Muammer ELVEREN / PARİS
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2004 01:46
Bu hafta çıkan Fransız dergilerinin önde gelenleri kapaklarını Türkiye’ye ayırdı. Türkiye’yi sayfalarca inceleyen dergiler, ‘Türkiye Avrupalı mı?, Türklerden korkmak gerekir mi?’ sorularını sordular. Atatürk’ün batı değerlerine işaret eden dergiler, Türkiye’nin çok çabaladığını yazdılar.
FRANSA, Türkiye’nin aylardır en fazla tartışma konusu edildiği AB ülkesi olurken, Fransız basını da son günlerde birinci
haber ve manşetlerle dergi kapaklarını Türkiye’ye ayırıyor. Bu hafta çıkan tüm önde gelen dergiler kapaklarını Türkiye’ye ayırdı. Türkiye’yi 16 sayfayla inceleyen L’Express, ‘Türkiye Avrupalı mı’, 11 sayfasını Türkiye’ye ayıran Le Nouvel Observateur, ‘Türklerden korkmak gerekir mi’ ve Türkiye’yi 14 sayfada ele alan Le Figaro Magazine de aynı şekilde ‘Türkiye’den korkmak gerekir mi’ başlıklarını attılar. Fotoğraflarla süslenen yazılarda genellikle
Atatürk, laiklik, ordu, hükümet, din, mezhep, kültür, ekonomi ile Kürt ve Kıbrıs konularında lehte ve aleyhte görüşlere yer verildi.
AB HAYIR DİYEMEZ
Le Figaro Magazine Dergisi, Avrupa Birliği’nin 17 Aralık zirvesinde Türkiye’ye hayır diyemiyeceğinin altını çizdiği yazısında, AB liderler zirvesinde ‘Hiçbir üye ülke Türkiye’yle müzakerelerin başlatılmasına karşı veto hakkını kullanamaz’ yorumunu yaptı. Yazıda Türkiye’ye verilecek bir hayır cevabının AB ile Türkiye arasında büyük bir krize yol açacağı uyarısında da bulunarak ‘Geçmişte Fransa, İngiltere’nin üyeliğini iki kez veto etti, ancak şimdi koşullar o zamanınkinden çok farklı’ yorumu yapıldı.
ATATÜRK İLE BATI
Le Figaro Magazine, Türkiye’nin Mustafa Kemal Atatürk ile Batı değerleri ve laikliği uygulayan bir ülke olduğunu vurgularken, İslam kökenli Erdoğan hükümetinin, Avrupa’nın istediği Kopenhag kritelerini yerine getirmek için elinden geleni yaptığını yazdı. Dergi, Boğaz Köprüsü’nü, ön planda Anadolu yakasındaki ‘Asya’ya hoşgeldiniz’ panosunun bulunduğu bir fotoğrafla verirken, yüzde 95 toprağı Asya’da olan bu ülke halkının yüzde 70’inin AB’ye ‘evet’ dediğini ve AB üyesi ülkelerden Fransa, Avusturya ile Danimarka’nın Türkiye’ye tam üyelik dışında alternatif bir birliktelik önerdiğine yer verdi. Le Figaro, 70 milyonluk Türkiye’nin ekonomik olarak diğer AB üyelerinden fakir olduğunu, halen kadınların yarısından fazlasının aşırı dincilik ile gelenekler gereği şiddete maruz kalarak ezildiğini ve ‘Ermeni soykırımı’nı tanımanın 10 yıl ağır hapisle cezalandırıldığı vurgulayarak, ‘Peki bu hukuk devleti mi yoksa baskı devleti mi?’ diye sordu.
TANIYOR MUYUZ?
Le Nouvel Observateur Dergisi de, Türkiye’ye gönderdip, İstanbul, Diyarbakır, Konya ile Ankara’da röportajlar yaptırdığı muhabirlerinin fotoğraf ve yazılarına yer verdi. Başlangıç yazısında, ‘Fransız halkının yüzde 75’inin AB’ye girmesine karşı olduğu Türkiye’yi gerçekten tanıyor muyuz’ sorusunu sorarak, ‘Peki hangi Türkiye’yi istemiyoruz. Kebap, göbek dansı, nargile ve ağzında bıçak olan islamcıların Türkiyesi mi, yoksa milföy gibi etnik ve kültürel yapısı, paradoksları, kontrasları, ikilemleri, Wall Street Journal’e yapışık zenginleri, camileri, türbanlıları olduğu gibi açık başlı kadınları, feministleri ve sert laikleriyle Avrupa’yı düşleyen insanların Türkiyesi mi? Muhabirlerimiz size bu ikinci Trükiye’yi tanıtacak’ dedi.
BOĞAZ SINIR DEĞİL
L’Express Dergisi de Türkiye’nin çeşitli görüntüleri ile süslediği sayfalarında, üç yazarı Olivier Roy’un, ‘İnananlar bile laikliğe entegre olmuşlar’, Stephane Yerasimos’un ‘Avrupa’ya girme arzusu ile Avrupa’nın kaygısı’, Jean François Bayart’ın ‘Boğaz sınır değildir’ başlıklı incelemeleriyle Türkiye görüşünü yansıttı. Birçok fotoğrafla süslenen ve çeşitli konuların yer aldığı geniş yazıda, ordu, cumhurbaşkanı, hükümet ve muhalefetin Anıtkabir’i ziyaretini gösteren geniş bir fotoğrafın yanında, ‘Atatürk mozolesinde 10 Kasım törenleri. Atatürk, Türk ırkıyla Avrupa modeline ulaşma hedefini koydu’ yazısına yer verdi.
AB matruşka gibi kutu içinden kutu çıkarmasınADALET Bakanı Cemil Çiçek, Türkiye, AB ile ilişkiler için gereğini yaptığını belirterek, ‘Ama şimdi 17 Aralık öncesinde AB’nin matruşka gibi kutu içinden kutu, şart içinden şart çıkararak işi komediye de dönüştürmemesi lazım’ dedi. Adalet Bakanlığı, Türk Parlamenterler Birliği ve ASSER Enstitüsü’nün işbirliğiyle düzenlenen ‘AB’ye Katılımın Yeni Üye Devletlerin Ulusal Hukuk Düzenlerine Etkisi’ konulu uluslararası seminer TBMM’de yapıldı. Seminerin açılışında konuşan Çiçek, şunları söyledi: ‘Bunun her iki taraf için de bir fırsat olmasını temenni ediyorum. Ama şunun da çok bilinmesi lazım ki, Türkiye AB’yi önemsemektedir, ama ‘Herşeye rağmen AB’ demek gibi bir saflığı da yoktur. Bunun altını çiziyorum; herkesin bunu çok iyi anlaması lazım.’