Güncelleme Tarihi:
İzmir'in Hatay semtinde ayakkabı tamiri yaparak geçimini sağlayan 44 yaşındaki baba Hilmi Malkoç, Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği şikayet dilekçesinde, küçük kızı Nagihan Malkoç'un doğuştan yürüme engelli olduğunu, İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi'nde uzun yıllar süren tedavisi sırasında uzmanların yürüyebileceğini söyleyip kendilerini fizik tedavisinin daha iyi yapılabilmesi için Balçova'daki özel bir rehabilitasyon merkezine yönlendirdiğini belirtti.
Tavsiye üzerine geçen 26 Haziran'da merkeze gittiklerini ve burada ilk tedavisi için soyadını bilmedikleri H. adlı rehabilist tarafından kızı Nagihan'ın tedaviye alındığını anlatan Hilmi Malkoç, 2.5 saat süren tedavi sırasında kızının bağırarak ağladığını, görevli bayanı uyarmasına rağmen aldırış etmediğini, böyle daha iyi olacağını söylediğini ve bir süre sonra perişan halde kızlarını evlerine getirdiklerini dile getirdi.
AYAĞI KIRIK 1.5 GÜN GEÇİRDİ
Evlerinde kızının gece boyunca sürekli ağladığını ve ayağına kimseyi dokundurtmadığını vurgulayan Malkoç, bir gün sonra akşam saatlerinde ağrıların devam etmesi üzerine kızını Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdüğünü, burada çekilen röntgende sağ ayağında kırık olduğunun belirlendiğini, ateşlenme, kusma ve morarma şikayetlerinin artması üzerine hemen İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi'ne sevkedildiklerini söyledi.
Buradaki doktorların, fizik tedavisi sırasında kızın ayağının kırıldığını, kırığın üzerinden 1.5 gün geçmesi nedeniyle parçalanan damarlara giren pıhtının başta beyin olmak üzere akciğer ve kalbe giden damarları tıkadığını belirttiklerini vurguladı.
Yaşadıkları karşısında yıkıldığını anlatan Malkoç, 6 Temmuz günü kızının yaşamını yitirdiğini belirterek, ‘dikkatsizlik, tedbirsizlik, ihmal, meslek ve sanatta acemilik sonucu ölüme sebebiyet vermek’ suçundan rehabilitasyon merkezinin müdürü M.A. ve rehabilist H. hakkında şikayetçi oldu.
YUMRUK KADAR CANI VARDI
Kızının ölümünün ardından hukuki mücadele başlatan baba Hilmi Malkoç, “Herşey 11 gün içinde olup bitti. Kızım belki yürür diye gittiğimiz merkezde ihmal sonucu ayağını kırdılar ve bize söylemediler. Acı gerçeği, kızımı hastaneye götürüp röntgen çektirince öğrendik. Belki bize tedavi sırasında yaşanan olayı söyleselerdi önlemimizi erkenden alıp kızımı kurtarabilirdik. Ancak şu an çok geç. Yumruk kadar canı olan kızımı, ihmal sonucu kaybettim. Hiçbirşey onu geri getiremez, ancak acımı hafifletmek için hukuki yoldan mücadele edeceğim” diye konuştu.
İLK RANDEVU DA YAŞANDI
İki çocuğundan büyüğünü kaybetmenin acısını yaşayan anne Nermin Malkoç da, “Daha ilk randevuda kızım çok acı çekti. Bayanı uyarmamıza rağmen bizi dinlemedi. Biz acı çeksin diye kızımızı ona emanet etmedik. Hele ki ayağını kırsın diye hiç değil. Eskiden yürüyemiyor diye üzülüyorduk, şimdi kızımız öldü. Keşke yaşasaydı da yürüyemeseydi. Kızımın ölümünün ardından merkeze telefon açtığımda, ‘Ne söyleniyorsun. Kızın özürlüydü. Ondan kurtuldun. Daha ne istiyorsun. İstediğin yere şikayet et’ denilerek alay edildi. Bu kişilerin yaptıkları hangi vicdana sığar. Cezaları neyse çeksinler” diyerek tepkisini dile getirdi.
Öte yandan, rehabilitasyon merkezinin müdürü ve rehabilist konuyla ilgili açıklama yapmazken, suçlamaların asılsız olduğunu söylemekle yetindi.