Güncelleme Tarihi:
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Yatırım maliyeti 1,5 milyar olan bu tesisin 2200 kişiyi istihdam ederek, yılda 600 milyon dolar ihracat yapacak olması iftihar verecek bir tablodur. Bu tesisten yapılacak ihracatın her kuruşu ülkemize net girdi olarak yazılacaktır.
Bu tesisin de devreye girmesiyle ülkemiz, dünya soda külü ihtiyacının onda birini, avrupa'nın ihtiyacının da yarısını karşılayabilir hale gelmiştir.
Tabi soda deyince yemekten sonra içtiğimiz sodayı kast etmiyoruz. Burada, camdan deterjana çok geniş kullanım yelpazesi olan stratejik bir üründen bahsediyoruz.
Başbakanlığım döneminde 2009 yılında Ciner grubunun Beypazarı soda külü tesisinin açılışını da bizzat yapmıştım. Devlet olarak yüzde 26 ortağız. Rabbim bugün de bize çok daha büyük ve kapsamlı yatırım olan Kahramankazan tesisinin açılışını yapmayı nasip etti.
Bu büyük yatırımın önemli bir parçası da elektrik santralidir. Böylece elektrik bakımından ülkemize yük olmayan, tam tersine katkıda bulunan böyle bir tesise sahip olmuş oluyoruz. Tüm bu tesislerin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını Allah'tan diliyorum.
NE yaparlarsa yapsınlar bizi engelleyemeyecekler. Bunun bilinmesini istiyoruz. Tabi bazıları bize bazı akıllar veriyor. E Türkiye de artık yani yerini konumunu bilsin diyor. Tamam da biz Türkiye’yiz ya. Biz sıradan bir çadır devleti değiliz ya. Bu millet küllerinden doğmuş bir millet.
"OBÜSLERLE VURUYORUZ VURMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Afedersin kıçı kirli bazıları, Suriye’de kalkıp bize tehdit sallıyor. Tehdit sallamak suretiyle Türkiye’yi kendi kabuğuna çekmek istiyor. Kusura bakmasınlar, PYD’ymiş, YPG’miş, DEAŞ’mış. Topunuz gelin, ne olursanız olun tepenize ineceğiz. Şu an obüslerle vuruyoruz, vurmaya da devam edeceğiz. Kabuğumuza çekilip sizin vurmanızı mı bekleyeceğiz?
“HİÇBİR SENARYO BİZİ 2071 VİZYONUMUZDAN VAZGEÇİREMEYECEKLER”
Bir terör örgütü bir başka terör örgütüyle yok edilemez, böyle bir şey olamaz. Ve bizim dediğimiz noktaya da gelecekler. Biz kendi kararımızı kendimiz verdik, veriyoruz. Şu anda da operasyonlar zaten devam ediyor. Hangi tuzakları kurarlarsa kursunlar, 2023 hedeflerimize ulaşmamıza mani olamayacaklar. Hiçbir senaryo bizi 2071 vizyonumuzdan vazgeçiremeyecekler.
“BOŞUNA DEMİYORUM YA EN AZ 3 ÇOCUK DİYE”
Bizim çok zengin doğal kaynaklarımız, petrolümüz, gazımız, altınımız olmayabilir. Ama hamdolsun bizim de trona madenimiz var. Bizim bor madenimiz var, kömürümüz var, başka madenlerimiz var. Ama hepsinden öte zekamız var, zekamız. Bu bilinsin. Boşuna demiyorum ya en az 3 çocuk diye. Onun için burada anneler babalar lütfen tavsiyenizi buna göre yapın. Genç bir nesil en önemli zenginliktir. Ve bütün gücümüzü de oradan alacağız. İnsanın içinde olmadığı ekonomi hiçbir zaman güç değildir. ekonomide emek, ekonomide istihdam bütün bunlar insanın türevidir. İnsan varsa bunlar var. İnsan yoksa ne emek var, ne istihdam var. Tüketim orada, üretim orada. İnsana ihtiyacımız var.
Katma değeri, enerji kaynakları kadar yüksek olmasa da elimizdeki madenleri en iyi şekilde değerlendirerek kalkınma için önemli bir kaldıraç haline dönüştürebiliriz. Madenlerimizin ham halleriyle satılmasına eskiden beri gönlüm razı olmamıştır. Ama bütün madenlerimiz yurtdışına ham haliyle ihraç edilmiştir, işlendikten sonra da almışızdır.
Bor gibi, trona gibi dünyada söz sahibi olduğumuz madenlerin işlenmesini ne kadar geliştirirsek hem şirketlerimizin, hem ülkemizin kârı o kadar artacaktır.
