GDO yargıya taşınıyor
Güncelleme Tarihi:
Saffet YENİGÜN/KEMER (Antalya), (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2009 14:44
TÜRK Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası, Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmeliğin yürütmesinin durdurulması için Danıştay'a dava açacak.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Atakan Günay, “GDO’lu gıdalar dünyada 4- 5 büyük firma tarafından üretiliyor. Genellikle de Amerika, Arjantin ve Brezilya kaynaklı. Bunlar açlığa çözüm olarak GDO ile verimliliğin artabileceğini savunuyor. Diğer bilim insanları ise GDO içeren maddelerle yapılan hayvansal deneylerin sonucunda, alerjik reaksiyonlara, kısırlığa neden olduğu, deney hayvanlarının çeşitli organlarının küçüldüğü ve metabolizmanın zayıfladığı noktasında ellerinde bulgular olduğunu söylüyor” diye konuştu.
GDO'lu ürünlerin insan sağlığını nasıl etkileyeceğini, gelecekte nasıl sağlık sorunlarına neden olacağının bilinmediğine dikkat çeken Atakan Günay, “Onun için bu olaya ihtiyatlı yaklaşmak zorundayız. Gelecekte insan sağlığına, çevreye, gen kaynaklı üretime nasıl bir etkisi olacağını bilmediğimiz bir konuda olaya kuşkuyla yaklaşmak zorundayız. Kitlesel hastalıklar ortaya çıkabilir. O nedenle bunların ithalatına, tohumlukların ithalatına, GDO içeren çeşitli tarımsal ham maddelerin ithalatına karşıyız. Bu doğru değildir. Ekimi yapılmamalıdır” açıklamasında bulundu.
AB ülkelerinin GDO’lu tohumlukların ekimini ve girişini yasakladığını belirten Atakan Günay, “GDO’lu ürünlerin insan sağlığına, çevreye, gen çeşitliliğimize zararlı olmadığı kanıtlanmalıdır. Bunu kanıtlamak gıda güvenliği çerçevesinde kamu otoritesine düşmektedir. Ayrıca bunları üretenlerin insan sağlığına zararlı olmadığını kanıtlaması gerekir. Ortaya somut veriler koymaları gerekir. Ancak, bu konuda hiçbir çabaları yoktur” dedi.
Günay, yönetmelik çıkarken hiç kimsenin görüşüne başvurulmadığını söylerken, “Alt yapı oluşturulmadan yönetmeliğin çıkarılmasını doğru bulmuyoruz. Yönetmelikle sorunlara çare üretilemez. Bir yasa çerçevesinde bunun olması gerekir. Hem yasa taslağına ilişkin hem de yönetmeliğe ilişkin olarak odamızdan bir görüş alınmamıştır. 70 milyonu ilgilendiren bir konudur. Meslek örgütlerine, sivil toplum örgütlerine, sektöre, tüketici örgütlerine, üniversitelere sorulmalıdır. Biz de resmi gazetede çıktıktan sonra öğrendik. Bize de sorulmamıştır. İçerisinde çok sayıda hata vardır” diye konuştu.
GDO’lu maddeleri halkın anlamayacağını, gıda mühendisi olarak kendilerinin de anlayamadığını söyleyen Atakan Günay, “Çünkü, görüntüsü, rengi, aroması, kokusunda çok belirgin bir değişiklik gözlenemiyor. Görsel, duyusal yöntemlerle anlamamız mümkün değil. Bu tür ürünlerin çok iyi etiketlenmesi gerekir. Bunun denetimi de kamuya aittir. Bileşiminde GDO belirtilmediği halde, bileşiminde GDO olabilir. Bunların kontrolünün yapılması gerekir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın bu konuda akredite olmuş, bir iki laboratuvarı dışında, laboratuvarı yoktur. Bunların yaygınlaştırılması gerekir” diye konuştu.
GDO'lu ürünlerin insan sağlığını nasıl etkileyeceğini, gelecekte nasıl sağlık sorunlarına neden olacağının bilinmediğine dikkat çeken Atakan Günay, “Onun için bu olaya ihtiyatlı yaklaşmak zorundayız. Gelecekte insan sağlığına, çevreye, gen kaynaklı üretime nasıl bir etkisi olacağını bilmediğimiz bir konuda olaya kuşkuyla yaklaşmak zorundayız. Kitlesel hastalıklar ortaya çıkabilir. O nedenle bunların ithalatına, tohumlukların ithalatına, GDO içeren çeşitli tarımsal ham maddelerin ithalatına karşıyız. Bu doğru değildir. Ekimi yapılmamalıdır” açıklamasında bulundu.
AB ülkelerinin GDO’lu tohumlukların ekimini ve girişini yasakladığını belirten Atakan Günay, “GDO’lu ürünlerin insan sağlığına, çevreye, gen çeşitliliğimize zararlı olmadığı kanıtlanmalıdır. Bunu kanıtlamak gıda güvenliği çerçevesinde kamu otoritesine düşmektedir. Ayrıca bunları üretenlerin insan sağlığına zararlı olmadığını kanıtlaması gerekir. Ortaya somut veriler koymaları gerekir. Ancak, bu konuda hiçbir çabaları yoktur” dedi.
Günay, yönetmelik çıkarken hiç kimsenin görüşüne başvurulmadığını söylerken, “Alt yapı oluşturulmadan yönetmeliğin çıkarılmasını doğru bulmuyoruz. Yönetmelikle sorunlara çare üretilemez. Bir yasa çerçevesinde bunun olması gerekir. Hem yasa taslağına ilişkin hem de yönetmeliğe ilişkin olarak odamızdan bir görüş alınmamıştır. 70 milyonu ilgilendiren bir konudur. Meslek örgütlerine, sivil toplum örgütlerine, sektöre, tüketici örgütlerine, üniversitelere sorulmalıdır. Biz de resmi gazetede çıktıktan sonra öğrendik. Bize de sorulmamıştır. İçerisinde çok sayıda hata vardır” diye konuştu.
GDO’lu maddeleri halkın anlamayacağını, gıda mühendisi olarak kendilerinin de anlayamadığını söyleyen Atakan Günay, “Çünkü, görüntüsü, rengi, aroması, kokusunda çok belirgin bir değişiklik gözlenemiyor. Görsel, duyusal yöntemlerle anlamamız mümkün değil. Bu tür ürünlerin çok iyi etiketlenmesi gerekir. Bunun denetimi de kamuya aittir. Bileşiminde GDO belirtilmediği halde, bileşiminde GDO olabilir. Bunların kontrolünün yapılması gerekir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın bu konuda akredite olmuş, bir iki laboratuvarı dışında, laboratuvarı yoktur. Bunların yaygınlaştırılması gerekir” diye konuştu.