Güncelleme Tarihi:
12 Kasım’da Viyana’da vefat eden Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, Sürekli Basın Kartı sahibi Ali Haydar Yurtsever için Türkiye Gazeteciler Cemiyeti önünde tören düzenlendi. Törene;TGC Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir, Balotaj Kurulu Sekreteri Haşmet Yavuz, Habertürk Gazetesi Köşe Yazarı ve TGC Önceki Başkan Vekillerinden Umur Talu, Altan Öymen, Derya Sazak, Zafer Arapkirli, Emre Aygen, Ünal Alpat eski bakanlardan Fikri Sağlar, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Taziyeleri eşi Nalan Yurtsever ve oğlu Ali Kemal Yurtsever kabul etti.
İNSAN ODAKLI GAZETECİYDİ
Törende konuşma yapan TGC Başkanı Turgay Olcayto, şunları söyledi:
“Üzüntümüz büyük. Ali Haydar Yurtsever’i uğurlamak için buraya gelen kalabalık ne kadar sevildiğini bir göstergesi. Ali Haydar, insancıl yapısıyla iyi bir gazeteciydi. Çok iyi ve güzel işler çıkardı. Bunun yanı sıra önce insan odaklı bir gazeteciydi. O, bugün yaşadığımız toplum için duruşuyla önemli ve örnek bir gazeteci. Meslek örgütümüz için büyük bir kayıp. Kendisini saygıyla, özlemle anıyorum. Işıklar içinde yatsın.”
Başkan Olcayto’nun konuşmasının ardından meslektaşları söz aldı. Şunları dile getirdiler:
ANISI SONSUZA KADAR YAŞAYACAK
Altan Öymen: “Türk gazeteciliğinin gurur duyulacak simalarından biriydi. Çok iyi bir muhabirdi. Ben onunla bazı yerlerde beraber çalıştım. Dünyada birçok yerinde savaş muhabirliği dahil en zor görevleri yaptı. Basın camiası için büyük bir kayıp. Ama anısı sonsuza kadar devam edecek.
MESLEĞİ İÇİN BÜYÜK FEDAKÂRLIKLAR GÖSTERDİ
Zafer Arapkirli: “Mükemmel bir gazetecinin, mükemmel bir dostun, eşsiz bir arkadaşın arkasından söylenecek çok şey var. Onun gazeteciliğini, insanlığını anlatmak hiçbirimizin haddi değil. Bizler gazeteci olarak hep başka sektördeki insanların sağlığı, iş güvenliği, esenliği konusunda haberler yaparız. Başka sektörleri eleştiririz; ama terzi kendi söküğünü dikemez misali kendi sektörümüze gazetecinin nasıl yıprandığını nasıl yıpratıldığını, nasıl bir gün kullanılmış bir mendil gibi köşeye atıldığını, arkasından da hiç kimsenin vicdanın en ufak şekilde sızlamadığı örnekler olarak şu anda gözünüzün önünde duruyoruz. Yıprandı, yıpratıldı. Mesleği için çok büyük fedakârlıklar gösterdi. Ama onu çalıştıranlar o fedakarlığı ondan esirgediler. Ali Haydar’ın kaybının gazetecilik sağlığı, güvenliği esenliği konusunda çok önemli bir örnek olarak tarihe geçmesini istiyorum.”
KAYBETTİKLERİNİ KİMSE DÜŞÜNMEDİ
Umur Talu: “Çok iyi bir insan, çok iyi bir gazeteciyi kaybetmiş olarak toplanıyoruz burada ama kaybetmedik. Ben de o kadar çok iz bıraktın ki bundan sonra da unutmayacağım seni. Ne yazık ki hep birlikte çalıştığımız, senin müthiş haberler yaptığın gazete sana kıydı. Burada çelengi olan devlet ajansı da seni en zor zamanında sanki sen hiç o gazetecilikleri yapmamışsın gibi kolayca vazgeçiverdi. Bu kararları alanların bütün haberlerde hangi emeğin, hangi yüreğin ortaya konulduğunu, ne pahasına yapıldığını, senin bazen sevdiklerin bazen bedeninde neler kaybettiğini hiç kimse düşünmedi. Sen benim canımsın. Hep bizimle olacaksın. Seni öpüyorum canım kardeşim.”
