Güncelleme Tarihi:
Futbolcular avukatları Rezan Epözdemir aracılığıyla İstanbul Tüketici Mahkemeleri’ne sundukları dilekçede banka müdürü Seçil Erzan’ın tuzağına nasıl düştüklerini tek tek anlattı. Seçil Erzan’ın Galatasaraylı sporcu ve çalışanlarla Denizbank’ın Florya Şube Müdürlüğü yaptığı dönemden beri tanışıklığının bulunduğunun anlatıldığı dilekçede, “Seçil Erzan, yıllarca hesapları kontrolünde tutması sebebiyle, hesabı bulunan tüm Galatasaraylı sporcu ve çalışanları ile güven ilişkisi tesis etmiş, futbolcular Fernando Muslera, Selçuk İnan, Emre Çolak ve menajer Musa Mert Çetin’i de bu sebeple tanımaktadır. Denizbank’ın Florya’daki şubesinden Büyükdere şubesine geçen Erzan, Galatasaraylı sporcu ve çalışanlarla ilişkisini kesmemeye özen göstermiştir” denildi.
‘BANKAYA GÜVENDİK’
Seçil Erzan’ın Denizbank’ın çok kârlı bir fonu olduğunu ve bu fonda herkesin yer almadığını, sadece üst düzey kişilerin bulunduğunu müvekkillerine anlattığını dava dilekçesinde belirten avukat Rezan Epözdemir, “Seçil Erzan, Galatasaray ve Milli Takım’da da yıllarca teknik direktörlük yapmış Fatih Terim’in de bu fonda olduğunu ve bu fondan çok fazla kazanç elde ettiğini ifade etmiştir. Müvekkiller Fernando Muslera, Selçuk İnan, Emre Çolak ve Musa Mert Çetin dışında, teknik direktör Fatih Terim ve Arda Turan ve birçok işinsanına da bu fona girmesi yönünde teşvik ve telkinlerde bulunmuştur. Seçil Erzan’a ve yetkilisi bulunan Denizbank A.Ş.’ye güvenen müvekkillerden Muslera, menajeri aracılığıyla 700 bin dolar ve 500 bin dolar ödemiştir.
ANTETLİ KÂĞIT ALINDI
700 bin doları Seçil Erzan’dan geri almış, 500 bin doları alamamıştır. Selçuk İnan’ın 1 milyon 535 bin dolarını, Emre Çolak’ın 3 milyon 250 bin dolarını, menajer Musa Mert Çetin’in ise 75 bin dolarını almış ve geri ödememiştir. Seçil Erzan paraları elden alma sebebini ‘Doğrudan genel merkeze gidiyor, o yüzden elden alıyoruz’ şeklinde açıklamıştır. Müvekkillere para aldığına dair bankanın antetli kâğıdına, bankanın kaşesi ve bankanın ıslak imzasını taşıyan evrak vermiştir” dedi.
‘TEK SUÇLU SEÇİL DEĞİL’
Seçil Erzan ile diğer davalıların amacının Türkiye’nin en ünlü kişilerinin de içinde olduğu iddia edilerek fona çekilen kişilerin malvarlığını ele geçirmek ve bu malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunmak olduğunu dilekçesinde belirten avukat Epözdemir, şu yorumlarda bulundu: “Bu suçun sadece Seçil Erzan tarafından işlenmesi fiilen mümkün değildir. Haricen edinilen bilgilere göre Erzan, ifade vermeden önce Denizbank’ın CEO’su Hakan Ateş, İcra Kurulu üyesi Mehmet Aydoğdu ve diğer banka üst düzey yetkilileri tarafından alıkonularak nasıl ifade vereceği konusunda baskı uygulanmıştır. Davaya konu olayda Denizbank AŞ’nin kusursuz sorumluluğu bulunmaktadır. Suçun örgütlü şekilde işlendiği de göz önüne alındığında, bankanın kusursuz sorumluluğu saklı kalmak kaydıyla, bu zararın gerçek kişilerin kusur durumlarına göre bilirkişi aracılığıyla tespiti ve hesaplanması mümkün olacağından davamızı belirsiz alacak davası olarak açmış bulunmaktayız. Müvekkillerin Denizbank AŞ, yetkili banka müdürü Seçil Erzan ve diğer işbirlikçileri Ali Yörük, Atilla Yörük ve Nazlı Can tarafından iradeleri sakatlanarak zarara uğratıldığından şimdilik 10’ar bin doların tahsilini talep ediyoruz.”
