Filmdeki karakterler

Güncelleme Tarihi:

Filmdeki karakterler
Oluşturulma Tarihi: Aralık 10, 2001 15:25

Haberin Devamı

Yüzük Kardeşliği hikayesinin özünde, Orta-Dünya'yı dokuz farklı yaratık ve kültür oluşturuyor: Hobbitler, Cüceler, İnsanlar, Elfler, Büyücüler, Troller, Entler, Orklar, Yüzük Tayftan (Kara Süvariler) ve Uruk-Hai'lar.

Her kültürün kendi zengin yaşam biçimleri, gelenekleri, mitleri, giyimleri ve dövüş tarzları bile var. Her biri çok gelişmiş bir yaşamın ve kendi tarihimizin dışında yaşayan, nefes alan bir dünyanın özünü oluşturuyor.

Örneğin, Hobbitler nazik ve doğaya yakınlar ve neredeyse çocuk gibiler ve çiftçilik yapıyorlar. Kısa, kıllı ayaklı hobbitler, tepelerin eteklerindeki, içi eşyayla döşenmiş deliklerde yaşıyorlar ve basit zevkleri var: Pipo içmek, yemek yemek ve elbette hikaye anlatmak...

Öte yandan Elfler asil, şık, sihirli varlıklar. Zamanları akıp gidiyor ve mit olma yolunda ilerliyorlar. Öldürülebilirler veya acıdan ölebilirler ama bunun dışında hiç yaşlanmadıkları ve hasta olmadıkları için ölümsüzler.

Haberin Devamı

Cüceler kısa ama çok güçlüler, eski tarz bir adalet anlayışları var ve güzel olan her şeye büyük sevgi duyuyorlar. Normal şartlarda 250 sene yaşıyorlar.

Büyücüler çok güçlü ama bu gücü, iyilik ya da kötülük için kullanabilirler, bu da kalplerinin nereye uzandığına bağlı.

İnsanlar kendi dünyalanna sahip çıkmaya çalışan yeni bir ırk.

Başka yaratıklar daha da fantastikler: Yaprak kaplı Entler gibi. Birliklerinin kaynağı olan ağaçlan koruyorlar. Biçimsiz Orklar, Saruman için dövüşüyorlar. Ve sinsi, kara pelerinli Yüzük Tayfları (Kara Süvariler) ise ne yaşıyorlar ne de ölüler. Ama Sauron'un alacakaranlık dünyasından kalma lanetine uğramışlar.

Bu inanılmaz farklı yaratıkları hayata geçirmek için çok yönlü oyuncular gerekiyordu. Bu oyuncuların aynı zamanda bir edebiyat efsanesini sinemaya taşımak uğruna Yeni Zelanda'nın kalbinde aylarca kalmak istemeleri, üç bölümlük iklim değişikliklerine dayanabilmeleri gerekiyordu.

OYUNCU SEÇİMİ

İlk bölümde, Yüzük Kardeşliği'nde aktörlerin karakterleri ve her birinin macerasını tanıtma fırsatları oluyor. Hepsinin ortasında, küçük kahraman Frodo Baggins'in hikayesi var. Utangaç ama dürüst hobbit, yüzüğü yok etme sorumluluğunu üstleniyor. Kardeşliğin yardımlarına karşın Frodo, şeytanın baştan çıkarma çabalarına da dayanmak zorundadır. Frodo rolü için filmciler, enerjisi, karizması ve dürüstlüğüne inanılırlığı için 19 yaşındaki Elijah Wood'u seçtiler.

Haberin Devamı

"Elijah'da doğal bir dürüstlük var bu da onu rol için uygun kılıyor. Karakteri gerçek bir değişime taşıyabiliyor" diyor Barrie Osborne.

Wood, Frodo'yu çok meraklı bir maceraperest olarak tarif ediyor : "Frodo, hobbitlerin kendi benzerleriyle yaşamak istedikleri bir dönemde yaşıyor, ama Frodo çok farklı. O uzaklara gitmek, dünyayı dolaşmak ve dünyanın harikalarını görmek istiyor."

