Fidye çetesi davasında 58 yıl hapis istemi
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 2006 11:22
Ray-Ban gözlüklerinin Türkiye temsilcisinin oğlu Mustafa Ümit Tekdirlik ile özel bir hastanenin sahibi Fuat Çakmak'ın kaçırılarak ailelerinden fidye istenmesine ilişkin yargılanan sanıklardan 5'inin, 15.5 ile 58 yıl arasında çeşitli hapis cezalarına çarptırılması istendi.
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Mehmet Sedat Çabuk getirildi.
Duruşmada, esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Selim Berna Altay, Yargıtay'ın sanıklar hakkında verilen kararı bozmasının ardından yapılan yargılama sırasında 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu'nun yürürlüğe girdiğini belirterek, bu kanunun lehe olan hükümlerinin uygulanması gerektiğini söyledi.
Savcı Altay, sanıklar Mehmet Sedat Çabuk, Mehmet Fırat, İbrahim Bağbekler ve Şeyhmus Ateş'in, Ray-Ban gözlüklerinin Türkiye temsilcisinin oğlu Mustafa Ümit Tekdirlik ile özel bir hastanenin sahibi doktor Fuat Çakmak'ın kaçırılarak ailelerinden fidye istenmesi olayına ilişkin “nitelikli yağma” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlarından 28 ile 58'er yıl arasında hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Sanık Mehmet Vakıf Kırsan'ın da “suç işlemek için kurulan örgüte üye olmak” ve Fuat Çakmak'a yönelik eyleminden dolayı “nitelikli yağma” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlarından 15.5 ile 33.5 yıl arasında hapisle cezalandırılmasını talep eden Savcı Altay, Yargıtay'ın beraat kararını onadığı, ancak silaha ilişkin hükmü bozduğu Durmuş Kutluca'ya da ruhsatlı tabancasının iade edilmesini istedi.
Savcı Altay, 11 Mart 2004 tarihinde mahkemenin 35 yıl 8 ay ağır hapis cezasına çarptırdığı ve karar açıklanmadan önce adliye binasından kaçarak kayıplara karışan firari sanık Arzu Bitgen'in dosyasının ise ifadesi alınamadığı için ayrılmasını talep etti.
Savcı Altay, davanın tek tutuklu sanığı Mehmet Sedat Çabuk'un, tutukluluk süresi dikkate alınarak tahliye edilmesini istedi.
Mütalaaya ilişkin söz alan Mehmet Sedat Çabuk, 6 yıldır tutuklu olduğunu belirterek, mütalaa doğrultusunda ceza alsa bile tutuklu kaldığı sürenin cezanın infazını karşılayacağı gerekçesiyle tahliyesini talep etti.
Çabuk'un tutukluluk halinin devamını kararlaştıran mahkeme heyeti, son savunmaların hazırlanması için duruşmayı erteledi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Sanıklar hakkında yargılamayı yapan İstanbul 1 No'lu DGM, Mehmet Sedat Çabuk ile Arzu Bitgen'i 35 yıl 8'er ay ağır hapis cezasına çarptırmıştı.
İbrahim Bağbekler, Şeyhmus Ateş ve Mehmet Fırat'a 27 yıl 4'er ay ağır hapis cezası veren mahkeme heyeti, Mehmet Vakıf Kırsan'ı 11 yıl 8 ay, Recep Bilir'i 3 yıl 4 ay, Nuri Çıkmış'ı da 5 ay hapis cezasına mahkum etmişti.
Davanın firari sanığı Abdülkadir Balkan'ın dosyasının ayrılmasına hükmeden mahkeme heyeti, diğer 13 sanığın da beraatini kararlaştırmıştı.
Bu arada, karar için verilen aranın ardından duruşmaya girmeyerek DGM'den ayrılan tutuksuz sanık Arzu Bitgen hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkartılmıştı.
Dosyanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesi, bazı sanıklara gerekçe gösterilmeyerek üst sınırdan ceza verilmesi ve suç tarihinde 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu yürürlükte olmamasına rağmen bu kanun kapsamında cezalandırma yapılmasını gerekçe göstererek yerel mahkemenin kararını 7 sanık yönünden bozmuş, diğerlerini ise onamıştı.
Duruşmada, esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Selim Berna Altay, Yargıtay'ın sanıklar hakkında verilen kararı bozmasının ardından yapılan yargılama sırasında 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu'nun yürürlüğe girdiğini belirterek, bu kanunun lehe olan hükümlerinin uygulanması gerektiğini söyledi.
Savcı Altay, sanıklar Mehmet Sedat Çabuk, Mehmet Fırat, İbrahim Bağbekler ve Şeyhmus Ateş'in, Ray-Ban gözlüklerinin Türkiye temsilcisinin oğlu Mustafa Ümit Tekdirlik ile özel bir hastanenin sahibi doktor Fuat Çakmak'ın kaçırılarak ailelerinden fidye istenmesi olayına ilişkin “nitelikli yağma” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlarından 28 ile 58'er yıl arasında hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Sanık Mehmet Vakıf Kırsan'ın da “suç işlemek için kurulan örgüte üye olmak” ve Fuat Çakmak'a yönelik eyleminden dolayı “nitelikli yağma” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlarından 15.5 ile 33.5 yıl arasında hapisle cezalandırılmasını talep eden Savcı Altay, Yargıtay'ın beraat kararını onadığı, ancak silaha ilişkin hükmü bozduğu Durmuş Kutluca'ya da ruhsatlı tabancasının iade edilmesini istedi.
Savcı Altay, 11 Mart 2004 tarihinde mahkemenin 35 yıl 8 ay ağır hapis cezasına çarptırdığı ve karar açıklanmadan önce adliye binasından kaçarak kayıplara karışan firari sanık Arzu Bitgen'in dosyasının ise ifadesi alınamadığı için ayrılmasını talep etti.
Savcı Altay, davanın tek tutuklu sanığı Mehmet Sedat Çabuk'un, tutukluluk süresi dikkate alınarak tahliye edilmesini istedi.
Mütalaaya ilişkin söz alan Mehmet Sedat Çabuk, 6 yıldır tutuklu olduğunu belirterek, mütalaa doğrultusunda ceza alsa bile tutuklu kaldığı sürenin cezanın infazını karşılayacağı gerekçesiyle tahliyesini talep etti.
Çabuk'un tutukluluk halinin devamını kararlaştıran mahkeme heyeti, son savunmaların hazırlanması için duruşmayı erteledi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Sanıklar hakkında yargılamayı yapan İstanbul 1 No'lu DGM, Mehmet Sedat Çabuk ile Arzu Bitgen'i 35 yıl 8'er ay ağır hapis cezasına çarptırmıştı.
İbrahim Bağbekler, Şeyhmus Ateş ve Mehmet Fırat'a 27 yıl 4'er ay ağır hapis cezası veren mahkeme heyeti, Mehmet Vakıf Kırsan'ı 11 yıl 8 ay, Recep Bilir'i 3 yıl 4 ay, Nuri Çıkmış'ı da 5 ay hapis cezasına mahkum etmişti.
Davanın firari sanığı Abdülkadir Balkan'ın dosyasının ayrılmasına hükmeden mahkeme heyeti, diğer 13 sanığın da beraatini kararlaştırmıştı.
Bu arada, karar için verilen aranın ardından duruşmaya girmeyerek DGM'den ayrılan tutuksuz sanık Arzu Bitgen hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkartılmıştı.
Dosyanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesi, bazı sanıklara gerekçe gösterilmeyerek üst sınırdan ceza verilmesi ve suç tarihinde 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu yürürlükte olmamasına rağmen bu kanun kapsamında cezalandırma yapılmasını gerekçe göstererek yerel mahkemenin kararını 7 sanık yönünden bozmuş, diğerlerini ise onamıştı.