Güncelleme Tarihi:
Yıldırım, Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde kurulu Ford Otosan'da düzenlenen fabrika gezisinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, bir aracı ya da motoru tasarlamak için gerekli olan personel, altyapı ve teçhizat anlamında “Ford dünyasının” sahip olduğu her türlü imkana sahip olduklarını söyledi.ü
Sürdürülebilirliği sağlamak adına geleceğe doğru hazırlık yaptıklarını belirten Yıldırım, çeşitli üniversitelerle ortak projeler yürüttüklerini, yaklaşık 4 yıllık dönemde 40'ın üzerinde projeye imza attıklarını ifade etti.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ile 'Araç Çarpışma ve High G' test merkezi kurma çalışmalarının devam ettiğini bildiren Yıldırım, bir aracı piyasaya sürebilmek için gerçek anlamda çarpışma testleri yapılması gerektiğini dile getirdi.
Bu tür testler için yurt dışından hizmet alındığına değinen Yıldırım, “Devlet Planlama Teşkilatı ile ortak yürütülen çalışmada ODTÜ'de test merkezimizi kuruyoruz. Bu merkez Avrupa'da İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya gibi 5-6 büyük ülke dışında artık Türkiye'de de olacak” diye konuştu.
FORD OTOSAN'DAN KOCAELİ BÖLGESİNE BİR YATIRIM DAHA
Ford Otosan'ın Kocaeli Fabrikasında yürütülen Ar-Ge çalışmalarına yeni bir merkez daha ekleneceğini belirten Yıldırım, “1,2 milyon dolarlık bir yatırımla, TÜBİTAK serbest bölgesinde yer alan Ford Otosan Gebze Teknoloji Merkezi'nin açılışını yarın gerçekleştirileceğiz. Bu merkezde görev alacak yaklaşık 200 mühendis arkadaşımızın yeni projelerle adını duyuracağına eminiz” diye konuştu.
Yıldırım, bir diğer çalışmanın ise TÜBİTAK MAM ve DPT ile yürütülen Hibrit Araç Test Merkezi olduğuna işaret ederek, ileri teknolojiler hakkında şu bilgileri verdi:
“TÜBİTAK MAM ve DPT ile beraber Hibrit Araç Test Merkezi kuruyoruz. Önümüzdeki süreçte gerek emisyonların, gerekse de yakıt tüketimlerinin azaltılması nedeniyle hibrit araçlara doğru ciddi bir gidiş var. AB'ye üye ülkelerde şu anda hibrit araçları test edecek bir merkez yok. Bu konuda bir önderlik yapmak istedik, bu merkezin kurulması için yola çıktık. İlk çalışmaları tamamlandı.”
“Geleceğe ait en önemli projemiz, hibrit araç projesi” diyen Yıldırım, bazı Japon firmalarında hibrit araçlarla ilgili çalışmalar yapıldığını, ancak Avrupa'da bu konunun henüz yeni olduğunu ve Avrupa ülkeleriyle birlikte girdikleri yarışta bir hibrit transit aracı tamamlayarak test sürüşlerine başladıklarını söyledi.
Yıldırım, yalnızca transitte değil, ihracat kalemlerinden olan transit connekt ve kargo kamyonun da hibrit çalışmalarını sürdürdüklerini, 2008 yılının ortasında tüm bu seri araçların birer hibrit prototipini tamamlamayı hedeflediklerini kaydetti.
HİBRİT ARAÇTA YERLİ TEKNOLOJİ
Yıldırım, hibrit araç projesiyle ilgili şu bilgileri verdi:
“Bu aracı önümüzdeki 20-25 yıllık dönem içinde ticari hale getirebilmeniz için sadece aracı yapmanız yetmez. Burada üretmediğimiz, bilmediğimiz, tanımadığımız 3 komponet var. Bunlardan biri elektrik motoru, diğeri bataryalar ve kontrol üniteleri. Bu komponetlerle de yerli üretemediğimiz sürece rekabetçi bir araç yapamayacağımızı gördük ve Arçelik ile beraber elektrik motoru tasarımı ve üretimi, İnci Akü ile birlikte batarya tasarımı ve TÜBİTAK ile beraber de kontrol ünitesi tasarımı projelerini başlattık. Bu projeler tamamlanmak üzere, umarım yerli olarak üretilecek bu komponetlerle aracımızı önümüzdeki birkaç ay içerisinde üretmeye başlayacağız.”
'YAKIT PİLİ' ÇALIŞMALARI
Hibrit araç projesinden önce başlattıkları bir çalışmanın ise ileri teknolojilere ait 'yakıt pili' projesi olduğunu ifade eden Yıldırım, 3-4 yıllık bir çalışmanın sonunda yakıt pillerini oluşturan plakaların üretimini, Avrupa standartlarının üzerinde ve maliyeti de Avrupa'ya göre oldukça düşük olarak sağladıklarını kaydetti.
