Güncelleme Tarihi:
Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşmesi uzayınca 1 saat 20 dakika gecikmeli katıldığı Memur-Sen’in ‘Yeniden Büyük Türkiye Kongresi’nde konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
SON NEFESE KADAR MÜCADELE
“Türkiye büyüdükçe, huzura kavuştukça o aktörler eski Türkiye’yi diriltmek için gayret sarfediyor. Terör, darbe girişimleri eski Türkiye’yi diriltme çabasıdır. Hizmet maskesi altında vatanına ihanet edenlerin kirli mücadelesi eski Türkiye’yi diriltme mücadelesidir. Ulusal ve uluslararası medyada ortak dil üslup ve manşetlerle yapılan algı operasyonları eski Türkiye’yi diriltme çabasıdır. Bizim mücadelemiz hiçbir zaman nihayete ermeyecek. Nerede erecek, son nefesi verdiğimiz zaman.
ARKADAN HANÇERLEYEN ALÇAK
Bir an bile olsa dava şuurunu kaybedenler, hak mücadelesi sancağını ‘yoruldum’ deyip bir kenara bırakanlar, okçular tepesini terk edip ganimet peşine koşanlar, ülkenin ve milletin yeşeren umutlarına haksızlık ederler. İşte gördünüz. Saldırının nereden geleceğini tahmin edemezsiniz. İhanetin nereden geleceğini kestiremezsiniz. Sizi sırtınızdan kimin hançerleyeceğini göremezsiniz. Yiğit ne diyor, ‘Karşımdan gelerek beni vursa gam yemeyeceğim ve ona diyeceğim ki erkekçe geldi beni öldürdü. Ama arkadan hançerleyerek vurduğu zaman işte o alçağı hazmedemiyorum.’
MAALESEF BİZ DE YANILDIK
Siz dost zannedersiniz ama dost bildiğinizin iradesini, idrakini, inancını, vatanını ve milletini karanlık odaklara pazarladığını bilemeyebilir, fark edemeyebilirsiniz. Bunları yaşıyoruz. Önemli olan her an uyanık olmak. Açık konuşayım. Özeleştiri... Biz de bu konuda maalesef yanıldık, yanıltıldık ve şu anda biraz da daha erken netice alabilecekken gecikmesinin sebebi bu olmuştur. Yakın tarihimizdeki bütün karanlık noktaları, hukuksuzlukları, sahtekarlıkları aydınlığa kavuşturmak için daha çok çalışacağız. Uyanık olacağız. Çünkü paraleli kullanan üst akıl, kullandığı maşa beceriksiz çıkınca yeni maşalar, kuklalar arayacaktır.
CEZAEVİNDE 7 GAZETECİ VAR
İnlerine girilince, kirli işleri ortaya dükülünce ortalığa feryat ediyorlar. Türkiye’de basının susturulduğunu dünyaya şikayet edecek kadar ilkesiz, pervasız ve ahlaktan yoksunlar. Bir grup eli kalem tutan gazete ilanı vermiş, gazeteciler tutuklanmış diye. Şu anda cezaevlerimizde 7 tane mahkûm gazeteci var. Bir grubu terör örgütleriyle ilişkili, bir grubu öldürme suçuyla, polis bekçi öldüren var, evlerinde silah bulunanlar var. Bunlar gazeteciliği sadece kendileri için bir zırh olarak kullanmışlar.
BAŞKA ALINAN DA OLACAK
Son olarak bu operasyonda içeri alınan gazeteci de legal görünüm altında illegal bir yapının şekillenmesinde gayreti olanlar arasında. Ama onun dışında alınan üç kişi emniyet görevlileri. Nerede bu gazeteciler? Belki onunla beraber başka alınan da olacaktır, olabilir. Şimdi ben soruyorum, ey eli kalem tutanlar, acaba gazeteciler suç işlemez mi? Suç işliyorsa o da bunun bedelini ödemek durumundadır. Gazetecilerin eli sadece kalem tutmuyor ki, yeri gelir silah da tutar. Yeri gelir çok daha farklı suç sayılan birçok işlemi o da işleyebilir. İşlediği zaman o gazetecilik zırhı altında bunlar masumdur diyebilir miyiz?
BEN AİLEMDE YAŞIYORUM
Uluslararası medya da bunlara inanıyor ve yalanlara itibar ediyor. Türkiye aleyhine konuşuyor. AB yetkilileri de bu tuzağa düşüyor. Tüm dünyaya ifade ediyorum. Dünyanın hiçbir yerinde medya Türkiye kadar serbest değildir. Hakaret, ırkçılık ve nefret suçunu işliyorlar. Kusura bakmasınlar bunu şahsımda yaşıyorum ailemde yaşıyorum. Bunların yaptığı hakareti dünyanın hiçbir yerinde yapamazsınız. Sınırı yok. O denli hakaret. ABD’de bunu yapamazlar. O manşetleri AB’de atamazlar. AB’den, kendilerinde yokmuş gibi bizi ikaz ediyorlar. Kendileri yapınca susuyor, üstünü örtüyorlar ama Türkiye’de gazetecilik faaliyeti dışında gözaltına alınca bizi suçlamaya çalışıyorlar.
GÜNAH KEÇİSİ DEĞİLİZ
Önce aynaya bakmaları lazım. Önce kendi ellerine, kendi yüzlerine bulaşan gazeteci kanlarını temizleyeceklerdir. Önce kendi özeleştirilerini yapacaklardır. Bunu yapmadıkları sürece manşetleriyle, raporlarıyla, açıklamalarıyla sadece ve sadece kendi itibarlarına zarar verirler. Biz Avrupa’nın günah keçisi değiliz. Biz Avrupa’nın keyfice eleştireceği, kendisi aynaya bakmadan söz söyleyeceği, hele hele parmak sallayacağı, hele hele azarlamaya kalkışacağı bir ülke hiç değiliz. Eski Türkiye yok. Artık yeni Türkiye var. Artık yeniden büyük Türkiye var. Avrupa bizi eleştireceğine gitsin Avrupa Birliği, içindeki faili meçhul cinayetleri aydınlatsın. Biz reformlarımızı yaptık, yapıyoruz ve daha da yapacağız. Biz daha ileri standartlara koşarken Avrupa geriye doğru gittiğini lütfen bir zahmet görsün, kabul etsin ve tedbirlerini alsın.”