Güncelleme Tarihi:
Fuat Oktay, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
ABD'ye baktığınızda bit terör örgütü ile ortaklık kurmuştur. Süper güç diyen bir ülke bir terör örgütü ile iş birliği yapmıştır. Bunu her platformda dile getirdik. Herhangi bir amacın varsa bir terör örgütü ile bir amaç için ortaklık kurarsın. Türkiye teröre boyun eğmez, izin vermez.
"500 YIL SONRA DA BURADAYIZ"
Birilerinin arkasına sığınarak bu bölgede ayakta kalamazsınız. Türkiye olarak buradayız, 50 yıl sonra da 500 yıl sonra da burada olacağız. Mesajımız bu anlamda net. Türkiye'ye karşı yazılan senaryonun hayata geçme şansı yok.
"TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜN OLMAMASI TERÖR ÖRGÜTLERİNE ALAN AÇACAK"
Burada Türkiye için; Suriye'nin toprak bütünlüğü önemli. Toprak bütünlüğü olmazsa terör örgütlerine alan açacak. O yüzden Türkiye için kritik toprak bütünlüğü. Bu örgütlere geçiş yok. Terör örgütlerinin silah bırakmasını ve onlarla sonuna kadar mücadele edileceğini söylüyoruz. İç cephenin güçlendirilmesi için farklı çözümler konuşuyoruz; burada amaç birlikte yaşayacağımız bir Türkiye içindir. Herhangi bir oldu bittiye müsaade etmeyiz.
ABD bunların arkasında durmak isteyecektir. Bugüne kadar besleyip büyüttüğü bir örgüt. Kullanabildiği kadar kullanacaktır. Sahada başka bir gerçeklik var ve Türkiye kilit aktördür. Bunu ABD de görüyor, tüm dünya görüyor. Politika değişikliği görülebilir.
PYD'NİN BAYRAK DEĞİŞİMİ
Herkesin bayrağını kullanmaya hazırdırlar. Kaçarken de neredeyse her türlü kıyafete büründüler. Önemli olan kimin bayrağını kullandığı değil, önemli olan terör örgütü vasfından sıyrılması; lağvedilip bir alan hakimiyeti iddiasından vazgeçmesi. Alan hakimiyeti Türkiye için tehdittir. Terör yuvasını devlete dönüşme fırsatı verince bunun sonu gelecektir. Türkiye buna müsaade etmez.
OLASI HÜKÜMETİN PYD'YE TUTUMU NE OLUR?
Yeni hükümet istemez, mümkün değil. Suriye'de hükümet kurarken verimli toprakların yüzde 70'i bir terör örgütü elinde ve enerji kaynaklarının tamamı terör örgütü elinde. Bu ülkeyi neyle geçindireceksiniz, hakimiyeti nasıl sağlayacaksınız. Bu hükümet edemediğiniz anlamına gelir.
Her türlü etnik ve mezhepsel yapının birlikte yaşayabileceği bir yapının oluşturulması lazım ve bu çerçeve de bir anayasadır. Geçici hükümet anayasayı lağvetmiş durumda. Astana'daki ana amaç da buydu.
SURİYELİ GÖÇMENLERİN ÜLKESİNE DÖNÜŞÜ
Şu anda göç idaresi verilerine göre 2 milyon 938 bin Suriyeli olduğunu görüyoruz. Suriye'de istikrar ortamı oluşması ile insanların ülkesine dönmesinde motivasyon kaynağı oldu ama henüz yüksek boyutlar olarak ifade etmemek lazım. Günlük geçişlerde 600-1000 arası rakamlardan bahsediyoruz. Herkes bekle gör tutumunda. Bu gidenler bir aileyi temsilen gidiyor.
ABD'DE YENİ HÜKÜMET DÖNEMİ
ABD'de yeni dönemde ümit ediyoruz ki Türkiye ile yakınlaşma olacaktır. er ya da geç ABD gibi devletin bu yanlıştan dönmesini umuyoruz. DEAŞ bir bahanedir PKK ile ortaklıklarında. DEAŞ ile mücadele Türkiye ile sıkı mücadeleden geçer. DEAŞ ile en büyük mücadeleyi veren Türkiye olmuştur. Fırat Kalkanı Operasyonu'nun hedefi DEAŞ'tı.
İSRAİL'İN YAYILMACI POLİKALARI
(Davud koridoru) Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Suriye'deki ana tehditlerden biri de İsrail'dir, onların saldırılarıdır. Buna sessiz kalmamız mümkün değil. Golan tepelerini 67'de işgal etmişsiniz ve bugün gelip bu anlaşma geçersizdir. 50 yıl olmuş o anlaşmayı yapalı. Vaat edilmiş topraklarla ilgili genişleme arzusudur. Diğer yerlerdeki saldırılarının motivasyonu da bu arzudur. Türkiye her türlü tedbirini alıyor ve hazırlığını yapıyor. Neredeyse Şam'ı gözetleyecek boyuttalar orada. Türkiye için en büyük tehdittir. Yıllarca savaştan bitkin düşmüş bu halkın barış ortamında yaşaması hakkıdır. İsrail'in şımarıklığına bakınca burada ciddi çalışma ve uluslararası baskı önemli. Orada koridor oluşturmalarına izin vermeyiz. Sonuna kadar ne gerekirse o bedeli öderiz ama buna müsaade etmeyiz.
"İSRAİL SALDIRILARI DURURSA VE PKK TEMİZLENİRSE GEÇİŞLER HIZLANIR"
Bu geçiş şartlarını mümkün kılınması için İsrail saldırılarının durmasıdır. Bu saldırılar PKK ve uzantılarına hizmet edecektir. Buna müsaade edemeyiz. Üzerimize düşeni yapıyoruz. Uluslararası camia da önemli. İkincisi PKK ve uzantılarının durumu. Bunlar kalkınca mültecilerin çoğu hızlı şekilde oraya dönecektir. Büyük kısmı bu bölgeden gelmiştir ülkemize.
"EN BÜYÜK TEŞVİK HALEP VE İDLİB'TE GÜVENLİĞİN SAĞLANMASI"
Muhalefet bu konularda başarısızlık gösterdi. Suriye'deki durumun maliyetini en çok çevre ülkeler çekti. Avrupa'da daha az göçmen olmasına rağmen onların sesi daha çok çıktı. En büyük teşvik Halep ve İdlib'te güvenliğin sağlandığına dair algıdır. Çalışmalarımız da o yönde. Teşvikler yapılabilir, burada sorun da olmaz. Cumhur İttifakı'nda ayrışmalar yok zaten bu konularda. Bu çatışmasızlığın kalıcı olduğu konusunda güven verilmesi gerekiyor.
"ONLAR GERÇEKTEN ÇARESİZDİ"
Benim aylarım sınırda geçti. O sınır kapılarında bulundum, orada çaresizlik içinde gelen insanları neden aldınız sorusu vardı. Onlar gerçekten çaresizdi. Niye geldiğini, neye geldiğini bilmeden bir ümide koşuyor. O çocukların gözündeki korku kadınların gözündeki çaresizlik... Türkiye olarak bambaşka bir duruş sergiledik. Biz komşumuzda olan yangına göz yumamazdık.
Avrupa hiçbir zaman elini taşın altına koymadı. Buradaki işbirlikleri konuşulacak ama verdikleri sözü tutma boyutu göründüğü gibi değil. Biz kendi göbeğimizi keseceğiz. Halkımızın bu anlamda gönül rahatlığı içinde olmalı.