Filmde de tam olarak bunu yapıyor. Wood, Frodo macerasına baÅŸlarken, hobbitin bir fantezi karakterinden çok nasıl gerçek bir insana benzediÄŸine ÅŸaşırmış. "Benim için canlandı" diye itiraf eder. "Filmin çekimlerinde her ÅŸey o kadar gerçekti ki, Frodo ve diÄŸerlerinin tarih içinde yaÅŸadıklarına hepimiz inandık. Kulaklarımı ve ayaklarımı ilk kez taktığımda, bir hobbit gibi olmanın ne olduÄŸunu anladım. Garip ama tarihi bir karakteri oynamakla aynıydı; sanki hobbitler bir zamanlar yaÅŸamışlardı."Â

Haberin Devamı

Frodo'nun, yüzüğü yok etme görevindeki, en yakın destekçilerinden biri yaşlı büyücü Gandalf. Güçlerini göstermeye Yüzük Kardeşliğinde başlıyor. Gandalf'ı tanınmış sinema ve sahne oyuncusu Sir Ian McKellen canlandırıyor. Böylesine büyülü bir karakteri canlandırmaktan çok mutluydu.

"Gandalf'ı tipik bir büyücü olarak görüyorum. Sanırım Tolkien, Gandalf'ı yaratırken zaman içinde yazılmış büyücü masallarından ve peri masallarından etkilenmiş. Gandalf, Merlin'e benzetiliyor, belki de Prospero'ya ama aynı zamanda kendine özgü bir yanı var," diyor McKellen.

"Macera başladığında ve büyük şeyler riske edilince, Gandalf Yüzük Kardeşliği'ne asıl katkısını gerçekleştiriyor. Bir savaşçı olarak yapabileceklerini gösteriyor," diyor yapımcı Barry Osborne. "Tüm bunlar McKellen için uygundu; içindeki asaleti ortaya serdi. Ian McKellen'da, Gandalf'ın gücüne ve aklına inandıracak yetenek ve saygınlık var." diye ekliyor.

Haberin Devamı

Frodo'nun yüzüğü yok etme macerası, kuzeni Bilbo Baggins ile başlıyor. Geçmişi kahramanlıklarla dolu, yaşlanmakta olan bir hobbit olan Bilbo, Sir Ian Holm tarafından canlandırılıyor. Holm, "Bilbo benden pek farklı değil. Dışarıdan suratsız ama altın gibi bir kalbi var. Başına çok şeyler gelen, küçük bir adam. Ama sınandığında çoğu insandan fazla alternatifi oluyor," diye düşüncelerini ifade ediyor.

Holm, bir Tolkien hayranı. Böyle bir karakteri canlandırdığı için mutlu. "Bence Bilbo'yu oynamak Hamlet'i oynamak gibi. Yani bu Bilbo için benim yorumum, tıpkı Hamlet'in benim versiyonum olacağı gibi. O sonsuz bir karakter ama bir aktör olarak onu olduğu gibi canlandırırsanız, buna güvenirsiniz."

Haberin Devamı

Holm seçimi için Barrie Osborne: "Bilbo'nun karakterindeki bütün nüansları verebiliyor. Hobbitin katılığını ve daha da önemlisi, altında yatanı ortaya çıkartıyor." diyor.

Frodo'ya macerasında, 3 hobbit arkadaşı katılıyor: Sam, Merry ve Pippin. Bu üç karakter yine aynı sırasıyla, Sean Astin, Dominic Monaghan ve Billy Boyd tarafından canlandırılıyor. Astin, üçlemenin en etkileyici karakterlerinden biri ve sıradan görünen Sam Gamgee karakteriyle, Frodo'ya inanılmaz bir dost olduğunu kanıtlıyor.

"Sean Astin, Sam için harika bir seçim çünkü role neşe getiriyor ve gerçekten kendinizi onun yerinde hissediyorsunuz." diyor Barrie Osborne. "Ve ayrıca onunla Elijah Wood'un iyi arkadaş olmaları da bir artı getiriyor. Karakterleri arasındaki benzerlik de bu dostlukta kendini belli ediyor."

