Güncelleme Tarihi:
Oktay, ABD Ticaret Odası, ABD-Türkiye İş Konseyi ve Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) iş birliğinde video konferans yöntemiyle düzenlenen toplantıda değerlendirmelerde bulundu.
Her iki ticaret odasının da Kovid-19'un olumsuz etkileri konusunda iş birliği yaptığını belirten Oktay, "Türkiye- ABD ekonomik iş birliği bu zor zamanlarda gelişmeye devam edecektir ve hatta bu krizden yeni fırsatlar çıkaracaktır." diye konuştu.
Oktay, ABD ve Türkiye arasındaki ortaklığın 70 yıldan uzun süredir devam ettiğini vurgulayarak, "Özellikle Suriye, Türkiye ve ABD'nin ortak amaç ve çıkar doğrulsunda birlikte çalışmasını gerektiren önemli bir çatışma alanı olmayı sürdürüyor." dedi.
OKTAY'DAN LİBYA VURGUSU
Türkiye'nin, Suriye ve Libya'da kararlı ve prensipli duruşunun DEAŞ ve YPG/PKK da dahil terör grupları ve düşmanların cesaretini kırdığını anlatan Oktay, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump'ın 8 Haziran'daki telefon görüşmesinde mutabık kaldıkları üzere, Libya'da ikili konuşmalarımızı derinleştiriyoruz. ABD ve Türkiye birlikte pozitif bir fark yaratabilir." şeklinde konuştu.
Oktay, Türkiye ve ABD arasında, FETÖ ile mücadele, YPG/PKK, F-35 anlaşması, "ABD yasama organlarının Türkiye'ye önyargılı yaklaşımı" gibi konularda hala farklı düşünceler olduğunu vurgulayarak, "ABD iş toplumunun, iki ülke arasındaki bu farkların farkında olması ve bunların ABD'ye en az maliyetle ve ilişkimize maksimum faydalı olabilecek şekilde çözülebileceğini bilmesi son derece önemlidir." ifadelerini kullandı.
ABD ve Türkiye arasındaki ticaret ve iş ortaklıklarının son 10 yılda arttığını vurgulayan Oktay, "Son yıllarda büyük hacimli ticaret ve yatırım ile ticari dengede gelişme görsek bile, iki ülke arasındaki potansiyele bakıldığında bunlar yeterli değil. Erdoğan ve Trump arasındaki 100 milyar dolarlık ticaret hedefine bakıldığında buna henüz ulaşılmadı. Türkiye bu hedefi gerçekleştirme sözüne bağlılığını sürdürüyor." yorumunda bulundu.
Oktay, iki ülke arasındaki ticaret hacmi hedefinin yakalanması için, somut ve elle tutulur çözümler bulunması gerektiğinin altını çizerek, ABD ve Türkiye arasında ihracatın geliştirilebileceği alanlara ilişkin bakanlar seviyesinde görüşmelerin sürdüğünü dile getirdi.
ABD'de yaklaşan seçimlerin, iki ülke arasındaki ticarete etkilerinin azaltılması için çalışılması gerektiğini söyleyen Oktay, ABD ve Türkiye'nin öncelik verdiği sektörler arasında, kıyafet, ev tekstili, mobilya, mücevherat, beyaz eşya ve inşaat malzemeleri olduğunu belirtti.
Oktay, "Aynı zamanda, Türkiye'nin ABD'nin çelik ve aluminyum gümrük vergilerinden muaf tutulması gerektiğine inanıyoruz. ABD Ticaret Temsilcisinin Türkiye de dahil bazı ülkelere yönelik dijital servis vergi soruşturmasından da endişeliyiz. Son zamanlarda yaptığımız dijital hizmet vergisi başvurusunun, herhangi bir ülkeyi hedef almadığını ya da herhangi bir ülkenin lehine olmadığının altını çizmeliyim. Dijital ekonomi büyüdükçe, kar ve kar marjinleri de bu doğrultuda büyüyor." yorumunda bulundu.