GERÇEK BİR GAZETECİYDİ
Emre Aygen: “Bu mesleği paylaşmış kişiler olarak Ali Haydar’ı yitirmenin üzüntüsü içindeyim. 80’lerden başlayarak Avrupa’nın neresine gittiysek haberlerin peşinden birlikte koştuk. Ben ona Ali Haydar, Deli Haydar derdim. Çünkü gerçek bir gazeteciydi.”
BİR HAFTA ÖNCE BERABERDİK
Zeynel Lüle: “Bir hafta önce beraberdik. Pişmanlıklarından bahsetti. Ali Haydar, gördüğün birkaç arkadaşın ya da sana vefasızlık eden birkaç arkadaşın ve birkaç kurumla seni uğurluyoruz. Ama lütfen nur içinde yat. Sevgili Nalan seni hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Elinden tuttu ve son ana kadar son saniyeye kadar da seninle birlikteydi. Pişmanlıklarından arındın ve gittin o bir tarafa. Seni ağlayarak gönderdik. Gözyaşlarımızı silerek karşılıklı vedalaştık. Güzel arkadaşım nur içinde yat, arkanda seni çok seven insanlar var.”
HİÇ AYRILMADIK
Ünal Alpat: Ali Haydar’la benim yurt dışı görevlerim sırasında biz zaman zaman beraber olduk. Daha sonra Viyana’ya tayinim çıktığı zaman ayrılmadık, sanki beraber çalışıyormuşuz gibiydi. O bugün hakka yürüdü. Üzüntüm çok büyük.”
İLKOKUL ÖĞRETMENLERİNDENDİM
Öğretmen Necati Yurtsever: “Ben onun ilkokuldan öğretmeniyim. Hiç unutmuyorum doğru ve eksiksiz okuma yarışması yapıyordum. O dakikada 205 kelime okudu ben 155 kelime okudum. O zaman onun okuyacağını ileride iyi bir meslek tutacağını tahmin etmiştim. Babasına mutlaka Ali Haydar’ı okutun diye tavsiyede bulunmuştum. Onu rahmetle anıyorum. Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum. “
MAKİNESİNİ YANINDAN AYIRMAZDI
Orhan İşhan: Biz doktora yaparken tanıştık. Gazeteciliğe olan ilgisiyle ilgili pek çok anım var. Makinesini yanından hiç ayırmazdı. Azimli, çalışkandı. Ailesine ve hepimize başsağlığı diliyorum.”
NALAN YURTSEVER: GİDİŞİ ÇOK ERKEN OLDU
Eşi Nalan Yurtsever, duygularını şu sözlerle dile getirdi:
“Çok üzgünüm. O Benim uzun yıllar yaşamımda yer alan değerli bir insandı. Saygı duyduğum bir insandı, çocuklarımın babasıydı. Gidişi çok erken oldu. Biz beraber olduk, kaybettik birbirimizi, sonra tekrar beraber olduk. Hayatımıza girdik, çıktık. Bunun için ben çok duygusalım ve kabullenmekte zorlanıyorum. Son ana kadar beraberdik. Güzel şeyleri yaşadık. Işıklar içinde yatsın.
Ali Kerem Yurtsever, “Babam her şeyi başardı. Hayatını en güzel şekilde yaşadı. Herkes onu sevdi. Gazetecilikte her şeyi yaptı. Babamın titizliğini örnek alırdım. Özleyeceğiz babamı. Viyana’da aldığı tedavi çok iyiydi, aramızdan ağrısız ayrıldı” dedi.
Ali Haydar Yurtsever’in özgeçmişi
1948 yılında Bingöl'ün Darabi köyünde dünyaya geldi. Gazeteciliğe 1968 yılında başladı. 1973 yılında kendi olanaklarıyla gittiği Viyana'da Hürriyet muhabiri olarak görev yaptı. 1980-1985 yılları arasında Ak-Ajans ve Tercüman gazetesi ile Yankı dergisinin Viyana muhabirliğini üstlendi. 1985 -2001 yılları arasında Milliyet'in Viyana ve Doğu Avrupa temsilciliğine ek olarak dünyanın değişik bölgelerindeki önemli olayları izledi. 28 Şubat 2001'de "ekonomik kriz" gerekçesiyle Viyana bürosu kapatılarak görevine son verildi. 1 Mart 2001'den itibaren, Anadolu Ajansı'nın (AA),Viyana Temsilcisi olarak göreve başladı. Bu görevinin yanı sıra TRT, BBC, DW, NPS ile WDR, TV ve Radyolarına haber ve program hazırladı.