Güncelleme Tarihi:
Gazze'de AA muhabirine mülakat veren Haniye, Türkiye-İsrail ilişkileri, Arap Baharı, İsrail ambargosu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın olası Gazze ziyareti ve Suriye'deki gelişmeler gibi konulardaki sorularını yanıtladı.
“MAVİ MARMARA ŞEHİTLERİNE SELAM”
Haniye, Türkiye'nin, Filistin meselesinde verdiği mücadeleyle ilgili açıklamalarda bulundu.
“Türkiye'nin Filistin davasına ilgisi için Türkiye'ye ve halkına teşekkür ederiz. Aynı zamanda özgürlük gemisinde (Mavi Marmara gemisinde) şehit düşen kardeşlerime selam ve saygılarımı gönderiyorum. Bu kardeşlerim Gazze'ye uygulanan ambargoyu kırmak için şehit düştüler. Türkiye, bölgedeki gidişatın düzeltilmesinin yanı sıra İsrail'in uyguladığı politikanın bir işgal politikası olduğunu anlatıyor." diyen Haniye, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye, yaptığı çalışmalarla bölgedeki üstün gücün Arap ve İslam alemi olduğunu göstermeye çalışıyor. Biz Filistin halkı olarak, özellikle Gazze halkı olarak, Türkiye'nin ambargonun kaldırılmasına yönelik attığı her adımı destekliyoruz. Kudüs dahil, bütün Filistin topraklarının İsrail işgalinden kurtarılmasına yönelik çabalarını destekliyoruz. Türkiye'nin İsrail'e karşı diplomatik ilişkilerini en alt seviyeye indirmesini, askeri ilişkileri askıya almasını, büyük saygıyla karşılıyoruz. Bu durumun Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni bir sayfa açtığını düşünüyorum. Türkiye'nin böyle yapması Filistin davasına ve Filistin halkına çok büyük bir destektir.”
“FİLİSTİNLİLER ARASINDA ARTIK BARIŞ OLMUŞTUR”
El-Fetih ile Hamas arasındaki anlaşma hakkındaki soruları da yanıtlayan Gazze lideri, “Filistinliler arasındaki bölünme olağanüstü bir durumdur. Filistin halkı birdir, Filistin toprakları birdir. Doğrusu politik ve derin anlaşmazlıklar olmasına rağmen Mısır belgesini imzalayarak bu bölünme sayfasının kapanmasına ve bundan doğan uzantıları kapatmaya özen gösterdik. Filistin, barış çabalarını hayata geçirmek için biz Hamas olarak gerekli her türlü özeni göstermeye çalıştık. Yalnız Ramallah'taki El-Fetihçi kardeşlerimizin üzerine düşenleri, belki iç, belki dış baskı nedeniyle yapamadıklarına inanıyorum. Biz bölünmeyi arkamızda bıraktık. Filistinliler arasındaki ulusal ilişkiler anlamında yeni bir sayfa açtık. Barış artık olmuştur ama bu barışı hayata geçirmek için üzerinde anlaştığımız konularda iki taraflı, titiz ve sadık bir uygulamaya ihtiyaç vardır.”
ERDOĞAN'IN ZİYARETİ İÇİN HÜKÜMET KOMİSYON KURDU
“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mısır, Libya ve Tunus'u kapsayan bir gezi düzenleyecek. Erdoğan, Mısır ziyaretinde Gazze'ye gitmek istediğini de söyledi. Siz Başbakan Erdoğan'ın olası Gazze ziyaretini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Haniye, “Bu zamana kadar Başbakan Erdoğan ile her konuşmamızda, Filistin halkı ve hükümeti adına, kendisini Filistin ve özellikle Gazze'ye davet ettim. Biz Başbakan Erdoğan'ın buraya gelmek istediğini duyduk. Bu ziyaret için kapsamlı hazırlıklar yapıyoruz. Türkiye'nin, tarihçe bağlı kaldığı Filistin davasına ve Kudüs'e bağlılığını yeniden canlandırma olarak değerlendiriyorum. Biz hazırlıklarımıza Başbakan Erdoğan Gazze'ye gelecekmiş gibi devam ediyoruz. Bu konu ile ilgili gerekli hazırlıkların yapılması için bakanlar kurulu kararıyla yüksek bir komisyon kurulmuştur. Bu ziyaret, tarihi bir ziyaret olacaktır. Filistin halkı, Türkiye'ye olan sevgisini gösterecektir. Türkiye'nin bölgede ve özellikle Gazze'deki yeni rolüne ilgisini gösterecektir. Hepimiz, bu ziyaretin gerçekleşmesini temenni ediyoruz. Türkiye Başbakanlığı ile görüşmelerimiz oldu bu konuyla ilgili. Ancak bu dakikaya kadar ziyaretle ilgili kesin bir cevap alamadık. Yine de bu röportajı vesile ederek, Başbakan Erdoğan'ı Gazze'ye özellikle davet ediyorum. Çünkü gerçekten bu ziyaret, Gazze'ye uygulanan zalim ambargoyu kırmak için gerçek bir adım olacaktır.” şeklinde konuştu.
