Fizikçi de olsam estetik yaptırırdım

Güncelleme Tarihi:

Fizikçi de olsam estetik yaptırırdım
Oluşturulma Tarihi: Ocak 30, 2000 00:00

Haberin Devamı

Ajda Pekkan, eski ve yeni parçalardan oluşan double albümü Diva ile geliyor..

Ajda Pekkan, Arnavutköy'de site içinde bir apartman dairesinde oturuyor. Burası süperstarlara yakışan bir ev; büyük, lüks ve piyanolu. Eve, kapıda elime tutuşturulan galoşları giyip giriyorum. Salon karanlık denecek kadar loş. Ajda Pekkan fazla ışık sevmediği için, böyle yarı karanlık bir ortamda yapıyoruz röportajı. Bir ara gözlerim ayakkabılarına takılıyor, aynısından bende de var. Biraz şaşırıyorum, biraz seviniyorum. Pabucu çoktan dama atılan ayakkabılarımı yeniden giymeye başlıyorum. Süperstarlık bende etkisini işte böyle gösteriyor.

Ajda Pekkan'ın kızkardeşi Semiramis Hanım, bir tarihte kendisiyle yapılan bir röportajda şöyle demişti: 'Ailemizin bize verdiği tek güzel şey isimlerimiz oldu. Onun dışındaki herşeyi mücadele ederek aldık.'

Bu cümleden iki şeyi anlıyoruz: Birincisi, Ajda ve Semiramis, isimlerini çok beğeniyorlar. İkincisi, Ajda ve Semiramis'in anne babası, çocuklarına isimlerinden başka güzel hiçbir şey vermemişler. 'Doğru mu anlamışız' diye soruyoruz Ajda Pekkan'a, 'evet, doğru' diye cevap veriyor.

Deniz Subayı Rıdvan Pekkan'ın Nevin Hanım'la yaptığı evlilikten, dünyaya iki kız çocuk geldi. İsimlerini anneleri koydu: Ayşe Ajda ve Ayşe Semiramis.

Kızların çocukluğu, despot bir baba ile, çocuklarına hep daha yakın olan anne arasındaki kavga gürültüye şahit olarak geçti. Yaşları birbirine yakın olduğu için onlar da sık sık didişirdi. Kısacası Pekkan Ailesi'nde ilişkiler öyle sakin, sütliman değildi.

Çocukluklarının iki yılı Gölcük'te geçti. Bu nedenledir ki, 17 Ağustos depreminden iki gün sonra kalp krizinden ölen Nevin Hanım'ın bir zamanlar yaşadığı şehrin perişan haline dayanamayıp üzüntüden kalbinin durduğu söylendi.

AJDA BİRİNCİ, HÜLYA İKİNCİ

Gölcük ve Çanakkale'deki görev yılları bitince aile tekrar İstanbul'a döndü. Ajda'nın ilkokuldaki sınıf arkadaşlarından biri de Duygu Asena idi.

Buluğ çağını geride bırakan kızlar, Avrupai fizikleriyle dikkat çekmeye başlamış, Pekkan Kardeşler diye anılır olmuşlardı. Kadıköy Ortaokulu'nu Çamlıca Kız Lisesi izledi. İşte tam bu yıllarda anne babası boşanınca üzerindeki baba baskısı ortadan kalktı ve Ajda okulu bıraktı:

'Babam annemin bakımını üstlenmedi. Anneme biz bakmak zorunda kaldık. Çalışmam lazımdı. O aralar laf olsun diye Ses Mecmuası'nın yarışmasına katılmıştım. Orada da birinci olunca okulu bıraktım.'

Ediz Hun ve Ajda'nın birinci, Hülya Koçyiğit'in ise ikinci olduğu yarışma Pekkan'ın hayatındaki Yeşilçam dosyasını açtı. Şarkıcı olarak kendini kanıtlayana kadar para kazanmak için onlarca film çekti. Bir çoğunda da başrol oynadı. Ama sinemaya bir türlü ısınamadı: 'Benim aklım şarkı söylemekteydi. Sinemayı sevmedim. Pek de yetenekli değildim açıkçası.'