"YIL SONUNDA POZİTİF BİR EKONOMİK BÜYÜME İÇİN ÇALIŞIYORUZ"
Oktay, Kovid-19 salgınının zirvesinde Türkiye'in küresel tedarik ve lojistik zincirinde güvenilir bir merkez olduğunu kanıtladığını belirterek, "Tedarik zincirinin güvenilirliği daha önemli hale geldikçe, Türkiye'nin güçlü üretim altyapısının yanı sıra genç ve vasıflı iş gücünün, üretim kabiliyetlerini çeşitlendirmeyi düşünün ABD'li yatırımcılar için daha cazip hale geleceğini umuyoruz." dedi.
Türkiye'de yaklaşık 2 bin Amerikan şirketinin faaliyet gösterdiğine işaret eden Oktay, Türkiye'nin daha fazlasını karşılamaya hazır olduğunu dile getirdi.
Oktay, gelişmekte olan birçok ülkeyle karşılaştırıldığında Türkiye'nin pazara erişim için geniş fırsatlar sunduğunu vurgulayarak, ülkenin daha güçlü, rekabetçi ve liberal bir iş ortamı oluşturmaya kendini adadığını aktardı.
Türkiye ekonomisinin bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,5 büyüdüğünü anımsatan Oktay, "Kovid-19 önlemleri nedeniyle ikinci çeyrekte bir daralma beklenmesine rağmen, yıl sonunda pozitif bir ekonomik büyüme için çalışıyoruz." diye konuştu.
"DİJİTALLEŞMEDE ÖNCÜ ROL OYNAMAYA KARARLIYIZ"
Oktay, Türkiye'nin üretim potansiyeli, insan kaynakları ve yabancı yatırımcılara sunduğu imkanlarla cazibe merkezi olmaya devam ettiğinin altını çizerek, yabancı şirketler ile yerli firmalar arasında ayrım yapılmadığını, Türkiye'nin tüm yasal prosedürleri sadeleştirerek ve bürokratik engelleri ortadan kaldırarak iş yapmayı kolaylaştırmayı hedeflediğini ifade etti.
Türkiye'nin Dünya Bankası'nın İş Yapma Kolaylığı Endeksinde bu yıl 10 göstergenin 6'sında gelişme gösterdiğine dikkati çeken Oktay, hedefin iş yapma kolaylığı konusunda ilk 20 ülkenin arasına girmek olduğunu kaydetti.
Oktay, Türkiye'nin teknolojik dönüşümüne hizmet edecek projelerle de ilgilendiklerini belirterek, "Dijitalleşme, enerji, akıllı altyapı ve şehirler gibi yeni yatırım alanları belirlemeye dikkat ediyoruz. Kovid-19, özellikle dijital ekonominin ve dijitalleşmenin herkesin gündemindeki önemini vurguluyor. Türkiye olarak buna adapte olmaya ve dijitalleşmede öncü rol oynamaya kararlıyız." dedi.
"ÜRETİCİLERİMİZ GÜVENİRLİKLERİNİ KANITLADI"
Türkiye'nin geçen yıl itibarıyla Avrupa ve Orta Asya bölgesinde ABD'den en çok sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithal eden ikinci ülke olduğunu belirten Oktay, ABD'nin doğal gaz tedariğinde şubatta Türkiye'nin geleneksel tedarikçilerini geçtiğini, LNG'nin rekabetçi fiyatlarının Türk firmalarını gelecek dönemde Amerikan enerji tedarikçileriyle daha fazla anlaşma yapmaya teşvik edeceğini dile getirdi. Oktay, yenilenebilir enerjinin de Türkiye ve ABD yatırım ilişkilerinde büyüyen bir alan olarak öne çıktığını kaydetti.
İki ülkenin savunma sanayisindeki iş birliklerine de değinen Oktay, Boeing, Lockheed Martin, Northrop Grumman, Raytheon, Sikorsky gibi şirketlerin Türk üreticilerden kritik malzemeleri satın almaya devam ettiğinin altını çizdi.
Oktay, iki ülkenin F-35 ve T129 ATAK helikopterleri gibi projelerde de iş birliği olduğunu hatırlatarak, Türkiye'nin F-35 teknolojisini tehlikeye atmak istemediğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Üreticilerimiz, pandemiye ve F-35 programında haksız bir şekilde askıya alınmamıza rağmen, uçakların kilit parçalarını tedarik etmeye devam ederek güvenilirliklerini kanıtladılar." dedi.