Astin, en iyi hobbitliği gösteren bu karaktere özel ilgi duydu. "Benim için ahlakı, sadeliği, dürüstlüğü ve sadakati temsil ediyor. Her şeyden çok Frodo ile ölümsüz bir dostluğu var; bu dostluk o kadar güçlü ki, bilinmeyenin macerasını onunla yaşamak istiyor," diye açıklıyor. Astin, Sam'i aynı zamanda toprağın adamı olarak görüyor. "Onu, elleri devamlı toprakta olan bir çiftçi olarak görüyorum. O, Yüzük Kardeşliği'ndeki en karmaşık, kültürlü kişilik değil ama samimiyeti ve sadakati ile bu açığını kapatıyor."

Genç İngiliz aktör, Dominic Monaghan, filmde kıvrak zekalı, neşeli hobbit Merry Brandybuck'u, yani Frodo'nun bir diğer yakın arkadaşını canlandırıyor. "Çoğu hobbit gibi Merry de hayatın iyi yanlarını görüyor. Aslında o bile başta, ne kadar cesur olabileceğinin farkında değil ama maceralarının başında, olaylar geliştikçe, oldukça önemli bir karakter olmaya başlıyor."

Monaghan : "BaÅŸta ulaÅŸmak istediÄŸim en önemli ÅŸey, Merry'nin çok zeki, alaycı, komik ve çocuksu yanıydı. Henüz büyüyememiÅŸ bu karakter, onu tamamen deÄŸiÅŸtirip yepyeni bir insan yapacak ve yeni tecrübelere ve maceralara giriÅŸecekti.Â

"Komik hobbit Pippen ya da Peregrin Took için, yapımcılar yükselmekte olan İskoç Yıldız Billy Boyd'u seçtiler. Boyd, karakterinin "yanlış şeyi yanlış zamanda" yapmasını komik buluyordu. Ve macera boyunca Pippin'in değişiminden etkilenmişti. Pippin'in hakkındaki önemli birşeyin de, bütün hayatının dostluk etrafında gelişmesi olduğunu belirtiyor. "Shire'daki arkadaşlarını her şeyden daha çok seviyor."

Ama Pippin, Frodo ve diğer Yüzük Kardeşliği üyeleri ile yüzüğü yok etme macerasına giriştiğinde, hiç hayal etmediği bir dünyayı keşfediyor. "Aniden Pippin için her şey çok ciddi ve karanlık oluyor. Bataklıklara düşüyor, büyülü yaratıklarla karşılaşıyor, oysa bunun yerine, barda olup bayanlarla muhabbet etmeyi tercih ederdi. Bu da onu bu kadar dinamik bir karakter yapıyor. Savaşın ortasında bile hayatın eğlenceli ve güzel yanlarını ortaya çıkartıyor," diye düşüncelerini ifade ediyor.

Ve Yüzük Kardeşliği'ne katılanlardan biri de Boromir. Yüzüğün yok edici gücüne saygı duymayan cesur bir insan. Boromir'i canlandıran Sean Bean, karakterinin Yüzük Kardeşliği'ne insan faktörünü getiriyor olmasından hoşlandı. "Boromir insana özgü saygınlık ve cesaret gibi niteliklere sahip ama her konuda da bir fikri var. Başlangıçta, yüzüğü insanlarının sorunlarına çözüm olarak görüyordu. Ama güçlerini gördükçe, bunun bu kadar kolay olmadığının farkına vardı," diyor.

Ve Yüzük Kardeşliği'ne katılan Elrond var. Büyük güçlerin Elf'i olan Elrond, yüzük hakkında çok şey biliyor. Bu karakteri Hugo Weaving canlandırıyor. Weaving böyle bir rolü canlandırmaktan memnundu. "Elrond çok akıllı, çok iyi, çok asil ve içinde gerçek bir insanlık var. Devamlı savaş durumundan gelen bir umutsuzluk içinde ve insanların gizli şeytandan kurtulmalarının ne kadar zor olduğunun farkında," diyor Weaving.

