Freni patlamış kamyon gibi

Sürece ilişkin, “pazarlık, al-ver, örgüte meşruiyet” iddiaları için de “Yalan” diyen Erdoğan, partisinin dünkü Meclis grubunda, “İnşallah bu sürecin, barışın dönüşü olmayacak” diyerek şu mesajları verdi:

DAĞLARA GİTSİNLER

“Bu ülkede aylardır hiçbir anne, baba terör nedeniyle evlat acısı yaşamadı, bir tek çocuğumuz babasını kaybetmedi, tek bir ocağa ateş düşmedi. Ey CHP, ey MHP, sizi rahatsız eden ne, gözünüzü neden bu kadar kan bürüdü? Ölmeyi, öldürmeyi, ölümleri seyretmeyi çok seviyorsanız, sokakları kalleşçe terörize etmeyi bırakın, gidin dağlara, yurt dışına çıkacak teröristlerin önünü kesin. Öyle bir tezgâh kurmuşlar ki terörle korkutup siyaseti, milleti, bölgeyi dizayn ediyorlar. Kimse kusura bakmasın biz o tezgâhı bozuyoruz ve bozarız. Şimdi o tezgâhın sahipleri telaş içinde birbirlerine sarılmış durumdalar. CHP, MHP, TKP, emekli siyasetçiler ne yazık ki İP’in kucağında zırıl zırıl ağlıyor. Niye, çünkü terör son sığınakları, tutunacakları son dal, onu kaybediyorlar.

BEKAA’YA MONTE ETTİR

MHP Genel Başkanı ağzındaki baklayı çıkarıp, ‘İP Genel Başkanı’nı (Doğu Perinçek) Silivri’den çıkarın’ dedi. Niye, çok mu özledin, gider orada ziyaret edersin. Çıkınca ne yapacaksın, fotoğraf mı çektireceksin, artık Photoshop teknikleri çok gelişti, istersen Bekaa Vadisi’ndeki fotoğrafına kendini monte ettirebilirsin. İP genel başkanını savunmak sana mı kaldı, bu mu senin miliyetçilik, ülkücülük anlayışın.
‘Pazarlık yapılıyormuş’, tamamen yalandır; al ver süreci varmış, kuyruklu yalandır, terör örgütü bu süreçte meşruiyet kazanacakmış, tamamen yalandır. Hiçbir kardeşim bu yalanlara inanmasın. Kirli bir savaşın kazananı olmaz, şerefli bir barışın ise kaybedeni olmaz. Kan kanla yıkanmaz. Bu süreç zafer, yenilgi, galibiyet, mağlubiyet kavramlarıyla asla tanımlanamaz. Bu sürecin kaybedeni kan aşıkları, korku, çatışma siyasetinin genel başkanları olacak, kazananı milletimiz, ülkemiz olacak.

BOP KALMADI

Bahçeli benim için BOP’un eşbaşkanı diyor. Sorun BOP nedir, inanın bilmez. Ortada BOP diye bir şey kalmadı. Bush zamanında başlamıştı, başlamasıyla bitişi bir olmuştur. Çaresizlik, ne yapacağını bilemez halde. Geçen de kayış koptu demiştim, burada da freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı savrularak gidiyor. Zamanında millete ödettiği bedelleri hatırlattığımızda çılgına dönüyor. Yine hodri meydan diyorum. O döneme ilişkin iddiaları belgesiyle ortaya koyuyoruz.

Bizi Bozhöyük’te banka kurtarmak için gizli toplantı yapmakla itham eden Bahçeli, bunu ispat edemezsen namertsin. O ziyaretine gittiğim şahsın (Toprak Holding) şu anda fabrikası var mı? Yoksa bu fabrikayı TMSF sattı mı? Yatırımları yerinde görelim diye gittiğimizde oraya da uğradık. Ancak şu an o şahsın tüm malları TMSF tarafından tasfiye edilmiştir. Bir gecede Merkez Bankası’nın nasıl soyulduğunun, iktidarları döneminde batırdıkları bankaların, batık bankalar yoluyla Hazine’ye yükledikleri 231 milyar liranın belgeleri var elimizde göstereceğiz.
Dünürümü ihya ettiğimi söylüyor. Bahçeli sende kafa karışıklığı var hâlâ. Dünürümün birinin taksisi var, biri gazeteci yazardır, herkes tanır, Sadık Albayrak, herhalde soyadı benzerliğiyle bir şeyleri karıştırıyorsun, o da kitaplarıyla eserleriyle ne kazanıyorsa öyle kazanıyor, bir tanesi de inşaat mühendisi, maaşlı olarak bir firmada çalışıyor, sen kendinden haber ver. CHP’li sicili bozuk bir milletvekili de İstanbul’daki gökdelenlerde benim çocuklarımın daireleri olduğunu söyledi. Al birini vur ötekine. İddialarını ispat edemezse namerttir, müfteridir. Sicili bozuk o milletvekilinin ne mal olduğunu Kadıköy’de inşaat yapanlar çok iyi biliyor.

BAHARIN DÖNÜŞÜ YOK

Her konuda olduğu gibi çözüm sürecinde de ayağımızı yere sağlam basıyor. Özellikle sabotajlara, tahriklere karşı teyakkuz halindeyiz. Ancak sürecin bu şekilde ilerlemesi, şiddetin son bulması, baharın kalıcı hale gelmesi için de son derece gayretli, kararlıyız. İnşallah bu sürecin, bu baharın geri dönüşü olmayacak. İnşallah bu topraklarda terör fitnesi bir daha yeşermeyecek. Türkiye önündeki son engeli, prangayı da inşallah söküp atıyor, Türkiye’nin ufkunu da olabildiğince genişletiyoruz.

Edepsizlik kınıyorum
(CHP’li Kamer Genç) Benim dilim o şahsa, milletvekili ya da adam demeye varmıyor. Bir müsvedde tarafından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza, bakan sıfatından daha önce bir hanımefendiye, bir eşe, anneye ağza alınmayacak ifadelerle saldırı düzenlendi. Bu saldırıyı, bu edepsizliği, bu şenayeti şiddetle kınıyoruz. Bu saldırıyı düzenleyen edepsiz, özür dileyeceği, yüzü kızaracağı yerde, TBMM Başkanı’nı da hedef alarak, nasıl bir seviyesizliğin, çukurun içinde olduğunu bir kez daha gösterdi.”