Oktay ENSARİ-Davut GÜLEÇ-Mehmet NİLKALI / KAYSERİ
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 29, 2001 02:03
Garih cinayetinin bir numaralı zanlısı Kayserili er Yener Yermez’in, bıçaklayarak adam öldürmekten 16 yıl hapis cezasına çarptırıldığı öğrenildi. Yermez’in 23 Aralık 2001 tarihinde Şartla Tahliye Yasası’ndan yararlanarak cezaevinden tahliye olduğu anlaşıldı.
Cinayetten sabıkalı 26 yaşındaki er Yener Yermez, Şartla Tahliye Yasası'ndan yararlanarak cezaevinden tahliye oldu.
Yener Yermez, Kayseri'de 8 Nisan 1993'te oto teybi hırsızlığına, 13 Mart 1995'te işyeri hırsızlığına karıştı. 24 Temmuz 1995'te ise bir hayat kadınının oğlu olan Mikail Yıldırım'ı bıçaklayarak öldürdü. Bu cinayet nedeniyle 16 yıl hapis cezasına çarptırılan Yermez, 1999'da Zincidere Yarıaçık Cezaevi'ne nakledildi. Buradan firar eden Yermez, yakalandıktan sonra aynı yıl Kayseri Cezaevi'ne konuldu.
HAPÇI İDDİASI
Cezaevi çevresinden alınan bilgilere göre Yermez, zaman zaman uyuşturucu hap kullanıyor ve dengesiz davranışlarıyla tanınıyor. Yermez, 23 Aralık 2000 tarihinde Şartla Tahliye Yasası'ndan yararlanarak Kayseri Cezaevi'nden tahliye oldu. Askerliğini yapmadığı için birliğine teslim edildi.
KAZAN AHMET
Bünyan'ın Karakaya beldesinde yaşayan akrabaları ise Yener Yermez'in içine kapanık ve yardımsever biri olduğunu, eski suçlarını ‘Kazan Ahmet’ lákaplı soyadını bilmedikleri Ahmet adlı kişinin etkisiyle işlediğini iddia ettiler.
Yermez'in, Kayseri'nin Pınarbaşı İlçesi Kılıçkışla Köyü İğdeli Mezrası nüfusuna kayıtlı olduğu, ancak yakınlarının Bünyan İlçesi'nin Karakaya Beldesi'nde oturduğu bildirildi.
Yermez'in annesi Fatma, ağabeyi Ahmet'in 2 ay önce taşındıkları kent merkezinin Kılıçaslan Mahallesi'ndeki bir apartmanın zemin katında kirada oturdukları belirlendi.
3 KİŞİNİN İFADELERİ ALINDI
Olaydan sonra Yermez Ailesi'nin oturduğu ev sivil polis ekiplerince kontrol altına alındı. Anne Fatma Yermez, kardeşi Önder Yermez ile amcasının oğlu Ahmet Yermez'in ifadeleri alındı. Bir süre Emniyette tutulan 3 kişinin, daha sonra Yener Yermez'in arayabileceği ihtimali nedeniyle evlerinde özel bir ekip tarafından sorgulanmalarına devam edildi. Bu arada Yener Yermez'in, amcaoğlu Ahmet Yermez'i önceki akşam aradığı ve kısa konuşmada annesinin ve kendisinin hatırını sorup özlediğini söylediği belirlendi. Silahla ve bıçakla yaralama suçlarından sabıkalı olan Ahmet Yermez'in, ‘‘Cep telefonu numaranı ver, nereden buldun?’’ sorusuna ise Yener Yermez, ‘‘Arkadaştan emanet aldım’’ karşılığını verdiği belirtildi.
Zanlıyı yanlış soru kaçırdı
Garih'in bir numaralı cinayet zanlısı, Hasdal Mekanize Alay Komutanlığı'nda askerliğini yapan Kayserili er Yener Yermez, aynı birlikteki Nevşehirli Yener Yermez ile karıştırılınca, son dakikada polisin elinden kaçmayı başardı. Polis ve jandarma, Yermez'i yakalamak için Türkiye çapında insan avı başlattı.
IMEI NUMARASI
Polis, Yermez'e, Garih'in çalınan cep telefonuna IMEI numarasından ulaştı. Cep telefonu ilk kez cumartesi gecesi açıldı. Teknik takibe alınan cihazın numarası ekranda sinyal verdi. Sinyalin Hasdal bölgesinden geldiği belirlendi. Telefondaki sim kartın, Astsubay Özgür'e ait olduğu saptandı. Parasını ödemediği için aramaya kapalı olan sim kart, Astsubay Tolga tarafından arandı. Astsubay Özgür'ün telefonu pazartesi sabahı kapandı. Telefonda 15.30'a kadar, değişik kartlar denendi. Polisin isteğiyle iki astsubay, Merkez Komutanlığı'na çağırıldı.
TELEFON YAKALANDI
Cumartesi günü nizamiyede nöbetçi olan Astsubay Özgür, Ericsson T28 cep telefonunu, 17.15'te kışlaya giriş yapan er Yermez'in üst aramasında bulduğunu belirterek, şunları söyledi:
‘‘Telefona el koydum. Bir süre kendi kartımla kullandım. Pazartesi günü 17.00'de gelerek, izine çıkacağını, telefonu kantinde çalışan Mehmet Kızılkaya adlı ere 20 milyon ve eski telefonu karşılığında satacağını söyledi. Ben de telefonunu verdim.’’
