Güncelleme Tarihi:
Ekonomist Mehmet Öğütçü’nün yatırım bankası Morgan Stanley ve IMF verilerinden yola çıkarak yaptığı hesaplamalara göre, artan döviz rezervlerinin bağımsız olarak yönetimi için doğrudan devletler tarafından kurulan egemen servet fonları uluslararası mali piyasalardaki hareketleri de önemli ölçüde belirler hale geldiler. Çin’in sahip olduğu fonların döviz varlıklarının 2008 sonunda 2 trilyon dolara ulaşması beklenirken, 2007 sonu rakamlarıyla ikinci sırada 911 milyar dolarla Japonya ve 400 milyar dolarla da Rusya bulunuyor.
FONLAR YENİ BİR KRİZİ ÖNLEMENİN YOLUNU BULDU
90’ların ikinci yarısında Uzakdoğu borsalarında ve Asya ekonomilerinde yaşanan kriz sonrasındaki süreci değerlendirerek “Nasıl oldu da 10 yıl içinde zarlar yeniden atıldı, yeni dengeler kuruldu” sorusunu soran Mehmet Öğütçü’nün bu konudaki yorumu şöyle; “Krizin ardından Asya ekonomileri öylesine aşağılanmışlardı ki bir daha böyle bir felaket yaşamamaya and içtiler. Krizlere karşı yastık görevi görecek döviz rezervleri biriktirmeyi hızlandırdılar. Çok kazanıp az harcıyorlardı. Şimdiye kadar döviz rezervleri genellikle hükümet tahvil ve bonolarına yatırılırdı. Bu, ABD ve diğer borçlanan ülkeler için harika bir avantaj teşkil ediyordu. Yükselmekte olan ekonomilerin sağlıklı yatırım yönetimi bakımından ise gerçek değer kaybından başka bir şey değildi”.
SALDIRGAN GETİRİ HEDEFİYLE HAREKET
Döviz rezervleri artmaya devam ettiği için çok sayıda ülkenin tek başına faaliyet gösteren egemen servet fonları kurmaya, yatırım kanallarını ve araçlarını çeşitlendirmeye başladıklarını belirten Öğütçü “ Bu fonların kuruluşuyla fazla rezervlerini daha saldırgan şekilde getirisi yüksek, kendilerine stratejik üstünlük sağlayacak kamu ya da özel iştirak fonlarına, gayrimenkule ve emtia piyasalarına akıtma olanağına kavuştular. Bu tür fonlar (Kuveyt Fonu gibi) küçük çapta 1950’lerden bu yana biliniyordu, ancak son iki yılda mantar gibi çoğaldılar.
2.5 TRİLYON DOLARLIK KAYNAĞI YÖNETİYORLAR
Döviz zengini devletler tarafından kurulan bu fonların halihazırda 2.5 trilyon dolarlık bir varlığı yönettiklerini açıklayan Öğütçü “ Önümüzdeki birkaç yılda bu fonların 5-6 kat daha büyümeleri bekleniyor. 2015 civarında toplam varlıkları bugünkü ABD’nin GSMH büyüklüğüne, yani 2 trilyon dolara ulaşabilecek yapılan projeksiyonlara bakılırsa. Küresel hisse senetleri piyasasının 60 trilyon dolara olduğu hesaba katılırsa egemen fonların boyutları daha iyi anlaşılabilir” dedi.
EKONOMİLERDE YABANCI TEHDİTİ ALGISI GÜÇLENİYOR
Çin, Rus ve Arap yatırımcıların başta ABD ve bazı AB ülkeleri olmak üzere OECD dünyasına yönelik alımlarının birçok ülke için alarm zillerini çaldırdığına dikkat çeken Mehmet Öğütçü, “Ulusal güvenlik gerekçesi kullanılarak korumacı/engelleyici tavırlar ile bu fonlar püskürtülmeye çalışılıyor. Egemen servet fonlarının sermaye piyasalarında büyüyen bir güç olmaları birçok batılı ülkenin yatırım rejimlerindeki açıklığa, serbestiye karşı tepki yaratıyor, finansal korumacılık ateşini körüklüyor” değerlendirmesini yaptı.
Öğütçü Türkiye’de finans başta olmak üzere bir dizi alanda başlayan yabancılaşmaya vurgu yaparak şu yorumda bulundu ; “Bu noktada, bizim bankacılık ve sigortacılık sektöründeki artan yabancı payını hala sırf serbest piyasa mantığı ile haklı göstermeye çalışmamızın anlamlı olduğunu not etmekle yetiniyorum. Türkiye gibi cazip imkanlar sunan yükselen piyasalarda, küresel durgunluk döngüsünü kırmada egemen servet fonları yaşamsal bir rol oynayabilir, ama stratejik varlıkları kaybetmeden, akılcı bir strateji çerçevesinde”.
GELİP GEÇİCİ DEĞİLLER
Öğütçü, egemen servet fonlarının görünür gelecekte gelip geçici bir olgu değil, karşı karşıya olunan çok net bir gerçek olduğunu vurgulayarak görüşlerini şöyle özetledi; “OECD, G-7, IMF ve diğer uluslar arası kuruluşlar bünyesinde bu fonların yönetiminde daha fazla şeffaflık için çaba gösterilmesi, düzenleyici mekanizmalar oluşturulması çabaları görülüyor. Bir an evvel egemen fonlarla ilgili ortak anlayış gerçekleşmezse korkarım küreselleşmeden geri dönüş çabaları hız kazanacak”.
YABANCI YATIRIMDA ÇİN’ İN YENİ REKORU 82.7 MİLYAR DOLAR
Öğütçü, finans sektörüne girişlerin de hesaba katılmasıyla 2007’de Çin’in toplam 82.7 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım çekerek son 15 yıldır gelişme yolundaki ülkeler arasındaki tepede kalma rekorunu sürdürdüğünü söyleyerek ”Aynı şekilde Çin borsası da 4.2 trilyon dolarlık bir hacme ulaştı. Hem de dünyanın en iyi performans gösteren borsası unvanını kazandı.”