Filistin birliğinin oluşmasında Türkiye'nin rolüne de değinen Haniye, “İlk olarak, ulusal koalisyon hükümetinin kurulması, tanınması, bölgeye ve dünyaya taşınması esnasında Türkiye'nin geniş ve büyük bir rolü kesinlike olacaktır. İkincisi, Gazze üzerindeki ambargoyu kaldırma rolü. Üçüncü olarak Gazze'nin yeniden imarı projelerine destek. Dördüncü rolü de İsrail'in Batı Şeria ve Kudüs'te yeni yerleşim alanlarının genişletilmesi çalışmalarında Filistinlilere destek olması. Bunun için Türkiye'nin rolü, Filistin barışından önce vardı, birleşmeden sonra da devam edecek ve derinleşecek. Türkiye'nin gelecekteki rolleriyle ilgili büyük ümitlerimiz var.” dedi.
"CELLADI KURBANA, KURBANI CELLADA ÇEVİRİYORLAR"
Hamas olarak Filistin-İsrail müzakerelerini desteklemediklerini ve bu konuda El-Fetihliler ile hala ortak bir nokta bulamadıklarını ifade eden Haniye, İsrail'in Filistin'e yönelttiği "sivillere roket atma" suçlamalarını da, "Filistin halkının kullandığı füzeler ve silahlar, İsrail Silahlı Kuvvetlerinin kullandığı silahlara karşı bir hiçtir, basit malzemedir. İsrail, sürekli askeri gücünü ve uçaklarını kullanarak sivilleri hedef almıştır. Örnek olarak son savaşta 1500 şehit verdik, 5000 yaralı vardı, 20 bin kişi evsiz kaldı. İsrail'in politikası, hep 'kurbanı cellada çevirmek, celladı da kurbana çevirmektir'. Filistin sahası içerisinde füze atmakla ilgili ulusal bir anlaşma var, bu anlaşmaya Filistin tarafı yüzde 90 uyuyor. Biz buna bağlı kaldık ama İsrail bağlı kalmadı." sözleriyle yanıtladı.
“PALMER RAPORU ÇOK KÖTÜ”
BM'nin son raporu ile ilgili olaraksa Gazze Başbakanı'nın yorumu, “Şimdiye kadar sızan bilgilere dayalı olarak, rapor çok kötü bir rapordur. Ambargoya, Filistinlileri katletmeye ve Mavi Marmara gemisine yapılan korsanlığa meşruiyet kazandırmıştır. Hükümet ve Filistin halkı olarak bu raporu kabul etmediğimizi söylüyoruz ve Türkiye'nin de bu raporu kabul etmemesine destek olduğumuzu dile getiriyoruz. Filistin halkı işgal altında olduğu için BM bizi korumakla yükümlüdür. BM'den istenen, işgal altında kalan Filistin halkına destek ve yanında olmasıdır. Bununla ilgili uluslararası hukuk gereği savaş suçu işleyen İsrailli generallerin adalet karşısına çıkması için BM'ye görev düşmektedir. Çünkü ambargo bir savaş suçudur. Dünyanın gözü önünde gemiye saldırmak bir savaş suçudur. Böyle bir rapor sadece şimdiye kadar yaşananlara meşruiyet getirmiyor, gelecekte işlenecek suçlara da meşruiyet kazandıracaktır. Onun için bu raporu kabul etmemek konusunda biz Türkiye ile aynı taraftayız. Türkiye'nin, Türk kanını korumak için alacağı her kararı destekliyoruz.” şeklinde oldu.