Aslında aklı şarkıcılıkta filan da değildi. O kafaya 'herhangi biri' olarak kalmayıp 'biri' olmayı koymuştu: 'Ben aslında biri olmak istiyordum. O sırada bana gelen ilham şarkı söylemekti. Çok iyi resim yapıyordum. İyi bir ressam da olabilirdim şimdi. Yahut iyi bir edebiyatçı olabilirdim. Fizikçi de olabilirdim. Hatta keşke öyle olsaydı. Şatafattan uzak olurdum, insanları yakinen tanıma fırsatı bulurdum. Ama yine estetik olurdum.'

Öyle ya da böyle artık geri dönüşün olmadığını bilen Ajda Pekkan'ın starlığı, hatta süperstarlığı ilişkilerinde kabarıyor. Üstelik o tam tersini istediği halde: 'O kadar emek vermişim ki kendime, karşımdaki insan bunu görmezlikten, anlamazlıktan gelmeye başladığı zaman benim içimdeki starlık kavramı normal bir seviyedeyken köpürmeye başlıyor. Bu yüzden her ilişkinin arkasından daha büyük eylemler yapmaya başlıyorum.'

Sanat hayatında 35 seneyi geride bırakmış sayılsa da bunun ancak yarısında Türkiye'de fiilen çalıştı Ajda Pekkan. 1970-79 arasını Paris'te yaşadı. 80'de Eurovizyon şarkı yarışmasında yaşadığı hüsranın ardından küsüp İngiltere'ye, oradan da Amerika'ya gitti. İki sene oralarda kaldı. 1984 yılında, ikinci kez evlendi. İş adamı Ali Bars'la yaptığı bu evlilik 6 yıl sürdü ve bu süre içinde müzikten uzak kaldı. Pek az bilinen ilk evliliği ise sadece üç gün sürmüştü: '73 ya da 74'tü. Sırf aileme inat olsun diye evlendim. Adı Coşkun Sapmaz'dı.'

Pekkan'ın en çok ürettiği yıllar 70'li yıllar oldu. Yine bu yıllarda Türk kadını estetik ameliyatlarla bu kadar haşır neşir değilken, ilk kez estetik oldu. İlk aşk gibi ilk ameliyat da unutulmaz diye düşünürken ben, Ajda Hanım yılını bile hatırlamıyor: 'Ya 74, ya 76'ydı. Galiba 76 Eylül. O aralar çok kilo almıştım. Şişince moralim bozuldu. Ben ameliyat olacağım dedim ve oldum. Burnumu yaptırdım. Sonra senelerce hiç bir şey yaptırmadım. Herkes yaptırmaya başlayana kadar.'

Süperstarı'ın isim babası ise bir dönemin ünlü plakçılarından Yeşil Giresunlu. 1978 yılından plak şirketi ile beş albümlük bir anlaşma yapan Ajda Pekkan'a yeni bir imaj gerektiğini düşünen Giresunlu, 'süperstar'da karar kıldı. Albümler de Süperstar 1, 2 gibi isimlerle çıktı.

RAKİBİM SEMİRAMİS OLURDU

Ajda Pekkan yola süperstar olmak için çıkmadığını, ilk yıllarında bugünleri hayal bile etmediğini söylüyor. Ama öyle ya da böyle Türkiye'nin süperstarı. Kardeşi Semiramis Pekkan, bir süre sahnelerde ve setlerde gezindikten sonra evliliği seçiyor. Şimdi dünyanın en zengin adamlarından birinin eşi. Kraliçeler gibi yaşıyor(dur herhalde).

El ele orduevinin trabzanlarından kayan, babalarından gizli flörtleriyle buluşmaya giden Pekkan kardeşler kafalarına ne koymuşlarsa yapmışlar. Tam da bu yüzden Ajda kardeşinin müziği değil de evliliği seçmesinden memnun: 'O da müzik dünyasında olsaydı benim için en ciddi rakiplerden biri olurdu. Çok daha katı prensipleri olan, çok daha stratejik çalışan, disipline bir insandır. Devam etseydi belki de beni yerdi. Pekkan'dan başka rakibim de olmadı zaten.'

Tek rakibim yine bir Pekkan olurdu;

kardeşim Semiramis.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!