Güncelleme Tarihi:
Nakipoğlu, fotoğrafa küçük yaşlarda ilgi duyduğunu ve ilk çalışmalarına annesinin çeyiz sandığında film baskısı yaparak başladığını söyledi.
Ortaokul ve lise döneminde okulda karanlık oda kurduğunu, okula alınan fotoğraf makinesi ve malzemeyle çalışmalarını geliştirdiğini belirten Nakipoğlu, daha sonra evinde kurduğu karanlık odada renkli baskı çalışmalarına yöneldiğini anlattı.
Nakipoğlu, o günden bu yana gerek kullanmak, gerekse koleksiyon yapmak amacıyla yeni ve kullanılmış birçok fotoğraf makinesi satın aldığını belirterek, şunları söyledi: "Uzun yıllar süren sabırlı bir çaba sonucu fotoğraf makinelerinin sayısı 900'e ulaşınca, bunlarla bir müze oluşturmanın doğru olacağına karar verdim. İnşa ettiğimiz ve Milli Eğitim Bakanlığı'na devrettiğimiz Zihinsel Engelliler Okulu'nun, bakanlıkla yaptığımız protokol gereği 10 yıllığına kullanma hakkımız bulunan üst katında, bu müzeyi kurduk. Birçok Avrupa ülkesinde olmayan bir müze bu. Ünlü fotoğraf ustası Ara Güler, anı defterine "dünyada eşi olmayan bir müze" diye yazdı."
HEPSİ ÇALIŞIR DURUMDA
İşadamı Nakipoğlu, İstanbul'daki üniversitelerin fotoğraf bölümleri ve iletişim fakültelerinde bu tür birim bulunmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Bu müze, kimse gelip gezmezse benim, fotoğraf meraklıları, öğrenciler gelirse onların. Müzede yer alan fotoğraf makinelerinin hepsi, çalışır durumda mekanik makineler. Öğrenciler, burada fotoğraf makinesinin geçmişten günümüze kadar geçirdiği değişimi görüyor, makineleri ellerine alıp inceleyebiliyorlar. Hatta gelen ziyaretçilere, fırsat bulursak karanlık odada siyah-beyaz filmin nasıl yıkandığını gösteriyoruz."
MÜZENİN EN DEĞERLİ MAKİNESİ
Müzede yer alan fotoğraf makinelerinin tümünün Türkiye'den, Beyazıt Çınaraltı, Sahlar, Sirkeci'deki fotoğraf piyasası ve Kadıköy'deki antikacılardan alındığını dile getiren Nakipoğlu, şöyle devam etti: "Müzedeki en eski makine, 1896 yılında yapılmış 50x50 santimetre büyüklüğünde çift körüklü bir makine. Bu makineyi, kendisi de fotoğrafmakinesi ve kamera koleksiyonu yapan bir arkadaşımdan aldım. Arkadaşım, bunu Beyazıt Bakırcılar Çarşısı'ndaki aksi bir antikacıdan satın aldı. Makinenin ahşap aksamı ve körük kısmının tamirat ve bakıma ihtiyacı vardı. Ben, bu tamirat işleri arkadaşımın elinden geldiği için onun almasına göz yumdum. Makineyi tamir ettikten sonra da ondan satın aldım."
MANEVİ DEĞERİ DAHA FAZLA
Hilmi Nakipoğlu, müzede 1900'lü yıllara ait el yapımı makinelerin de yer aldığını ifade ederek, "Bunlar ahşap üzeri deri kaplanmış körüklü makineler. Cam negatif taşıyan, plan film, roll tipi film kullanan makineler var. Bunlar antikaya giriyor, değerleri 1930'lardansonra başlayan fabrikasyon üretimlerden farklı. Ayrıca, 52 adet orijinal Leica marka fotoğraf makinesi var elimde. Yine de biraraya getirilmiş 900 adet fotoğraf makinesinin manevi değeri, maddi değerinin kat kat üstünde" dedi.