ÇORLU’DAKİ EVİNİ 21 GÜNDE SATMIŞ
Seçil Erzan'ın memleketi Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde annesinin oturması için aldığı evi, ekonomik olarak zora düşünce 21 gün sonra sattığı ortaya çıktı. Erzan, Önderler Mahallesi Ulubatlı Hasan Caddesi'nde 8 Aralık 2022'de bir daire satın aldı. Erzan'ın dolandırdığı kişiler arasında bulunduğu belirtilen Çorlu Belediyesi Zabıta Amiri Hüseyin Eligül aracılığı ile alınan daireyi, 21 gün sonra, 29 Aralık 2022'de 3 milyon TL civarında bir bedelle sattı.
ZABITA AMİRİ GÖREVDEN ALINDI
Çorlu Belediyesi Zabıta Amiri Hüseyin Eligül ise görevinden alındı. İddianamede, Eligül'ün, Erzan tarafından mağdur edildiği iddialarının ayrı bir dosya üzerinde yürütüldüğü belirtildi. İfadesi alınan Hüseyin Eligül, Seçil Erzan'ı 20 yıldır tanıdığını belirterek, Erzan'a önce birikimi olan 50 bin dolar, daha sonra 2016-2023 yılları arasında 550 bin dolar kadar para verdiğini, 1 milyon 760 bin lira kadar da para aldığını, başka da para almadığını anlattı.
KIRIK TELEFONDA DELİL ARANACAK
Seçil Erzan’ın ilk kez hâkim karşısına çıktığı 20 Kasım 2023’teki duruşmanın ardından İstanbul 41’inci Ağır Ceza Mahkemesi bir dizi karar kaldı. Bu kararlardan en önemlilerinden biri, soruşturmanın boyutlarını büyütebilecek kadar bilgi ve belgenin bulunduğu düşünülen Erzan’a ait kırık iPhone marka telefonun incelenmesiydi. Seçil Erzan telefonu teslim ederken, “Banka kırıp atmamı söyledi. Korkup ekranını kırdım ve silebildiğim kadar yazışmayı sildim. Silinmiş olsa da mesajların geri getirilmesini istiyorum. Özellikle Semih Kaya ve Fırat Özdemir tarafından nasıl tehdit edildiğim görülecektir” demişti. Mahkeme, Adli Emanet Bürosu’ndaki telefonu bilirkişiye gönderdi ve içerisindeki tüm bilgi ve belgeleri talep etti. Telefonun şifrelerini mahkemeye sunması için Erzan’ın avukatına da 10 gün süre verildi. Şifreler teslim edilmezse, telefon bilirkişi tarafından açılmaya çalışılacak.
ZORLA GETİRİLECEK
Davada tanık olarak dinlenecek Semih Kaya, Tanın Yılmaz, Nur Erkasap, Mustafa Sefa, Candaş Gürol, Fırat Özdemir, Nilgün Arabacı, Gülsenal Bayramova, Oğuzahan Özerk ve Bülent Onat için de zorla getirilme kararı çıkarıldı.
SEMİH KAYA KONUŞTU: BEN KADIN DÖVMEM
Eski futbolcu Semih Kaya ve avukatı Ahmet Kurutluğlu, Nevşin Mengü’nün YouTube kanalında iddialara ilişkin ilk kez yanıt verdi. Semih Kaya özetle şunları söyledi:
- SEÇİL’E NASIL İNANDI: “Bankaya güveniyorum, bankacıya güvenmiyorum ki. Seçil’in bana verdiği belgeler, üzerinde bankanın mührünün olduğu belgelerdi. 4 milyon 100 bin verdim, Seçil bana 3 milyon 500 bin dolar verdi. Ben getirisini istemiyorum kendi ana paramı istiyorum.
- TEHDİT ETTİ Mİ: Hayatım boyuncu çocuklar beni örnek alsın, benim izlediğim yolu izlesinler, bir şeyleri başarabileceklerini görebilsinler diye uğraştım. Bütün Türkiye beni kadın döven, şiddet yanlısı, tefeci olarak tanıyor. 10 gündür kadın dövüyorum diye suçlanıyorum.
- SOKAĞA ÇIKMAYA KORKUYORUM: Dolandırıldım. Birileri ‘O kadını dövdün mü?’ diye soracaklar diye korkuyorum, sokağa çıkmıyorum.”