Oluşturulma Tarihi: Kasım 30, 2007 12:25
İstanbul'da eşini ve 3 çocuğunu kaybettikten sonra Adana'ya yerleşip faytonculuk yapan Yaşar Deveci (76), 48 yıl süren yalnız yaşantı sonrası huzurevinde evlendiği eşiyle ancak bir yıl aynı yastığa baş koyabildi.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na (SHÇEK) bağlı Adana Huzurevi'nde kalan Yaşar Deveci, birkaç gün öncesine kadar huzurevinin örnek çiftçi gösterilirken, geçen yılın eylül ayında evlendiği Fikriye Deveci'yi (Turgutkurt) kaybetti.
Hiçbir geliri olmadığı için huzurevinde “ücretsiz” statüsünde kalan Yaşar Deveci, AA muhabirine, hayatın kendisine çok acımasız davrandığını, bir zamanların dillerden düşmeyen, “geç buldum çabuk kaybettim, hicran oldu hayat bana” dizeleriyle başlayan şarkının adeta kendisini anlattığını söyledi.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak'ın kıydığı nikah ve huzurevi yemekhaneside düzenlenen sazlı sözlü bir törenle geçen yıl evlendiğini anlatan Yaşar Deveci, şunları kaydetti:
“Bir yıl adeta göz açıp kaçar gibi geçti. Eşimi verem, 3 çocuğumu da kan uyuşmazlığı sonucu küçük yaşlarda kaybettikten sonra geldiğim Adana'da faytonculuk yaparak geçimimi sağlarken, 48 yıl boyunca yalnız yaşadım. 'Artık evlenmem' derken Fikriye bana hayat vermişti, onunla ikinci baharımı yaşıyordum, yine kimsesiz kaldım.”
Yaşar Deveci, eşinin ölmeden önce başucunda günlerce beklediğini, kendisine “beni çok mutlu ettin” dediğini belirterek, “O bir yıla adeta bir ömür sığdırdık. Benden 5 yaş büyüktü, bu yüzden beni eleştirenler bile oldu ama umurumda bile değildi, ben onunla çok mutluydum” dedi.
BOZUK RADYO TAMİRİYLE GELEN AŞK HİKAYESİ
Yaşar Deveci, kendisinden 3 yıl önce huzurevine yerleşen eşi ile kısa sürede iletişim kurduğunu, huzurevi bahçesinde onu gördükçe gençlik yıllarındaki gibi kalbinin çarptığını belirterek, yaşadığı aşkı şöyle anlattı:
“Fikriye de benden hoşlanıyor olacak ki her fırsatta benimle görüşmek için bahane arıyordu. Bir gün beni arayıp, radyosunun bozulduğunu söyleyip tamir etmemi istedi. Ben de hemen onun yanına gittim. Aramızdaki ilişki böylece gelişti. Huzurevi bahçesinde hep birlikte dolaşıyor, çarşıya ve sinemaya bile birlikte gidiyorduk.
Tam 7 yıl boyunca hep birlikte gezdik, ancak huzurevinde dedikodular başlayınca, müdür Nurdan Kama'nın yanına gidip 'biz flört ediyoruz diye eleştiriyorlar, ama benim niyetim ciddi, evlenmek istiyorum' diyerek, Fikriye'yi ondan istedim. O da bize yardımcı oldu. Sazlı sözlü düğün töreni hazırlanırken, nikah işlemlerini hızla tamamladım. Düğün pastamızı kesip birbirimize ikram ettikten sonra huzurevindeki arkadaşlarımızla gülüp oynadık. Sonra, O da ben de 6 arkadaşımızla birlikte kaldığımız odalardan çıkıp bizim için hazırlanan iki kişilik odaya yerleştik. Birlikte daha uzun yıllar yaşamayı planlarken onu çok erken kaybettim.”
Yaşar Deveci, eşinin de kendisinden önce bir evlilik yaptığını, iki çocuğunun bulunduğunu ancak, onun da 10 yılı aşkın süre hiç evlenmediğini belirterek, “O da sanki beni beklemiş. Fikriye'nin 10, benim ise 48 yıl aradan sonra yeniden evleneceğimiz aklımızın ucundan bile geçmezdi” diye konuştu.