Güncelleme Tarihi:
Osmanlı İmparatorluğu'nun 34. Padişahı II. Abdülhamid'in en yakınındaki kişilerden Mustafa Zeki Paşa'nın hayatı son günlerde en çok araştırılan konular arasında yer aldı. İşte, hayatı bir dönem diziye de konu olan Filinta Mustafa lakaplı Mustafa Zeki Paşa hakkında merak edilen tüm detaylar...
MUSTAFA ZEKİ PAŞA KİMDİR?
Osmanlı padişahı II. Abdülhamid'in en güvendiği Osmanlı generalleri ve devlet adamlarından biri olan Mustafa Zeki Paşa, 1849 yılında Aydın'da doğdu. 1872 yılında Harbiye Mektebi'nden mezun olan Mustafa Zeki Paşa, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Süleyman Hüsnü Paşa'nın yaveri olarak görev yaptı. Savaştan sonra sarayda görev alarak padişaha danışmanlık ve şehzadelere öğretmenlik yaptı. 1883 yılında Askeri Mektepler Nazırı, 1891 yılında da Tophane Müşiri oldu.
II. Abdülhamid döneminde 18 yıl boyunca Tophane Müşiri olarak görev yapan Mustafa Zeki Paşa, "Tophane Müşiri Zeki Paşa" ya da "Filinta Mustafa" gibi isimlerle de anılır. Oldukça varlıklı olan Mustafa Zeki Paşa, 1899 yılında İtalyan mimar Alexandre Vallaury'ye şu an İstanbul'un en değerli gayrimenkullerinden biri olan Tophane Müşiri Zeki Paşa Yalısı'nı yaptırdı.
1908 yılında II. Meşrutiyet'in ilanı sonrası gözden düşerek görevinden alındı. İlk olarak Büyükada'ya sonra da Rodos'a sürüldü. Bir süre sonra İstanbul'a geri döndükten sonra hayatının son dönemini Büyükada'da geçirdi ve 1914 yılında vefat etti. Mustafa Zeki Paşa son olarak, 4. kuşak torunlarından Gökhan Atasever'in açtığı miras davasının ardından gündem oldu.
MÜŞİR NEDİR?
Osmanlı Devleti'nin son dönemi ve Türkiye'nin ilk yıllarında kullanılan, günümüzdeki en yüksek askerî rütbe olan Mareşale denk olan rütbedir. 1826'da Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasının ardından bir askerî rütbe hâline getirildi. Bilinen ilk müşîr Ahmed Fevzi Paşa olup Mabeyn Müşiri rütbesini 25 Haziran 1832 tarihinde almıştır. 1833'te ise Damat Gürcü Halil Rifat Paşa ilk Tophane Müşiri oldu. Tanzimat döneminden I. Meşrutiyet'e kadar Osmanlı ordusunda müşîr sayısı 19'u aşmamış, II. Abdülhamid döneminde 24'e kadar yükselmiş, daha sonra İttihatçıların yaptığı askerî düzenlemeler ve tasfiyeler neticesinde yediye kadar düşürülmüştür. I. Dünya Savaşı'na girildiğinde Osmanlı Ordusu'nda hiç müşîr bulunmuyordu.