Demirdöküm firmasının bu konuyla ilgili üretim hattı ve tasarım merkezi kurduğuna işaret eden Yıldırım, “Bu şu demektir, Türkiye'de belki ilk defa 20-25 yıl sonra hayatımıza yoğun olarak girecek bir teknolojiyi üretip dünyaya pazarlar hale geleceğiz” dedi.
SÜRÜŞ GÜVENLİKLİ ARAÇ
Yıldırım, tüm çalışmaları yeterli görmeyerek çok daha gelişmiş, 'akıllı' denilebilecek bir aracın çalışmalarına başladıklarını dile getirerek, Şubat ya da Mart ayında kamuoyuna tanıtmayı planladıkları aracın sürücü davranışlarına göre aracı kontrol edebilen bir sisteme sahip olacağını bildirdi.
Yıldırım, çok sayıda ortakla yürüttükleri proje hakkında şunları söyledi:
“Aracı kullanan sürücünün göz bebeklerini tarayan sistem olacak. Bu sistem sürücünün göz bebeklerinin hareketine göre uykulu olup olmadığını, sarhoş ya da kalp krizi geçirip geçirmediğini tayin edecek. Eğer acil bir durum varsa ya en yakın polis merkezine, ya hastaneye, ya da en yakın servise bildirecek. Sistem, gerekiyorsa aracı sağa çekip, durdurup, kilitleyecek. Yaklaşık 1.5 yıl önce çalışmalarına başladığımız güvenlik sistemiyle ilgili ilk prototip aracı tamamladık. Etiler-Sarıyer hattında sürekli gerçek ortamda testlere devam ediliyor.”
DÜNYADA İLK
Yıldırım, Sabancı Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi işbirliğiyle araca çeşitli sistemler adapte edildiğini, projeye kendileriyle birlikte DPT ve bu tür sistemler üzerinde çalışan ciddi bir Japon firmasının da katkı verdiğini kaydetti.
Dünya standardında öncü bir çalışma başlatıldığını ileri süren Yıldırım, “İTÜ'nün Dördüncü Levent'teki yerleşkesinden Etiler-Sarıyer arasındaki hatta yaklaşık 1.5-2 saat süren test sürüşü yapılıyor. Çok farklı sürücü denekleriyle, yaşlı kadın, yaşlı adam, genç, hamile gibi sürücülerle yaklaşık bin defa bu teste devam edilecek. Test sürüşleri kaydedilerek geçilen sokaklar, caddeler tamamen simule edilecek. Yani yapılan bin farklı dönüşten sonra yol şartları, rüzgar ve hava şartları simule edilecek, daha sonra bu veriler simulatöre aktarılacak. Bu da yaklaşık bine yakın, saatlerce uykusu gelmesi, acıkması için beklenen denekle yapılacak” dedi.
Yıldırım, tahminlerine göre 4-5 ay içerisinde aracın hazır hale geleceğini, dünyada böyle bir sistemin henüz gelişmediğini, Japonlar'ın bu konuda çalışma yürüttüğünü, ancak en iyi olan gruplarından birisinin yaklaşık 500 bin dolarlık katkıyla projelerine ortak olduğunu sözlerine ekledi.
ÜRÜN GELİŞTİRME ÇALIŞMALARI
Ford Otosan Ticari Araçlar Ürün Geliştirme Direktörü Ernur Mutlu ise 8 bin 274 çalışanı bulunan Ford Otosan'ın 4,6 milyar dolar cirosu, 2 milyar dolar da ihracatı olduğunu söyledi.
Mutlu, 2000 yılı öncesine kadar yalnızca yurt içine çalışırken, 2001 yılında başlatılan hamleyle üretimlerinin önemli kısmını ihraç eder duruma geldiklerini ifade etti.
Hafif ticari olarak adlandırılan sınıfta hem transit, hem de connect ticari araçlarıyla ilgili geliştirme çalışmaları yaptıklarını belirten Mutlu, motor projelerinde de ağırlıklı olarak transit ve kargo kamyonu destekleyen dizel motorların geliştirilmesi üzerinde çalıştıklarını bildirdi.
Mutlu, motor geliştirmeyle ilgili çalışmalarda son dönemde kadrolarını biraz daha genişleterek, Ford'dan yalnızca yaptıkları motorlar değil, daha fazlasıyla ilgili olarak iş almak üzere çeşitli girişimlerde bulunduklarını, OTOSAN'daki Ürün Geliştirme Departmanına sığamadıkları için yeni Gebze Serbest Bölgesi'nde Motor Geliştirme Merkezi kurduklarını sözlerine ekledi.