Yüzük Kardeşliği bir Elf ve bir cüce ile tamamlanıyor. Elf kralının kılıç ustası oğlu Legolas, Orlando Bloom tarafından canlandırılıyor. Cesur yürekli baltalı adam Gimli, Orta Dünyanın cüceleri olan Khazadları temsil ediyor. Canlandıran ise John Rhys-Davies. Gürültücü cüce ile zarif Elf arasındaki zıtlık, devamlı neşe ve keyif kaynağına dönüşüyor. Orlando Bloom şöyle anlatıyor: "Elfler, cüceleri karşılığını vermeden topraktan çalan çamurlu yaratıklar olarak görüyorlar. Ama Legolas ve Gimli birbirlerinin farklılıklarına saygı göstermeyi ve beraberce gülmeyi öğreniyorlar."

Rhys-Davies, aynı zamanda Ağaçsakal karakterinin bilgisayar kaynaklı sesini de sağlıyor. Yüzük Kardeşliği'nin uzun zamandır denenmemiş epik, bir seri macerayı başlatması fikrine ise bayılmış. "Günümüzde, sadece hayallerde ya da böyle filmlerde olabilecek, dinamik bir hayatın ve maceranın açlığı var. Tolkien bu açlığı besliyor. Çünkü kalplerimizde, elfler, hobbitler, cüceler ve Orta-Dünya insanları gibi kahraman bir toplumun parçası olma isteği yatıyor," diye yorumluyor.

Yüzük Kardeşliği'nin karşısında ise şeytani Saruman var. Bir zamanlar Bilgeler Konseyi'nin başında olan Saruman, karanlık gücünün çekiciliğine yenilir. Kendisi Frodo'nun yüzüğünü istiyor ve ordusu da özel yetiştirilmiş, zalimce savaşan, yaratıklardan oluşan, Uruk-Hai'lar...

Herhalde Saruman'ı, uzun zaman ÅŸeytani karakterler oynamış Christopher Lee'den daha iyi kimse canlandıramazdı. Lee, daha önce bir çok mitolojik yaratığı canlandırmıştı ama Yüzüklerin Efendisi gibi bir projede yer almamıştı. "Bu bütün bir dünyanın yaratılışı. Tarihi, dilleri, kültürleri bir araya getirip bu dünyayı gerçek yapıyor." diyor.Â

Saruman, 7000 mitolojik yıl önce yaşamış olsa da, Lee modern dünyada, onun karanlık yansımasını her yerde görüyor. "Benim düşünce tarzıma göre bu günlerde olan şeytanlar Orta-Dünya'da var olanlardan farklı değil." diye açıklıyor. "İnsanlar hep güç peşinde ve Saruman, Sauron'un gücünü istiyor. Benim için o, sadece kötülüğün fiziksel gücü değil, aynı zamanda fevkalade gerçek."

Filmdeki diğer bir gizemli karakter de Aragorn. Yolgezer olarak tanınan kahraman, bir insan savaşçı. Viggo Mortensen tarafından canlandırılıyor. Mortensen kendini rolüne o kadar kaptırdı ki, onun ormanda çamur lekeli elbiseler içinde yaşadığı dedikoduları ortaya atıldı. Peter Jackson onun için, "Viggo, rolünü öyle bir kucakladı ki, şimdi onları ayrı düşünmek zor," diyor Barrie Osborne da ekliyor: "Viggo soyunun ve atalarının gölgesinden kurtulmak için mücadele eden bir insanı oynamak için kusursuzdu, inanılmaz şekilde kendini rolüne adamıştı. O öyle bir aktör ki, bir kılıç darbesi yüzünden dişi kırıldı ve çekimlere devam edilebilmesi için "onu yapıştırabilirler mi", diye sordu. O, Aragorn oldu ve o role güç kattı."

