Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL’da pazar günü 13’üncüsü düzenlenmek istenen LGBTİ Onur Yürüyüşü’ne Fransa Başkonsolosu Muriel Domenach, İngiltere Başkonsolosu Leigh Turner ve ABD Başkonsolosu Charles F. Hunter ile eşi Ramadan Çaysever de katıldı. Ayrıca Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Maslahatgüzarı Bela Szombati’nin de yürüyüş için Taksim’e geldiği ancak polis barikatını aşamadığı öğrenildi.
‘BİZ DE GAZ YEDİK’
Fransa Başkonsolosu Domenach, yürüyüş için ABD, İngiltere Başkonsolosları ve AB Büyükelçisi’yle buluşmaya çalışırken kendisinin “barışçıl bir grup yurttaşla birlikte gaza maruz kaldığını” söyledi. Domenach, “Ancak Fransa Başkonsolosu olduğumu söylediğimde polis gitmeme izin verdi” dedi. Domenach, polisin sert müdahalesine ilişkinse “Bunun sebebini ve zamanlamasını anlayamadım. Bir demokraside polisin iki görevi vardır: Hem kamu düzenine karşı olan tehditleri önlemek hem de orantılı güç kullanmak” diye konuştu.
‘BÖLGE İÇİN BENZERSİZ’
İstanbul’daki LGBTİ Onur Yürüyüşü’nün tüm bölgede “benzersiz” olduğunu ifade eden Domenach, şöyle konuştu: “Türkiye bununla gurur duyabilir. Türkiye’nin bulunduğu tüm coğrafyada böylesine canlı bir onur yürüyüşü sadece İstanbul’da meydana gelebilir. Geçen yılki yürüyüş çok barışçıl geçmişti.”
Yürüyüşe katılan İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosu Leigh Turner ise “İstiklal Caddesi’ne bir yerden gaz geldiğini gördüm, Taksim’de de aktif halde bir TOMA vardı. Ancak kişisel olarak zor bir durumda kalmadım” diye konuştu.
ONUR Haftası Tertip Komitesi’nden avukat Levent Pişkin, yürüyüş için İstanbul Valiliği’nden randevu talep ettiklerini ancak görüşemediklerini söyledi: “İzin için bir başvuru yapılmadı. 2911 Sayılı Yasa’ya göre bu bir basın açıklaması ve izin almak da gerekmiyor. Emniyetten çarşamba günü çağırdılar. Yürüyüşü ramazandan sonraya ertelememizi istediler. Yürüyüşün iptal edildiğini kendilerinin duyurmasını istedim ama yapılmadı.”
‘Sorumluları cezalandırın’
AVRUPA Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, İstanbul’daki yürüyüşe polisin gerçekleştirdiği sert müdahale nedeniyle şoke olduğunu belirterek, “Polis göstericilere saldırmak yerine onları korumalıydı” dedi. Barışçıl toplanmanın Türkiye’nin daha iyi koruması gereken temel bir insan hakkı olduğunu hatırlatan Muiznieks, “Yetkililere bu şiddetin sorumlularını bulma ve cezalandırma çağrısı yapıyorum” dedi. Muiznieks, barışçıl toplanma hakkının gelecekte korunacağına yönelik net bir mesaj verilmesi gerektiğinin altını çizdi. AB Komisyonu’nun Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn’ın sözcüsü Maja Kocijancic de barışçıl toplanma özgürlüğünün saygı gösterilmesi gereken bir hak olduğunu belirtti. Güven ÖZALP/BRÜKSEL