İNANILMAZ FİRAR
Polis gece 01.00'de, inzibat subaylarıyla Hasdal Mekanize Alay Komutanlığı'na gitti. Nöbetçi subaydan, Yener Yermez'in getirilmesi istendi. Nöbetçi subay, ‘Nevşehirli Yener Yermez mi?’ diye sorunca, Yermez'in nereli olduğunu bilmeyen polis, ‘‘Herhalde odur’’ diye ‘‘Evet’’ yanıtı verdi. Yatakhaneye giden görevliler, ‘‘Yener Yermez'i kaldırdı. ‘Nevşehirli Yener Yermez sen misin?' diye sordu. ‘‘Hayır ben Kayseriliyim'' yanıtını alınca, ‘‘Git Nevşehirli Yener'i çağır’’ deyip yatakhaneyi terketti. Durumu anlayan Yener Yermez ise firar etti. Telefon, kantinci er Mehmet Kızılkaya'nın üzerinde bulundu.
BURSA OTOBÜSÜNE BİNDİ
Yener Yermez'in önceki geceyarısı Nilüfer Turizm'e ait Bursa otobüsüne bindiğini, parası olmadığını söyleyerek muavinle pazarlık ettiğini belirledi.
Mezarlıkta sevişiyor muydu
Yener Yermez'in, cumartesi günü, Mareşal Fevzi Çakmak'ın mezarı yakınında kadın arkadaşıyla sevişirken Üzeyir Garih'e yakalandığı, aralarında tartışma geçtiği, bu yüzden cinayeti işlediği de iddia edildi. Hasdal Kışlası'ndaki arkadaşları, ‘‘Alemi severdi’’ diye tanımladıkları Yener Yermez'in, çarşı izinlerinde Eyüp'e indiğini, burada kadınlarla buluştuğunu doğruladılar. Bunun üzerine harekete geçen polis, Yener Yermez'in, çarşı izinlerinde birlikte olduğu 3 kadını belirleyerek peşine düştü.
3 KADIN ARANIYOR
Polis, cinayet günü Yener Yermez'le Eyüp Sultan Mezarlığı'nda beraber olan kadının, bu 3 kadından biri olduğu, Üzeyir Garih'in cesedi yanında bulunan bir kadına ait kan izinin de bu kadına ait olabileceği ihtimali üzerinde duruyor.
Pantolon ve ayakkabı üstündeki kan Garih’in
Pazartesiyi salıya bağlayan geceyarısı birliğinden firar eden Yener Yermez'in koğuşundaki dolabında, çarşı izninde giydiği üzerinde, kan lekeleri bulunan ayakkabı ve pantolonu bulundu. Kriminal laboratuvarda yapılan incelemede, kanın Üzeyir Garih'e ait olduğu saptandı.
KASATURA İNCELENİYOR
Garih cinayetinde kullanılan bıçak hálá sırrını korurken, Yener Yermez'in, zimmetli G-3 piyade tüfeğine ait kasaturası incelemeye alındı.
Özel tim polisleri güvenliği sağladı
1986'da Ebu-Nidal, 1992'de Hizbullah militanları tarafından bombalanan Neve Salom Sinagogu'nun çevresinde, dün kuş uçurtulmadı. Sinagoga 1986'da yapılan saldırıda 24 kişi ölmüş, 23 kişi yaralanmıştı. Sinagoga giden sokaklar saat 11.00'de araç trafiğine kapatıldı. Sokaklara giren herkes polis tarafından tek tek arandı. Sinagog ve mezarlığa bakan binaların üzerine ellerinde uzun namlulu silahlarla özel tim polisleri yerleştirildi. Kuledibi'nde çevik kuvvet polisleri 1 metre arayla sıralandılar. Basın mensupları da töreni fotoğraf makinesi, kamera ve teypleri olmaksızın izleyebildiler.
Esrarengiz tanık
Cinayeti gördüm
Jandarmaya başvuran esrarengiz bir tanık, Üzeyir Garih cinayetini işleyen 2 kişiyi kaçarken gördüğünü söyledi.
Maslak'taki İstanbul Jandarma Alay Komutanlığı'na başvuran 30 yaşındaki işsiz tanık, ‘‘Neden 2 gün bekledin. Polise değil de bize geldin’’ sorusuna, ‘‘Olayla ilgisi olan ya da olmayan herkes gözaltına alındı. Korktuğum için polise gitmedim. Vidanım rahatsız oldu. Anlatma ihtiyacı hissettim. Güvendiğim için size geldim’’ dedi. Tanık, şunları anlattı:
‘‘Uzun süredir işsizim, çalışmıyorum. Olay günü, Eyüp Mezarlığı'nın alt kısmındaki giriş kapısında oturuyordum. Cinayeti işleyenleri görmedim ama 2 kişinin, yukarıdan aşağı koşarak indiğini gördüm. Panik halindeydiler. Yanımdan geçip gittiler.’’
Güvenlik nedeniyle adı açıklanmayan tanık, gördüğü kişilerin eşkallerini de ayrıntılı olarak jandarmaya verdi. Jandarma, güvenlik birimlerine dağıtılan bir fotoğrafı, tanığa gösterdi. Tanığın, fotoğrafı teşhis edip etmediği konusunda bilgi verilmedi.