Mortensen ise proje ile ilgili güçlü bir kişisel bağlantı hissettiğini söylüyor: "Ben Kelt ve İskandinavım. Tolkien'e ilham kaynağı olan mitlerle yetiştim. Benim soyumun bir parçası" diyor. Aktörün aynı zamanda, Aragorn'un ilkel, kendine özgü kahramanlık havası ilgisini çekmiş. "Doğada hayatta kalabiliyor, yaşamını sürdürebiliyor, işaretlerini okuyabiliyor. Kimseye ihtiyacı olmadan, sadece kendisine ve bilgilerine güvenerek mutlu yaşıyor." diyor. "Ama artık daha fazla sorumluluk alması gerekiyor ve bu sorumluluğun onu nereye götüreceği açık değil."

Kadın oyuncularda, ana karakterlerden ikisi üçlemenin ilk bölümü olan Yüzük Kardeşliği'nde tanıtılıyor. Aragorn'a aşık olan cesur dişi Elf Arwen, ışıldayan Liv Tyler tarafından canlandırılıyor. Güçlü Elf kraliçesi Galadriel rolünde ise, Oscar Ödülü adayı Cate Blanchett var.

Tyler, ölümsüz Elf prensesi Arwen'i çok benimser. "Bence Arwen Orta-Dünya'ya kadınca bir incelik getiriyor. Savaşın gölgesinde âşık oldu ve Aragorn'a kötülükle olan savaşında ilham kaynağı olup destek verdi" diyor.

Cate Blanchett de karakterinin gücüne hayran kalır. "O çok güçlü ve filmde Frodo'yu gerçekten sınayan tek kişi olduğu için rolümü çok sevdim. Galadriel rolünde hareketlerimiz ve kendimiz için sorumluluk alma konusunda, güçlü bir mesaj verdiğine inanıyorum. Ve son olarak itiraf etmeliyim ki, hep sivri kulaklarım olsun istemişimdir."

Blanchett, yapımcıların Orta-Dünya'yı ve kültürleri, bu kadar geniş bir şekilde düşünmelerine çok şaşırmış. "Çalışmaya başladığımda, gerçek hayattaki gibi kültürler, tarihleri ve gelecek için umutları oluşmuştu bile. Tamamen farklı bir evrenin parçası olmak gibiydi. Daha önce hiç bu tür bir tecrübem olmamıştı."

Bütün oyuncular rollerini canlandırabilmek için sanat tarihi ve dil eğitimi aldılar. Ayrıca usta koreograf Bob Anderson ile kılıç oyunları çalışmak, usta binici Dave Johnson ile ata binmek ve dialog hocaları Andrew Jack ve Rosin Carty ile Elf dilini öğrenmeyi de eklememiz gerekiyor. Jack ve Carty dünyada eşi benzeri olmayan kelt kökenli bir Elf aksanı ve konuşması geliştirdiler. Elf dili konuşan aktörlere, ayna karşısında durup garip sesler ve mimiklerle çalışmalar yaptırılıyordu. Yüz adalelerini yepyeni bir şekilde kullanmayı öğreniyorlardı. Sonuç olarak her aktör, kendi aksanını kendiliğinden buldu. Jack ve Carty aktörlere ezberletmektense, yepyeni, sıfırdan bir dil öğrettiler.

Teknik eğitimin dışında, filmdeki her aktörün üstün fiziksel performansta olması gerekiyordu. Sadece dağlara tırmandıkları, nehirleri aştıkları ve sürekli dövüştükleri için değil, 274 günlük çekim programına dayanabilmeleri için de bu şarttı. Hobbit Merry'yi canlandıran Dominic Monaghan, "Hepimiz prodüksiyon başlamadan fiziksel antremanlara giriştik, ve özel hocalarla çalıştık. Çekimler, büyük atlayışlar ve dövüşlerle sadece fiziksel bir meydan okuma değildi; saatlerce dayanacak fiziksel kondisyon ve form gerektiriyordu. Formsuz biri asla başaramazdı," diye anlatıyor. Peter Jackson, "Benim için proje, oyuncular gelip de kişisel yorumlarını ortaya koyduklarında ruhunu buldu. Benim hayal ettiğimden bile daha gerçekçi olmasını sağladılar" diye ekliyor.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!