Esma ÇAKIR
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 03, 2003 01:45
Babası 100 milyon lira kumar borcu için, 15 yaşındaki Yeter'i bir hırsıza verdi. Evden kaçınca, randevi evi işleten Ayşe'nin tuzağına düşen Yeter, 8 yıl sonra bir yardım derneğine sığındı. Fuhuşa tövbe etti. Şimdi, boncuklardan takı yaparak para kazanıyor, kısa ama acılı geçmişini unutmaya çalışıyor.
KÖMÜR ocağında çalışan baba Mehmet Ali Efendi, kumar borcu için evin tüm eşyasını sattıktan sonra, sıra üç çocuğundan en büyüğü ve tek kızı olan 15 yaşındaki Yeter'e geldi. Arkadaşı Ahmet A'ya olan 100 milyon lira kumar borcunu, kızını imam nikahıyla vererek kapattı. Kendisinden 20 yaş büyük Ahmet A'ya imam nikahıyla gelinlik bile giymeden varan Yeter, 3 ay dayanabildi. Kocasının bir hırsız olduğunu öğrendiğinde ise kapıyı vurup çıktı. Ama Yeter, baba evine kabul edilmedi. Bir hafta mezarlıklarda yatıp çöplerden yiyecek topladıktan sonra sonra Zonguldak'ı terk etti.
İş bulmak, ayaklarının üzerinde durabilmek umuduyla gittiği Ankara'da, ilk mekanı Gençlik Parkı oldu. Kendisine Kızılay'daki evinin kapılarını açan ‘‘Ayşe’’yle burada tanıştı. Bir ay sonra o evde Yeter'e tecavüz ettiler. O evin sermayesi olduğu gün, adını da tanınmamak için ‘‘Kader’’ olarak değiştirdi.
Patroniçesinin kayınbiraderi Ahmet'in dostu olan Yeter, 17 yaşındayken hamile kaldığını öğrenince kıyamet koptu. Patroniçe Ayşe, ‘‘Hamileyken çalışamazsın’’ deyip kürtajı şart koştu. Bebeğiyle daha mutlu bir hayatın düşünü kuran Yeter'i dayak yola getirdi. Yeter, kürtajdan 2 saat sonra zorla müşteriye çıkarıldığını da anlatırken, sesi buz gibi çıkıyor. İlişkiden sonra rahatsızlandığını, muayene için gittiği doktorun ‘‘Yumurtalıkların zedelenmiş. Bir daha anne olamayacaksın’’ deyişini anlatırken gözlerini bir noktaya dikiyor.
KİRLİ PARA İSTEMEM
Yeter, Kızılay'daki randevuevinde geçirdiği her gün, kaçma planları yapmış. Gittiği her yerde yanına iki koruma verilince, bu hayalini gerçekleştirememiş. 3'üncü yılında, bir otelde müşterisiyle birlikteyken, polis basınca kaderi değişmiş. Adresini polise verdiği Patroniçe Ayşe, yakalanıp tutuklanmış, cezaevine girmiş. Yeter de 1998 yılında İstanbul'a kaçmış.
İstanbul'da da yaşamak için 5 yıl fuhuş yapan Yeter, intiharı düşündüğü anda, azılı bir hırsıza aşık olup fuhuşu bırakmış. Birlikte yaşamaya başladığı M, ilişkilerinin 8'inci ayında ‘‘Ben artık hırsızlık yapmak istemiyorum. Fuhuş yapıp bana bakacaksın’’ deyince Yeter, evi terk edip yeniden sokaklara dönmüş. Esrara, tinere alıştığı günlerde, karşısına Ülkem Çocukları Derneği Başkanı Murat Çuhadar çıkmış Yeter'in.
Yeter, 2 haftadır derneğin koruması altında. 23 yaşındaki Yeter, derneğin bulduğu bir evde kalıyor. Boncuklardan kolye yapıp, satıyor. Yeter, ‘‘Fuhuş yapsaydım belki şimdi günde 1 milyar lira kazanacaktım. Ama boncuktan kazandığım 3-5 kuruş, beni mutlu ediyor. Geleceğimi kirli parayla kurmak istemiyorum’’ diyor. İpe dizdiği her boncukta, geçmişinden biraz daha uzaklaşıyor.
SOKAK ÇOCUKLARININ REHABİLİTE MERKEZİ
Yeter A'nın ve birçok sokak çocuğunun sığındığı Ülkem Çocukları Derneği, 7 yıldır faaliyet gösteriyor. Resmi açılışı 13 Haziran'da yapılan dernekte, şu an Türkiye'nin her yerinden gelen 120 çocuk rehabilite ediliyor. Dernek, aileleri tarafından ihmal edilerek, sokaklarda yaşamak zorunda kalan çocukları, topluma yeniden kazandırmayı amaçlıyor. 600 gönüllü üyenin çalıştığı dernekte, 2 psikolog, 1 çocuk gelişimci, halkla ilişkiler uzmanı, sosyolog ve 7 öğretmen görev yapıyor. Ülkem Çocukları Derneği Başkanı Murat Çuhadar, sokak çocuklarını toplumsal bir yara olarak tanımlıyor. Bu yarayı sarmak için derneği kurduğunu belirten Çuhadaroğlu, ‘‘Sokakta yaşamak zorunda kalan çocuklarımız, ileriki dönemde eğitimden ve çağdaş yaşamdan uzak kalarak suç işleme makinesi haline geliyor. Bu çocukların, haklarını koruma adına mücadele eden ve halkı bu konuda bilinçlendiren bir sivil toplum kuruluşuyuz’’ diye konuşuyor.