Güncelleme Tarihi:
Bucak’ta bir vatandaş arazide yaralı halde bulduğu balık kartalını Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü’ne getirdi. Balık kartalı buradan da tedavi için Lisinia Yaban Hayatı Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi’ne getirildi. Merkezde tedaviye alınan kartalla ilgili açıklama yapan merkez sorumlusu veteriner hekim Öztürk Sarıca, Avrupa’da üreyen hayvanın göç sırasında Türkiye’ye de uğradığını söyledi.
2-3 HAFTALIK TEDAVİ
Balıkla beslenen ve 20-25 yıla kadar yaşayabilen balık kartalının üremesi için son yıllarda büyük çalışmalar yapıldığını anlatan Öztürk Sarıca, hayvan merkeze getirildiğinde sağ kanadında ciddi yaralar olduğunu aktardı. Yaralanıp iyileşme sürecine giren hayvana 2-3 haftalık tedavi ve rehabilitasyon uygulayacaklarını kaydeden Öztürk Sarıca, uçuşlarını takip ederek hayvanı doğaya bırakacaklarını belirtti.
’HELSİNKİ’DE HALKALANMIŞ BİR KUŞ’
Balık kartalının doğaya hiçbir zararı olmadığına dikkati çeken Öztürk Sarıca, şöyle dedi:
"Ama maalesef avcılar tarafından vurulmuş. Balık kartallarının yaşam süreleri 25 yıla kadar uzayabiliyor ama neredeyse yüzde 10’u bu yaşı buluyor. Özellikle ilk yıl ve sonraki yıllarda popülasyonun yüzde 10’u kaybediliyor. Son yıllarda Avrupa’da yaşam alanları ve daha fazla üremesi ile ilgili yuvalar yapıldı. Kuru ağaçların üzerine yuva yapıyorlar. Yapılan çalışmalar ile popülasyon canlandırıldı. Bu kuş, popülasyonu kontrol altına alınıp da çoğaltılmaları aşamasında Finlandiya Helsinki’de halkalanmış bir kuş. Onca yolu kat ederek, belki de defalarca göçe katılmış bir kuş ama ne hikmetse Türkiye’de avcılar tarafından vurulmuş bir kuş."
’MÜMKÜNSE HİÇBİR HAYVANIN VURULMAMASI GEREK’
Avcılığa tamamıyla karşı olduğunu vurgulayan Öztürk Sarıca, "Sonuçta avcılık yasaları var. En azından eti yenmeyecek hayvanları vurmayın. Bu yaban hayvanları doğanın bir parçası ve her bir yaban hayvanının doğada mutlaka bir işlevi var. Siz o yaban hayvanını vurduğunuzda mutlaka zincirin parçasını koparmış oluyorsunuz ve doğanın işleyişi bozulmuş oluyor ve doğada bazı şeyler aksamaya başlıyor. Sadece eti yenmeyen değil, mümkünse hiçbir hayvanın vurulmaması gerek" diye konuştu.