Fortis Bank Başkanı: Cari açık tehdit değil

Güncelleme Tarihi:

Fortis Bank Başkanı: Cari açık tehdit değil
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2005 11:06

Fortis Bank A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Tayfun Bayazıt, cari açığın Türk ekonomisi açısından kısa vadede çok önemli tehdit oluşturmadığı düşüncesinde olduğunu kaydetti.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Bayazıt, Fortis'in Türkiye'de yeni operasyonları olup olmayacağına ilişkin, somut bir gelişme olsa halka açıklığın getirdiği sorumluluk içinde bunu kamuoyu ve Borsa ile paylaşıyor olmaları gerektiğini ifade etti.
Somut bir gelişme olmadığını ancak, Türkiye piyasasında ciddi bir gelişme ortamı bulunduğunu aktaran Bayazıt, bankacılık kesiminin, her ne kadar son 2-3 yıl içinde ciddi bir büyüme atağı içindeyse de hala Türkiye'nin ekonomik büyüklüğüne göre küçük kaldığını kaydetti.
Türkiye piyasasının bu açıdan ciddi bir büyüme potansiyeli taşıdığını ve olanağı değerlendirmek için organik büyümenin bir yol olduğunu aktaran Tayfun Bayazıt, ikinci yolun da birleşmeler, satın almalar olmasının son derece doğal olduğunu kaydetti.

-KONUT KREDİLERİ-

Bayazıt, bankacılığın çekebildiği tasarrufların vadelerinin hala çok kısa olduğunu, gelişmiş ekonomilerde bankaların müşterilerine çok rahat 2-3 yıllık mevduat ürünleri pazarlayabildiğini belirterek, vade uyumsuzluğu denilen şeyin, tasarrufların kısa, kredilere olan talebin ise uzun vade taşıması olduğunu kaydetti. Bayazıt, şöyle konuştu:
“Faiz riski açısından vade uyumsuzluğunun yanı sıra bir sorun muhakkak var. Çünkü konut kredileri sabit faizli olmak zorunda. Müşteriye, vade sonuna kadar faiz değiştirmeksizin ürün sunmak zorundayız. Batı'daki örneklere baktığımız zaman değişken faizli Mortgage kredileri son derece doğal kullanılıyor.
Diyelim bugün aylık yüzde 1.08 ile konut kredisi veriyoruz. Önümüzdeki yıllarda enflasyon beklentilerin de ötesinde çok ciddi düştü, faizler de bunu izledi ve konut kredileri daha aşağı oranlara düştü. Müşteriler bunu erken kapayabiliyorlar. Dolayısıyla fiyatlama açısından burada da bir sorun var. Bunun gelişimini iyi takip edebilmek lazım. İkincisi fonlama açısından bu vade uyumsuzluğu konusunu yakından takip etmek lazım ki BDDK bunu yakından takip ediyor, dolayısıyla şu an için merak edilecek, çok olumsuz bir gelişme yok. Çok ciddi bir rekabet var. Bankacılık kesiminde bu piyasanın gelişimine yönelik çok kuvvetli bir beklenti var.”

-CARİ AÇIK-

Tayfun Bayazıt, cari açığın, Türk ekonomisi gibi gelişmekte olan, yatırıma ve istihdama önemli ihtiyacı bulunan bir ekonomi açısından kaçınılmaz bir olgu olduğunu, cari açığın finansmanı açısından da şu anda endişe edecek bir durum olmadığı, şu an için cari açığın Türk ekonomisi açısından kısa vadede çok önemli bir tehdit oluşturmadığı düşüncesini taşıdığını kaydetti.
Tayfun Bayazıt, kur ve faiz eleştirilerine ilişkin olarak da bu tartışmaların doğal olduğunu, faizlerin yüzde 100'lerden yüzde 13.5'lere geldiğini, enflasyonun düştüğünü, reel faizlerin gerilediğini ancak, “reel faizler bundan daha düşük mü olmalı?” sorusunun tartışma konusu olduğunu bildirdi. Bayazıt, şöyle devam etti:
“Gelişmekte olan ülkelerde de bu işin doğru bir cevabı her zaman yok. Kur açısından baktığınız zaman ise cari açık tartışmalarının sürdüğü bir ortamda çok ciddi bir döviz rezerviyle bunu bir yerde dengelemek durumdayız.
Bu açıdan da Merkez Bankası çok başarılı çalışmalar yapıyor. Kur ve faizin doğal, doğru dengesini sonuç olarak piyasalar belirleyecek. Yani şu gerçeği de göz ardı etmememiz lazım. Bugün Merkez Bankası kısa vadeli faizlerini çok ciddi bir şekilde indiriyor olsa, acaba piyasa faizleri de bunu bu ölçüde takip edecek mi?
Sonuç olarak faizler piyasada oluşuyor. Mevduatı toplayanlar, Hazine bonosunu alıp satanlar, kredi verenler o faizleri serbestçe tespit ediyorlar. O serbestçe tespit edilen ortamda aslında Merkez Bankası'nın en önemli aracı olan kısa vadeli faizler ne derece rol oynuyor? O faizler daha düşük ve daha yüksek olsa piyasa faizleri daha fazla mı etkilenir? Bu bir tartışma konusu. Bu sorunun tam doğru, açık yanıtı olmadığını düşünüyorum.
Ben istikrar yolunda, yapısal reformlar konusunda son üç yıldır ciddi olarak atılan, verimli sonuçlar doğuran politikaların devamı süresince bu tartışmaların biraz daha azalıp daha sofistike hale geleceğini düşünüyorum.”

-AB-

Avrupa Birliği (AB) ile ilgili olarak başlayan sürecin Türkiye açısından son derece önem taşıdığını vurgulayan Bayazıt, politik, yapısal reformların AB süreci içinde önümüzdeki yıllar içinde devam edecek olmasının yerli ve yabancı ekonomi oyuncularına ciddi güvence verdiğini anlattı.
Reformların bu çerçevede devam etmesinin ekonomik açıdan beklentileri olumlu etkilediğini belirten Bayazıt, şunları kaydetti:
“Tabii müzakereler uzun bir süreç olacak. Fortis üst yönetiminin tekrarladığı şeyi tekrarlamamda fayda var. Fortis buraya Türkiye'nin AB üyeliği garanti ya da oldu diye gelmedi. Fortis buraya, Türkiye gelişen bir pazar, AB uyum sürecinde çok ciddi adımları zaten attı, ekonomik açıdan ileriye yönelik olarak potansiyeli realize etme açısından gerekli koşullar oluşuyor, böyle büyüyen bir pazarda varolmanın avantajları var diye geldi. O açıdan biz kendi işimize bakacağız. Siyasi gelişmeler muhakkak ki ekonomiyi şekillendirmesi açısından önemli, yakından takip etmemiz gereken konular ama biz sonuç olarak kendi işimize, bankacılığa bakacağız.”

-YABANCI SERMAYE-

Bayazıt, yabancı sermayeye ilişkin olarak da 'yabancı sermaye sadece mali sektöre geliyor' tezinin doğruluğunun tartışılır olduğunu söyledi.
Bu yıl yapılan özelleştirmelerde önemli ölçüde mali olmayan sektörlere de yabancı sermaye geldiğinin görüldüğünü aktaran Tayfun Bayazıt, “Bundan sonra da gelecek. İleriye yönelik bu açıdan benim ciddi bir beklentim var” dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!