayan ölüm listesinde Uzun’un başı çektiğini yazdı. Olaydan birkaç gün sonra PKK’dan, Mezopotamya Haber Ajansı’na (MHA) yapılan açıklamada, böyle bir liste olmadığı, Aksiyon’un Türk gizli servisine yakın olduğu, Kürt dili ve edebiyatına büyük hizmetleri olan Uzun’a zarar verme amacında olmadıkları belirtildi.
Listenin ilk sırasındaMEHMED Uzun, PKK tarafından hazırlanan ‘öldürülecek 250 aydın’ listesinin 1’inci sırasında yer aldığı için Türkiye’yi terk etmeye karar verdi. Uzun, ailesiyle birlikte daha önce 28 yıl sürgün hayatı yaşadığı İsveç’e dönecek. Uzun, PKK’nın uyguladığı şiddeti açık yüreklilikle kınasa da Ankara’nın Türkiye’deki Kürt azınlığına olan yaklaşımını da sık sık eleştirdi. 1994’te bir saldırıdan kurtulan Yavuz Binbay da sürgünle tanışmıştı. Sonunda İsviçre’deki sığınmacı kimliğinden vazgeçmiş ve Diyarbakır’a gelerek uzun süre ikinci başkanlık yaptığı İnsan Hakları Derneği’ne katılmıştı. Yavuz Binbay, İHD’den ayrıldı. Yazar Adalet Ağaoğlu da, derneğin PKK’ya olan duruşunun belirsizliğini eleştirerek dernekten ayrılmıştı. Binbay, NGO’ların her türlü yandaşlıktan kaçınmaları gerektiğini, çoğu zaman manipüle edildiklerini söyledi.