ABD hükümetinin raporlarının Türkiye'nin programda askıya alınmasının uçakların kritik bileşenleri için üretim riski oluşturduğunu, üretim zamanlamasını geciktirdiği ve maliyeti artırdığını gösterdiğini aktaran Oktay, savunma alanındaki kısıtlamaların sona ermesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye ve ABD arasındaki 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi ve Dijital Hizmet Vergisi'ne ilişkin bir soru üzerine Oktay, iki ülke arasındaki ticarette çeşitli engeller olduğunu ancak Dijital Hizmet Vergisinin bu engellerden biri olmadığını söyledi.
Dijitalleşmenin, en çok önem verdikleri alanlardan biri olduğunun altını çizen Oktay, elektronik ticaretin çok hızlı büyüdüğünü, Türkiye'deki e-ticaret firmalarının daha da gelişmesinin birincil öncelikleri haline geldiğini dile getirdi.
Oktay, Dijital Hizmet Vergisi oranının yüzde 7,5 olduğunu anımsatarak bunun, yerel firmaların gelişmesini teşvik etmek amacıyla yapılan anketlere dayandığını, ihtiyaçlara göre yeniden değerlendirileceğini ifade etti.
DİJİTAL HİZMET VERGİSİ SADECE ABD'YE YÖNELİK DEĞİL
Oktay, "Belki de ABD'li şirketler için doğru strateji ya Türkiye'de yatırım yapmak ya da Türkiye'de bir ortak bulmak olabilir." dedi.
Dijital Hizmet Vergisi'nin sadece ABD'ye yönelik bir vergi olmadığına dikkati çeken Oktay, bunun Türkiye'de hizmet veren tüm firmalar için geçerli olduğunu ifade etti.
Oktay, "Dijital Hizmet Vergisi'ne verilen yanıt Türkiye'yi Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi'nden (GTS) çıkarmak, soruşturma başlatmak veya her iki ülkenin iş dünyası için daha fazla engel getirmek gibi bir şey olmamalıdır. Bu, daha çok zarar verir." diye konuştu.
Türkiye'nin tüm negatif konuları pozitife çevirmeye çalıştığını ve sorunları birbirinden ayrı ele aldığını anlatan Oktay, "Biz bir konuyu asla bir diğeriyle karıştırmıyoruz. Biz hiçbir zaman F-35 ile S400'leri ya da diğer siyasi konuları karıştırmıyoruz. Türkiye olarak tüm bu sorunlarla tek tek başa çıkmayı öğrendik. Bu konuların hepsini tek bir kefeye koymuyor, ayırıyoruz ve tek tek çözüyoruz." diye konuştu.
“BİZ KENDİ SAVUNMA İHTİYACIMIZIN NEREDEYSE YÜZDE 70’İNİ YEREL PAZARDAN KARŞILIYORUZ"
Türkiye’nin savunma endüstrisinin son yıllarda yükselişte olduğunu vurgulayan Oktay, şöyle devam etti:
“Biz kendi savunma ihtiyacımızın neredeyse yüzde 70’ini yerel pazardan karşılıyoruz. Bu, aynı zamanda bizim diğer ülkelerle iş birliği yapabileceğimiz bir alan. ABD ile de bu konuda çalışıyoruz."
Oktay, Türkiye ve ABD’nin savunma alanında jet sistemlerinden yapay zekaya kadar birçok alanda iş birliği alanı olduğuna işaret ederek enerji sektöründe de iş birliği imkanları bulunduğuna dikkati çekti.
"TÜRKİYE, EN İYİ SAĞLIK HİZMETİ VEREN ÜLKELERDEN BİRİSİ"
Sağlık sektöründe de ABD ile Türkiye arasında iş birliği imkanları olduğunu vurgulayan Oktay, "Kovid-19 döneminde sağlık sektörü alanıdaki büyük iş birliği potansiyelini gördük. Son 18 yıldır sağlık alanına yatırım yaptık. Türkiye, en iyi sağlık hizmeti veren ülkelerden birisi." dedi.
ABD ile Türkiye arasında elektrikli araba konusunda da iş birliği potansiyeline işaret eden Oktay, "Bir kere çalışmaya başladığımızda, bizi bir araya getiren mevzuların, bizi birbirimizden ayıran mevzulardan daha çok olduğunu göreceğiz. İşte o zaman herkes için kazan-kazan durumu ortaya çıkacak." değerlendirmesini yaptı.