Güncelleme Tarihi:
Bu olayın asıl önemli yanı, SPD'li milletvekili Edathy'nin çocuk pornosu bulundurup bulundurmadığı sorusu da değil artık. Edathy olayı Almanya'da basın özgürlüğü ve demokrasinin hangi aşamada olduğunu gösteren açık bir örnek.
Almanya'dan bazı okurlarımız arayıp Hürriyet'in Türkiye'de hükümete niçin eleştirel baktığını soruyor. Eleştirel bakış bir kontrol mercii olan basının görevidir. Bu, bir kişiye, kuruma ya da hükümete karşı olmak anlamı taşımaz. Amaç okuyucuyu eleştirel düşünmeye yönlendirmektir.
KENDİ SAKLANIYOR
Şimdi dönelim asıl meseleye, bir bakanın başını yiyen, hükümetin geleceğini tehlikeye sokan Sebastian Edaty olayına. Edathy, Almanya'da kamuoyunun yakından tanıdığı bir sima.
Babası Hintli papaz, annesi Alman olan 44 yaşındaki sosyal demokrat politikacı Edathy, neonazi terör örgütü NSU'nun seri cinayetlerini araştırmak için kurulan Federal Meclis Araştırma Komisyonu'nun başkanlığını yaptı.
Geleceği parlak bir politikacıydı. Ama o zaman araştırmanın başındaki Edathy, şimdi araştırma konusu. Savcılık çocuk pornosu şüphesiyle Edathy hakkında soruşturma yürütüyor.
ÇETE LİSTESİNDE
Olayın gelişimi şöyle:
Edaty Kanada'dan internet üzerinden ‘Azov’ adlı bir şirketten çıplak gençlerin bulunduğu video görüntüleri ve fotoğraf setleri satın alıyor. Set başına 100 dolar civarında para ödüyor. Yıl 2005... Edaty o zaman 30'lu yaşların ortalarında ve bekar. Kanada güvenlik birimleri geçen yılın ekim ayında Spade adlı operasyonla bir çocuk pornosu çetesine baskın düzenliyor. Baskında ele geçen deliller arasında bir de liste var. Listede Sebastian Edaty'nin adı geçiyor. Kanada asayiş birimleri bu bilgiyi Alman Asayiş Şubesi'ne (BKA) iletiyor.
SEÇİM SONRASI
Bu sırada Almanya'da seçimler bitmiş. Hıristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) arasında büyük koalisyon görüşmeleri var. Kanada'dan gelen bilgi üzerine BKA Başkanı Jörg Ziercke, Federal İçişleri Bakanlığı'nı arıyor ve müsteşar Dieter Frietsche'ye durumu anlatıyor. Müsteşar da bu bilgiyi o zaman İçişleri Bakanı olan Hans Peter Friedrich'e iletiyor. Buraya kadar her şey doğru ve yasalara uygun yürüyor.
BİLGİ DIŞARI SIZIYOR
Asıl sorun bundan sonra başlıyor. Daha soruşturma aşamasındaki bu bilgiyi yasal olarak dışarı sızdırmaması gereken Bakan Hans Peter Friedrich, SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel'e çıtlatıyor.
Gerekçesi: Edathy'nin bir bakan ya da müsteşarlık koltuğu için adı geçiyor. Edathy bakan ya da müsteşar olduktan sonra olay patlak verirse, bildiği halde önceden uyarmadığı için kendi topun ağzında olacak. Bu da koalisyon ortakları arasında güvensizlik ortamı yaratacak.
Edathy'nin adının hükümette bir koltuk için geçip geçmediği henüz bilinmiyor. SPD Genel Başkanı Gabriel de bu bilgiyi şimdi Dışişleri Bakanı olan Frank Walter Steinmeier ve SPD Grup Başkanı Thomas Oppermann'la paylaşıyor.
ÜÇLÜ SIZDIRDI MI
Şimdi şöyle düşünebilirsiniz? Bilgiyi dışarı sızdıran o zamanki içişleri bakanı Friedrich şimdiki Tarım Bakanlığı görevinden istifa etti. Olayın kapanması gerekir. Hayır, asıl aydınlığa kavuşması gereken olay şimdi başlıyor.
Soru şu: SPD Genel Başkanı Gabriel, Dışişleri Bakanı Steinmeier ve Grup Başkanı Oppermann, bu bilgiyi partili milletvekili arkadaşları Edathy'ye sızdırdı mı?
Eğer sızdırdıysa, Edathy'nin delilleri yok etmiş olacağı şüphesi yüksek. Koalisyon ortağı CSU, bu bilgileri sızdırmadığına dair üçlünün devlet yemini etmesini istiyor.
AÇIK SORULAR
Edathy, Spiegel dergisine kendisine bilgi sızdırılmadığını söyledi. Ama soru işaretleri var: Savcılık kasım ayı başında gizli soruşturma başlatıyor.
Edathy'nin avukatı 28 Kasım'da soruşturmayı yürüten Hannover savcılığına bir mail göndererek, müvekkili hakkında bazı dedikodular dolaştığını, bir şüpheli durum olup olmadığını soruyor. Avukat savcıdan görüşme talebinde bulunuyor ve 22 Ocak'ta savcıyla görüşüyor.
Savcılık, şüpheleri aydınlatmak amacıyla Edathy'nin büro ve evlerini aramaya karar veriyor. Edathy'nin milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle savcılık, Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert'i bilgilendirmek zorunda ve 6 Şubat'ta Meclis Başkanı'na yazı gönderiyor.
Ama Edathy daha hızlı hareket ediyor ve mektup Meclis Başkanı'na ulaşmadan istifasını verip ortalıktan kayboluyor.
Gelelim ilk baştaki basın ne kadar eleştirel olmalı sorusuna. Edathy'nin çocuk pornosu bulundurup bulundurmadığı belki de hiç açıklığa kavuşmayacak.
Ama şüpheli birisi hakkında soruşturma yürürken, bu bilgiyi dışarı sızdırmak ve şüpheliye ulaştırmak suç. Yasalar bu konuda bakan ya da vatandaş ayrımı yapmıyor.
Basının görevi yetki sahiplerinin görevlerini suistimal edip etmediklerini devamlı kontrol altında tutmak.