Güncelleme Tarihi:
Füle, Türkiye'deki temaslarını değerlendirmek üzere AB Türkiye Delegasyonu ofisinde düzenlediği basın toplantısında, ziyareti kapsamında Ankara ve İstanbul'da yoğun ve verimli görüşmelerde bulunduğunu söyledi. Temaslarının gündeminde AB müzakere süreci, demokratik reformlar, temel haklar, yargı, yeni anayasa ve sivil toplumun siyasi hayattaki rolünün yer aldığını belirten Füle, canlı ve güçlü bir sivil toplumun reform sürecinde önemli bir yeri olduğunu kaydetti.
Füle, "Uzun bir duraklamanın ardından bir fasıl açarak müzakere sürecinde yeni bir ivme yakalamamızdan kısa bir süre sonra burada bulunmaktan mutluluk duyuyorum. Mesajım şu; bu ivmeyi sürdürülebilir kılmaya ve Türkiye'nin daha fazla angajmanına ihtiyacımız var" dedi.
Türkiye'de hayata geçirilen reformlarda AB'nin kıstas olmaya devam etmesi gerektiğini vurgulayan Füle, "Kollarımızı sıvamalı ve çok çalışmalıyız. Komisyon, AB'yi sürece daha fazla dahil olmaya zorlamaya hazır. Türkiye'nin de üzerine düşeni yapmasını, siyasi reformlara devam etmesini ve bunları hayata geçirmesini bekliyoruz" diye konuştu.
Yargı ve demokratikleşme paketlerinde öngörülen tüm reformların demokrasiyi güçlendirmeyi amaçladığını belirten Füle, "Türkiye'de daha fazla demokrasi olması, Türk toplumunun çeşitliliğine karşı daha fazla saygı demek. Bu, aynı zamanda vatandaşların özel hayatlarına ilişkin seçimlerine ve yaşam tarzlarına daha fazla saygı anlamına geliyor" dedi.
"SÜRECİ SONLANDIRMAK İÇİN SIRA TÜRKİYE'DE"
Geri kabul anlaşmasına da değinen Füle, "İlişkilerimizdeki olumlu bir diğer itici güç de Türkiye ile AB arasındaki geri kabul anlaşmasının vize diyaloğuyla eş zamanlı olarak, umuyorum bu yıl bitmeden imzalanması olacak" ifadesini kullandı. Katılım müzakerelerinde sağlanan ilerleme ve siyasi reformların madalyonun iki yüzü olduğunu belirten Füle, "Şu anda 22. faslın açılmasıyla kazanılmış bir ivme var. Bunu güçlendirmeli ve korumalıyız ki, katılım görüşmeleri rayına dönsün ve orada kalsın" diye konuştu.
Vize serbestisine ilişkin soru üzerine Füle, sürecin uzun vakit aldığını, geri kabul anlaşmasının neredeyse bir yıldır hazır beklediğini ve vize diyaloğunun başlatılması için verilen yetkinin üzerinden de bir yıldan fazla süre geçtiğini anımsattı. Bu süre zarfında zamanı boşa harcamadıklarını, süreci anlatma ve Türkiye'nin bazı endişelerini anlama fırsatı yakaladıklarını belirten Füle, şunları kaydetti:
"Bize üye ülkeler tarafından verilen yetki çerçevesinde yapabileceğimizin en iyisini yaptık. Şimdi süreci sonlandırmak için sıra Türkiye'de. Duyduklarım beni cesaretlendirdi. Umarım, Türkiye-AB ilişkilerinde büyük öneme sahip olan bu konu yakında somut eyleme dönüşür. Geri kabul anlaşması, vize serbestisi için önemli bir ön şart. Vize diyaloğu ise sadece konuşulacak bir konu değil, Türk vatandaşlarının Schengen ülkelerini vizesiz ziyaret etmesini sağlayacak yol haritası üzerine birlikte çalışmamızı gerektiren bir husus."
"UMARIM SAYGI ÇERÇEVESİNDE SONUÇLANIR"
Öğrenci evi tartışmalarına ilişkin değerlendirmesinin ve konunun Türk yetkililerle görüşmelerinde gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine Füle, temaslarında her zaman stratejik ve güncel konulara değindiğini, bu bağlamda bu konunun da ele alındığını söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan demokratikleşme paketini ve vatandaşlara saygı konusunda verilen taahhütleri memnuniyetle karşıladığını kaydeden Füle, söz konusu tartışmanın nasıl sonuçlanacağının önem taşıdığını belirterek, "Umarım hukukun üstünlüğü ilkesine, özel tercihlere ve meşru endişelere sahip olanların görüşlerine saygı duyan bir şekilde sonuçlanır" dedi.
Tartışmaya dahil olma niyeti taşımadığını ve konunun Türkiye-AB arasındaki ortak gündem ile katılım sürecine uygun şekilde ele alınmasının gereğini vurgulayan Füle, "Bu, Türk toplumunun yapacağı bir tartışma" değerlendirmesinde bulundu.
Gezi olayları ve basın özgürlüğüne ilişkin soru üzerine ise Füle, "Endişelerimiz mevcut ve üç hafta önce açıklanan İlerleme Raporu'nda da bunlara açıkça yer veriliyor" yanıtını verdi. Basındaki çeşitliliğin azalmasını yararlı bulmadığını dile getiren Füle, hayata geçirilen üçüncü ve dördüncü yargı paketlerinin olumlu etkisine rağmen tutuklu gazetecilerin bulunduğunu ifade etti.