Güncelleme Tarihi:
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, tasarının GDO yönetmeliğiyle çerçeve olarak aynı olacağını, çok sıkı denetim ve kontrol mekanizması getireceklerini bildirdi.
Eker, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2010 yılı bütçesi üzerinde GDO'lu ürünlerle ilgili yönetmeliğe getirilen eleştirileri yanıtladı.
Bakan Eker, 1998'de bu ürünlerin denetiminin beyana tabi olacağı hükmünün getirildiğini ancak beyan konusunda daha sıkı denetime ihtiyaç duyulduğunun ortaya çıktığını anlattı.
Biyogüvenlik Kanunu Taslağının, Bakanlar Kurulunda olduğunu, 1-2 eksik imza bulunduğunu, çok kısa sürede TBMM Genel Kuruluna geleceğini bildiren Eker, “Tasarı, bu yönetmelikle çerçeve olarak aynı olacak. Burada çok sıkı bir denetim, kontrol mekanizması getiriyoruz” diye konuştu.
Yönetmeliği çıkarma nedenlerinin, “daha sıkı denetim ve kontrol sağlamak” olduğunu ifade eden Eker, yönetmeliğin getirdiklerini anlattı. Eker, 40 uzmanlık dalında, üniversiteler ve enstitülerden genle ilgili konularla ilgilen 11 kişiden oluşan bir heyet oluşturulduğunu, bu heyetin, insan, çevre ve hayvan sağlığı ile sosyoekonomik risk değerlendirmesi yapacağını söyledi.
Konunun uzmanlarınca tartışılmadığını, televizyonlarda sebze ve meyve görüntülerinin verildiğini dile getiren Eker, bunun üreticiye zarar verdiğini, haksızlık yapıldığını belirtti.
Eker, Türkiye'de gen listesi oluşturulduktan sonra, “bu ürün GDO'ludur” etiketi kullanılmaya başlanması halinde, aynı ürünün “GDO”suzu varsa, etikette bunun belirtilebileceğini vurguladı.
Yönetmeliğin, AB mevzuatına uyumlu hazırlandığını ifade eden Eker, bebek mamaları ve antibiyotiklere direnç gösteren genlerle ilgili noktalarda daha ileri noktalarda olduklarını vurguladı.
GEN DEĞİŞİKLİĞİNE GEREK KALMADAN MISIR ÇEŞİDİ GELİŞTİRDİK
Bakan Eker, tohumu, bu konunun dışında tuttuklarını, üretimin olmayacağını bildirerek, “Üretimle ilgili hassasiyetimiz, biyo çeşitlilik konusundadır. Biz, çok ağır şartlar, kriterler getiriyoruz. Prensip olarak, Türkiye'de bu üretimin yapılmasının doğru olmadığını düşünüyoruz. Bizim biyo çeşitliliğimiz ve imkanlarımız, tarımı standart metotlarla geliştirmek için yeterli” diye konuştu.
İhtiyaç olan ürünlerin potansiyelinin azami şekilde kullanılmasına yönelik önlemlerinin bulunduğunu dile getiren Eker, gen değişikliğine gerek kalmadan, koçan kurdu hastalığına dayanıklı mısır çeşidi geliştirdiklerini bildirdi. Eker, ellerinde Tarım ve Köyişleri Bakanlığının araştırma enstitülerinde geliştirilmiş 7 çeşit bulunduğunu kaydetti.
Bakan Eker'in konuşmasının ardından, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün 2010 yılı bütçeleri kabul edildi.
ÇİFTÇİ ZARAR GÖRDÜ
Bakanlığının bütçesinin Plan ve Bütçe Komisyonunda kabulünün ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Eker, bir soru üzerine, şunları söyledi:
“Taslak, yönetmelik ile aşağı yukarı aynı düzenlemeleri içeriyor.
Çerçevesi aynı. Çünkü, referans noktamız AB. İhtiyati tedbir prensibini
benimsiyoruz. Yani, kapıları açmıyoruz. Liberal tarafında değiliz. İhtiyati tedbir ile yaklaşıyoruz. Dolayısıyla bunun kontrol altına alınması için birtakım kurallar ve müeyyideler getirmemiz lazım. Bir bilimsel komite oturacak risk değerlendirmesi yapacak, risk değerlendirmesi sonunda karar verecek. Bunu da hukuken yapmamız gerekiyor.
Çünkü, uluslararası ticaret ve hukuka göre haklarınızı tanımlamadan 'hayır, ben hiçbir şeyi kabul etmiyorum, her şeye karşıyım' diyemezsiniz. O zaman kurallar kaideler getireceksiniz. Bu yönetmelik esasen o. Çok haksızlık yapıldı yönetmelik ile ilgili. Medyada bunun tartışılma şekli reyting savaşlarına kurban gitti ve sansasyonel oldu. Bu da çok acı ve çok hazindir. Türk çiftçisine ve üreticilere çok haksızlık yapıldı, zarar verildi. Domates gösterildi, salatalık gösterildi, biber gösterildi, hiçbir ilişkisi olmadığı halde. Yazık yani...”
Eker, bir gazetecinin, “Limanlarda GDO'lu ürün taşıyan gemiler beklediği söyleniyor” sözleri üzerine ise “Benim bir bilgim yok” dedi.