A.A
Oluşturulma Tarihi: Şubat 24, 2010 12:51
Uzmanlar 40'lı yaşlarda ilk kez anne olan kadınların 4 kilo ve üzeri tosuncuk denilen bebekleri doğurdukları belirtildi.
International Hospital Tüp Bebek Bölümü Başkanı Prof. Dr. İsmail Çepni, birçok kadının 40'lı yaşlarda ilk kez anne olduğuna işaret ederek, “Bu yaşlarda, halk arasında 'tosuncuk' denilen, 4 kilo ve üzeri bebek dünyaya getirme oranı da artıyor” dedi.
Prof. Dr. Çepni, yaptığı açıklamada, kadınların eğitim seviyesinin yükselmesi ve ekonomik hayata katılması gibi nedenlerin anne olma yaşını yükselttiğine dikkati çekerek, Türkiye'de de ilk doğum yaşının 20'li yaşlardan 30'lu yaşlara yükseldiğine işaret etti.
Eskiden 35 yaşındaki gebeliklerin “yaşlı gebelik” olarak tanımlandığını, insan yaşamının uzaması ve yaşam kalitesinin artmasıyla birlikte bu tanımlamanın artık 40 yaş üzeri gebelikler için yapıldığını belirten Prof. Dr. İsmail Çepni, şunları kaydetti:
“Birçok kadın 30'lu yaşları geçip, 40'lı yaşlarda ilk kez anne oluyor. Bu yaşlarda, halk arasında 'tosuncuk' denilen, 4 kilo ve üzeri bebek dünyaya getirme oranı da artıyor. Ama bu kiloyla dünyaya gelen 'tosuncuk' bebekler, yalnızca anne-babanın uzun ve iri olması gibi genetik nedenlerle doğmuyorlar. Annenin sağlığında ortaya çıkan bazı riskler, bebeklerin iri olmasına neden olabiliyor.”
Kadınlarda yaş ilerledikçe doğal yollar ile gebelik şansının azaldığına da dikkati çeken Prof. Dr. Çepni, 40'lı yaşlarda bu oranın yüzde 5'e indiğini ve üremeye yardımcı 'tüp bebek gibi' tedavilerle gebeliğin mümkün hale geldiğini anlattı.
Anne adayının bedeninde gebelik esnasında olağanüstü denilebilecek, ancak sağlıklı ve genç insanın tolere edebileceği ve uyum sağlayabileceği değişikliklerin olduğuna ifade eden Prof. Dr. Çepni, 40'lı yaşlardan sonra hamile kalan kadının, kalp damar, solunum, böbrek, iskelet, meme, cilt ve jinekolojik organlar özellikle de rahim olmak üzere her organ sisteminin etkilendiğini ve yükünün de arttığını dile getirdi.
Prof. Dr. Çepni, 40'lı yaşlardaki annelerin gebeliklerinde ortaya çıkabilecek risklere karşı ilk önlemin, bir uzmana başvurmak olduğunu da vurgulayarak, gebelik öncesinde, kadında var olan kansızlık, diyabet, tiroit hastalıkları, hipertansiyon, kalp hastalığı, akciğer, böbrek ve diğer sistemler ile ilgili olarak ayrıntılı muayene ve uygun tedaviler ile annenin gebe kalmasından sonra bebeğin anneye ek yüklemeleri ile oluşacak sorunların çözülebileceğini anlattı.
Gebe kalındığında ise yine uzman takipleriyle hem annenin, hem bebeğin sağlığının takip edildiğini de belirten Prof. Dr. Çepni, bebeğin kromozoma bağlı ve yapısal özürleri ile ilgili olarak, gebeliğin 12. haftasında ikili tarama testi ve ayrıntılı ultrasonografi, 16. hafta civarında üçlü ya da günümüzde bu haftalarda onun yerine kullanılan dörtlü tarama testi yapıldığını anımsattı.
Prof. Dr. Çepni, bu yaşlardaki her anne adayından gebeliğin 18-19. haftalarında bebeğin içinde yaşadığı sıvıdan örnek (amniyosentez) veya daha geç dönemde bebeğin kordonundan kan alınarak (kordosentez ) bebeğin genetik özelliklerinin araştırılabildiğini de anımsattı.