ARAP BAHARI VE FİLİSTİN DAVASI
Arap Baharıyla ilgili olarak, bu durumdan yararlananların halkların kendisi olacağını belirten Haniye "Bunun dışında ilk yararlanacak olan Filistin davasının kendisidir. Onun için gerçekten bu değişime büyük bir kabulle bakıyoruz. Bölgenin gelecekteki adresi halklar olacaktır. Halka bırakılırsa her zaman halklar Filistin davasının yanında olacaktır. Hiçbir zaman Mısır halkı Gazze'ye uygulanan ambargonun yanında olmamıştır. Eski rejim her zaman ambargoyu desteklemiştir. Mısır halkı hiçbir zaman Refah Kapısı'nı kapatmaktan yana olmamıştır. Bunu Tahrir meydanında gördük. Ayrıca Mısırlı Ahmet El Şahhat'ın 34 kat çıkarak İsrail büyükelçiliğindeki İsrail bayrağını indirmesi de bu durumun ispatıdır. Bu bölgedeki değişimin geleceği gerçekten Filistin davası yararına olacaktır” dedi.
"Biz Suriye'de olsun başka ülkelerde olsun gerçek bir değişimin olmasına destek verdik. Biz akan Suriye kanına üzülüyoruz. Kesinlikle güç hiçbir zaman halkı sindiremez. Biz her zaman Suriye'nin Filistin halkına destek verecek güçlü bir Suriye olmasını diliyoruz” ifadesiyle de Suriye'ye mesaj verdi.
ERDOĞAN KUZEY AFRİKA GEZİSİNE ÇIKIYOR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12-15 Eylül tarihleri arasında Mısır, Tunus ve Libya'yı ziyaret edecek. Erdoğan'ın Mısır gezisi sırasında Gazze'yi de ziyaret etmesi bekleniyor.
Erdoğan'ın beraberinde bakanlar, üst düzey bürokratlar, iş adamları ve gazetecilerden oluşan heyetle gerçekleştireceği ziyaretler sırasında, yeni bir sürece girmiş bulunan dost ve kardeş ülkelere Türkiye'nin verdiği destek vurgulanacak, çeşitli alanlarda gerçekleştirilebilecek işbirliği imkanları ele alınacak.
Erdoğan, yarın gideceği Mısır'da Yüksek Askeri Konsey Başkanı ve Savunma Bakanı Mareşal Muhammed Hüseyin Tantavi ve Başbakan İsam Şeref ile görüşecek.
Başbakan Erdoğan ile Mısır Başbakanı İsam Şeref tarafından, Türkiye ve Mısır arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi tesisine ilişkin Ortak Siyasi Bildirge'nin ve bu çerçevede ekonomi, ticaret, eğitim, kültür, spor, basın, kamu yönetimi ile karşılıklı yatırımların teşviki alanlarında bir dizi anlaşmanın imzalanması da öngörülüyor.
Arap Ligi Genel Sekreteri Nebil El Arabi ile görüşmesi ve Arap Ligi Dışişleri Bakanları Konsey Toplantısı'nda konuşma yapması beklenen Erdoğan, Kahire'de Mısır'ın önde gelen siyasi parti liderleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, Tahrir Devriminin genç liderleri ve Mısır'da yatırımı bulunan Türk müteşebbisleri ile de bir araya gelecek.
Başbakan Erdoğan, Mısır'ın ardından 14 Eylül'de Tunus'a yapacağı ziyarette ise Cumhurbaşkanı Vekili Fuad El Mebazza, Başbakan El Baci Kaid El Sebsi ve önde gelen siyasi parti liderleri ile görüşecek.
Erdoğan, 15 Eylül'de Libya'ya geçerek burada Libya Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Mustafa Abdülcelil ile görüşecek. Bu ziyarette, Libya'daki siyasi dönüşüm, kurumsal yeniden yapılanma ve ekonomik kalkınma sürecine Türkiye'nin sağlayabileceği katkılar ele alınacak.