Güncelleme Tarihi:
Dün Samsat bugün Zeugma yarın
Hasankeyf
Gaziantep Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Rifat Ergeç, binlerce yıldan beri akan ve bereketin sembolü haline gelen Fırat Nehiri'nin çok yakında 50'nun üzerinde arkeolojik yerleşimi sular altında bırakacağını söyledi. Fırat'ın artık ‘‘Bir devrin battığı yer’’ olarak anılacağını söyleyen Rifat Ergeç, Nil Nehri'nin bile bu kadar çok uygarlığı bir araya getirmediğini belirtti.
Birecik Baraj Gölü'nün suları altında kalacak olan Belkıs Zeugma'da kurtarma kazıları koordinatörlüğü görevini üstlenen Yrd. Doç. Dr. Ergeç, Fırat'ın insanlık tarihinde çok önemli rol oynamadığını kaydetti.
Binlerce yıl boyunca toplumlara, kültürlere, askerlere her seferinde ‘‘dur’’ diyen Fırat'ın teknolojiye ve artan insan nüfusunun ihtiyaçlarına yanıt vermeye yönelik ekonomik anlayışlara yenik düşmek üzere olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Ergeç, ‘‘Fırat, tarihi boyunca yalnız Samosata (Samsat) ve Zeugma'ya geçit vermiştir. Ancak, bunların izleri de yine Fırat'ın sularına gömülme süreci yaşamaktadır’’ dedi.
SAMSAT'IN SONU
Samosata'nın, Fırat kıyısında ve bölgenin en büyük höyüğü üzerinde olduğunu bildiren Yrd. Doç. Dr. Ergeç, ‘‘Fırat'ın geçit verdiği yerlerin en önemlisi Samsat'ın Kummuh Krallığı'nın başkenti Kumaha olduğu saptanmıştır’’ diye konuştu. Dr. Ergeç, Samsat'ın daha sonra Asurlular, Urartular, Medler, Persler ve Hellenistik krallıkların bölgeye hakim olduklarında da hep başkent durumunda muhafaza edildiğine dikkati çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:
‘‘Samsat, hem nehrin geçit yerinde, hem de yolların kavşağında olduğundan antik çağda, özellikle Roma ve Partlar arasındaki savaşlarda önemli roller oynadı. Coğrafi bölge olarak Kummuh adının Grekçedeki telaffuzu kabul edilen Kommagene, MÖ 4. yüzyıldan itibaren gündeme geldiğinde başkent yine burasıydı. MÖ 130 yıllarında Kommagene devletinin efsanevi kurucusu Kral Somos'un adı verilerek Samosata adıyla anıldı.
Kazılarda, Kommagene Kralı 1. Antiochos'un görkemli sarayının ortaya çıkarıldığı Samosata, Ortaçağ'da güçlü bir kale-şehirdi. Haçlı seferleri sırasında önemli roller oynayan kentte Abbasi, Emevi ve Selçuklu devirleri de yaşandı. Bu denli önemli bir geçmişi olan Samsat, Fırat üzerine inşa edilen Atatürk Baraj Gölü'nün suları altında kaldı. Samsat, hatırasını bugün kendini yutan gölün kıyısında kurulan yeni Samsat'ta yaşatıyor.’’
CASUS LAWRENCE
Yrd. Doç. Dr. Ergeç, Samosata gibi, kaderi Fırat'ın sularında kaybolmak olan Zeugma'nın da Hellenistik devirde büyük önem taşıdığını belirtti. Zeugma'nın iskelesi sayesinde nehir üzerinde oldukça yoğun bir ticarete sahne olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Ergeç, şöyle devam etti:
‘‘Kommagene'nin 4 önemli kentinden biri olan Zeugma, Roma hakimiyetine girdiği MS 72 yılından sonra bir garnizon kenti ve Fırat boyunu Partlar'a karşı koruyan 4 lejyondan en güneydekiydi. Palmyra kenti ile kurduğu sıkı ticari ve askeri ilişkiler, kültür ve sanat alanında da etkileşime sahne olmuştu.
Köy ve ören yeri, eski tarihlerden beri kaçak kazılara ve kaçakçılığa maruz kaldı. Ünlü İngiliz casusu Lawrence'ın da buradan eski eser kaçırdığı bilinmektedir. Kaçakçılık olayları nedeniyle 1992 yılında Gaziantep Müzesi tarafından başlatılan kazılarda, sanat değeri çok yüksek mozaikler, Roma villaları ve savaş tanrısı Mars'ın, bir örneği dahi olmayan heykeli ortaya çıkarıldı...’’
ZENGİNLERİN EVLERİ
Yrd. Doç. Dr. Ergeç, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘‘Zeugma'nın zenginlerinin ve üst düzey askeri komutanlarının oturduğu villaların tamamı ortaya çıkarılabilse, Efes yamaç evlerinden hiç de aşağıda kalmadığı görülecektir. Üçte birini Birecik Baraj Gölü'nün sularına teslim edecek olan Zeugma'daki kazılar, yoğunlaştırılarak sürdürülüyor.’’
Türkiye'nin en önemli enerji projelerinin üzerinde yer aldığı Fırat Nehri kıyıları, yeryüzünde uygarlığın yeşerdiği en önemli coğraflardan biri olarak biliniyor. çevresinde yüzlerce kazılmayı bekleyen höyük ve kayıp antik kentler var. Aynı biçimde araştırılmayı bekleyen antik kent kalıntıları ve ilk insan yerleşimleri, bilim adamlarının gözlerini kamaştırıyor. Ama ne yazık ki binlerce yıldır toplumlara, kültürlere ve ordulara ‘‘Dur’’ diyen Fırat Nehri, teknolojiye yenik düşüyor.