Güncelleme Tarihi:
Çocuk yaşlarda “sinema” özlemiyle İstanbul'a giden Nuri Balaban (65), uzun yıllar farklı film şirketlerinde çalıştı, filmlerde oynadı. Birçok ünlü isimle kamera karşısına geçen, Sındırgı'daki lakabı çocukluğundan kalma “Bali Nuri” olan Balaban, zaman zaman da kamera arkasında hizmet verdi.
Yıllarını film platolarında geçiren, gençliğini sinemaya adayan Yeşilçam'ın emektarı, “Sındırgılı Nuri”si yaklaşık 25 yıldır, memleketi Sındıgır'da yaşıyor. “Bali Nuri” lakabının çocuk arkadaşları tarafından soyadıyla ilişkilendirilerek takıldığını ifade eden Balaban, Yeşilçam'da ise “Sındırgılı Nuri” olarak bilindiğini söyledi.
GEÇİMİNİ BÖYLE SAĞLIYOR (FOTO-GALERİ)
İlk sinema filminin, 1962'de çekilen Hazreti Süleyman ve Saba Melikesi olduğunu anlatan Balaban, “Atilla Gürses'in oynadığı bu filmde set görevlisi olarak çalıştım. O dönemlerde günlük yevmiye ile para kazanıyordum. Sonraları figüran olarak filmlerde oynamaya başladım” dedi.
Bugüne kadar 256 sinema filminde emeğinin bulunduğunu ifade eden Balaban, şunları kaydetti:
“Bunların 104'ünde rol aldım, diğerlerinde set görevlisi ya da amiri olarak çalıştım. 23 yılda görev aldığım filmlerde, Hulusi Kentmen, Münir Özkul, Yılmaz Güney, Ayhan Işık, Kadir İnanır, Türkan Şoray, Tarık Akan, Kemal Sunal, Adile Naşit, Kemal Sunal, Cüneyt Arkın, Zeki Müren, Bülent Ersoy gibi adını sayamadığım birçok ünlüyle çalıştım. Bunların çoğuyla aynı filmde kamera karşısına geçtim. Tarkan, Malkoçoğlu, Battal Gazi, Kara Murat gibi filmlerde 'dazlak kafa' olarak kötü adam rollerinde çok dayak yedim. Halen filmlerimiz TV kanallarında gösteriliyor. Özlemle, güzel anılarla filmlerimizi halen seyrediyorum.”
"18 metreden atladım, kaburgalarım kırıldı”
Filmlerde bazen gerçekten dayak da yediğini anlatan Balaban, “Cüneyt Arkın ve Kadir İnanır, bazen gerçekten tokat ve yumruk atıyordu. Biz de nasibimizi aldık. Battal Gazi filmini çekerken 18 metreden atladım, kaburgalarım kırıldı. 35 gün hastanede yattım yine Yeşilçam'a koşarak gidip, figüran olarak dayak yemeye, yükseklerden atlamaya devam ettim” dedi.
Bir filmde dublör olarak oynadığını ifade eden Balaban, “Filmde otomobil 4 takla attı. Direksiyonda ben vardım. O günden sonra direksiyon koltuğuna oturmuş değilim. Çok etkilendim ve korktum” diye konuştu.
İtalya'da 4 filmde çalıştı
Balaban, 1980'lerin ilk yıllarında İtalya'ya gittiğini ve Roma film piyasasında çalıştığını belirterek, İtalya'da çekilen 4 filmde set görevlisi olarak görev yaptığını, bazı sirklerde çalıştığını, 8 aylık bir tecrübenin ardından tekrar İstanbul'a döndüğünü anlattı.
Bir süre daha Yeşilçam'ın tozunu yuttuktan sonra memleketi Sındırgı'ya döndüğünü vurgulayan Balaban, yaklaşık 25 yıldır ayakkabı boyacılığı yaparak geçimini sağladığını söyledi.
İlçede boya, badana işleriyle de uğraştığını dile getiren Balaban, “Kimseden şikayetçi değilim. Kimseye zararım dokunmaz. Eşimle kendi halimizde yaşamımızı sürdürüyoruz. Kimseye muhtaç olmuyoruz. Ünlülere de kızmıyorum. Onlarla çok çalıştım, bir kötülüklerini görmedim” dedi.
Balaban, bazı dizi film çekimleri için Sındırgı'ya gelindiğini, ekibe yardım etmeye çalıştığını vurgulayarak, “Artık Türk filmlerinde kavga sahneleri iyi çekilmiyor. Yeşilçam filmlerinde, bizim zamanımızda bir yumruk vursalar camdan fırlardık. Kavgalarda camdan dışarı fırlamamızın yanında sandalye, masa kırılıyordu. Şimdilerde kavga sahneleri biraz sahte. Daha gerçekçi çekilebilir ancak yine de iyi film yapılıyor. Fazla eleştirmek bize göre değil” diye konuştu.