Güncelleme Tarihi:
2015’te Ankara Garı’nda 100 kişinin hayatını kaybettiği terör örgütü DEAŞ’ın canlı bomba saldırısına ilişkin davaya bakan mahkeme, tutuklu 9 sanığa 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet, 10 sanığa da 7.5 yıl ile 18 yıl arasında değişen hapis cezaları verirken, firari 16 sanığın dosyasını da ayırmıştı. Firari sanıklar yönünden devam eden davanın ikinci duruşması dün Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. 16 firari sanıktan hiçbiri yakalanamadığı için sanık sandalyeleri boş kaldı.
Davanın firari sanığı İlhami Balı’nın tutuklu eşi Hülya Balı’nın, Kilis Cezaevi’nden SEGBİS sistemiyle duruşmaya bağlanarak tanıklık yapması istendi. Mahkeme Başkanı Selfet Giray, Balı’ya ifade vermeden önce Ceza Muhakemesi Yasası uyarınca davada eşi İlhami Balı sanık olduğu için tanıklıktan çekilme hakkı olduğunu anımsatarak, “Tanıklık yapmak istiyor musun?” diye sordu. Sanık Hülya Balı, “Etkin pişmanlıktan yararlanmak istiyorum. Burada çocuğumla mağdurum” dedi.
TANIKLIK YAPMADI
Mağduriyetinin yargılandığı davadaki mahkemeyi ilgilendirdiğini belirten hâkim Giray, “Tanıklık yapmak istiyor musun?” diye tekrar sordu. Hülya Balı, “Tanıklık yapmak istemiyorum” dedi. Mahkeme heyeti, Hülya Balı’nın bu davada eşi sanık olduğu için tanıklık yapmak istemediği gerekçesiyle dinlenemeyeceğine karar vererek, SEGBİS bağlantısını kapattı. Bu karar salonda tepkilere neden oldu. Firari sanıklardan Deniz Büyükçelebi’nin eşi Şengül Büyükçelebi de tanıklık yapmak istemedi. Mahkeme başkanı daha sonra dava dosyasına gelen belgeleri okudu. Adalet Bakanlığı, İnterpol aracılığıyla firari sanıklardan Edremit Türe, Deniz Büyükçelebi, Ahmet Güneş, Hasan Hüseyin Uğur ve Nusret Yılmaz hakkında kırmızı bülten çıkarıldığını, uluslararası alanda yakalanma çalışmalarının devam ettiğini bildirdi.