Güncelleme Tarihi:
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Alahattin Kanlıoğlu ödüle doymayan bir fotoğrafçı. 29 yılda toplam 176 ulusal ve uluslararası ödülün sahibi oldu. Sadece 2022 ve 2023 yıllarında 72 ödül kazanan Kanlıoğlu, en son 'Cumhuriyetin 100’üncü Yıl Çoşkusu' temalı ulusal fotoğraf yarışmasında 3’üncülük ödülünün sahibi oldu. Aynı yarışmada iki fotoğrafı da sergilenme ödülü aldı. Diğer yandan Kanlıoğlu’nun başarılarından bazıları şöyle:
'6rd Exhibıtıon Of Photography Child – Penza' seçkisinde 'Dua Eden Küçük Rahipler' isimli fotoğrafıyla FIAP Altın Madalya ödülünü kazandı. Aynı yarışmanın '8th Exhibition Of Photography Child – Paracin' seçkisinde ise 'Melancholy' isimli fotoğrafıyla Salon Price Mansiyon ödülünün sahibi oldu ve 25 fotoğrafı da sergilenmeye layık görüldü. 'V. Intercontinental Curcuit' uluslararası fotoğraf yarışmasında 'Lotus Renkleri' isimli fotoğrafıyla altın madalya ve mansiyon ödülü aldı. Ayrıca, 26 fotoğrafı sergilendi. '67’nci Singapure International Photography Awards' uluslararası fotoğraf yarışmasından değişik kategorilerde toplamda 10 adet fotoğrafı sergilendi.
İLK ÖDÜLÜMÜ YERDE BULDUĞUM PARAYLA KAZANDIM
Kanlıoğlu fotoğrafla tanışma hikayesini ise şöyle anlattı: “Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi benim ikinci üniversitem. İlki Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Meslek Yüksek Okuluydu. Ege Üniversitesinde 1994 yılında okul açıldıktan kısa bir süre sonra kantinde otururken iki sınıf arkadaşım geldi ve hafta sonu Ayvalık’a bir gezi olacağını, geziye katılıp katılmayacağımı sordu. Benim fotoğraf ile alakam yok, makinem yok dedim. Olsun gezeceğiz istersen gel dediler ve ben kabul ettim. O konuşmadan sonra yerde 5 TL para buldum. Okul kampüsüne yeni açılmış olan alışveriş merkezine gittiğimde renkli filmin ikili kutusunun 5 TL’ye satıldığını gördüm. Parayı zaten buldum, hafta sonu da fotoğraf gezisi var ve ben kayıt yaptırdım diyerek o parayla ikili renkli negatif filmi satın aldım. Ama hala makinem yoktu. Akşam eve dönerken otobüste mahalleden arkadaşımla karşılaştım. Nasılsın neler yapıyorsun diye sohbet ederken hafta sonu gezi var, fotoğraf topluluğu ile Ayvalık’a gideceğiz. Hatta yerde para bulup film de aldım ama makinem yok diye söyledim. Arkadaşım abisinin geçen yaz aldığı bir fotoğraf makinesini gezi için ödünç verebileceğini söyledi. Makineyi de bulmuş oldum. Olympus bir makine ve birkaç sabit odak uzaklıklı objektif. O geziye gittim, o gezide çektiğim fotoğraflardan biri benim ilk ödülümü kazandığım fotoğraf oldu.
GÖRÜNTÜ BOMBARDIMANI ALTINDA SORGULATAN FOTOĞRAFLAR
Bence fotoğraf kişisel bir yolculuk. Sevdiğim bir alanda, kendimi geliştirmeye açık olarak çalışıyorum. Denemekten, öğrenmekten, paylaşmaktan asla vazgeçmedim. Bu yolculukta iyi bir noktaya geldiysem bunu fotoğrafa bir karşılık beklemeden amatör ruhla, tutku derecesinde ilgi duymaya bağlıyorum. Her dil gibi fotoğraf dilinde de dilbilgisini bilmek bir ön şart. Fotoğrafın temel değişkenleri arasındaki ilişkiyi bilmek, objektifleri ve görüntüye olan etkilerini bilmek, ışık aydınlatma ve kompozisyondan haberdar olmak fotoğraf görsel dilinin dil bilgisini bilmek demek. Onu doğru öğrendikten sonra aklınızda ve yüreğinizde var olanları fotoğraf görsel dili ile yorumlamak gerekir. Yani dilbilgisini biliyor olmak sizi sanatçı yapmaz, sorgulatan, düşündürten, duygulandıran ve kendisine baktırtan eserler üretirseniz, tek bir eser değil de bir konuyu aktaran seri işler üretirseniz yaptığınız iş kıymetli olur ve siz sanatsal eserler üretmiş olursunuz. Görüntü bombardımanı altında yaşadığımız bu çağda insanların bakışlarını yakalayan, kendisine baktırtan, düşündürten, sorgulatan ve farklı görme biçimleri üreten fotoğraflar üretmek benim kendi adıma hedefim.”