Bizim artık teknolojide tüketici olma düzeyinden, tasarımcı ve üretici olma seviyesine çıkmamız gerekiyor. Geçtiğimiz yıl imza törenini gerçekleştirdiğimiz, yerli otomobil projesini işte bu amaçla destekliyoruz. Türkiye’ye tek kuruşluk yatırım yapmayanlara, bu ülkenin neler yapabileceğini göstereceğiz. Her ne kadar biraz gecikmeyle girmiş olsak da en son teknolojiyle kısa sürede önemli bir yere gelebileceğimize inanıyorum.
Savunma sanayinde bunu yapabileceğimi gördük. Uzun yıllar ülkemizle oynayanların, parasıyla ürün vermeyenlerin hiçbirine hamdolsun artık ihtiyacımız kalmadı. Bir çok alanda dışa bağımlılıktan kurtulduk. Pek çok dost ve kardeş ülkelerin ihtiyacını da karşıladık. Attığımız her adımda önümüze engel çıkartıldı. Sabotaj teşebbüsleri yaşandı. Hala da uğraştığımız sıkıntılar var. Hepsinin de üstesinden geleceğiz.
Sizler de görüyorsunuz, dinliyorsunuz. Müttefikimiz dediğimiz bir ülke, tüm itirazlarımıza, tüm ikazlarımıza, tüm iyi niyetli telkinlerimize rağmen sınırlarımız boyunca bir terör ordusu kurmakta ısrar ediyor. Türkiye sınırı boyunca kurulacak bir terör yapılanmasının Türkiye’den başka bir hedefi olabilir mi? Amerika’nın artık kelime oyunlarından vazgeçerek niyetini açıkça ifade etmesinden memnuniyet duyarız. Bizimi için ağızdan çıkan söz önemlidir. Bir ülkenin başındaki kişi, yetkilileri bize terör örgütleriyle birlikte mücadele edeceğimizi söylüyorsa bu anlamlı bir sözdür. Aksi ortaya çıkana kadar da biz bu söze değer veririz.
“BİZE DÜŞEN DE BU TERÖR ORDUSUNU DAHA DOĞMADAN BOĞMAKTIR”
Şimdi artık Amerika’da sınırlarımız boyunca terör ordusu kurduğunu ikrar etmiştir. Bize düşen de bu terör ordusunu daha doğmadan boğmaktır. Nedir? Orada 30 bin terör örgütü kurmuş. Onlara şu an itibariyle 4800 TIR silah göndermiş. Ne gönderirsen gönder, o 30 bin kişilik kurduğun ordu orada seni tam anlamıyla temsil edemeyecek ve stratejik ortağının karşısında da kusura bakma rezili rüsvan olacaksın.
“TERÖRİSTLERDEKİ İŞARETLERİ SÖKÜN Kİ, TERÖRİSTLERLE BİRLİKTE OLANLARI BİZ TOPRAĞA GÖMMEK MECBURİYETİNDE KALMAYALIM”
Terör örgütünün üstlerindeki bayraklarınızı kendiniz indirin ki, o bayrakları biz size teslim etmek zorunda kalmayalım. Teröristlerdeki işaretleri sökün ki, teröristlerle birlikte olanları biz toprağa gömmek mecburiyetinde kalmayalım. TSK, Afrin ve Münbiç meselesini halledecektir. Hazırlıklarımız tamamlanmıştır. Harekat her an başlayabilir. Ardından da sıra diğer bölgelere gelecektir.
“Siz bizimle hareket edin yanlış yapıyorsunuz” dedim. “Bizim generallerimiz böyle söyledi” dediler. Burada yanlış yapıyorsunuz yanlış yola gidiyorsunuz. Biz onları çok iyi tanıyoruz. Biz onların nasıl kalleş, iki yüzlü olduğunu iyi biliyoruz. Bu ordunun adı kalleşler ordusudur. İki gün sonra başları dara düştüğünde, oradaki Amerikan askerlerine ilk silah doğrultacak olan işte bu 30 bin kişilik teröristlerdir. İşlerine gelmediğinde onları şantaj malzemesi olarak kullanmaya başlayacak olanlar da işte bu teröristlerdir. Bunlar kendi coğrafyasındaki insanlara acımayan, gözü dönmüş bir katiller güruhundan ibarettir. Biz buna izin vermeyeceğiz. Biz milli bekamızı tehdit edecek bir oluşuma asla müsaade etmeyeceğiz.
Gün doğmadan neler doğar, hep birlikte bakıp göreceğiz.