Murat TOSUN
Oluşturulma Tarihi: Aralık 21, 2005 00:00
Formula 1 Dünya Şampiyonası her zaman dünyanın en çok ilgi çeken spor organizasyonlarından biri olurken, 1950 yılından itibaren rekabet hep üst seviyelerde yaşanmıştır. Fakat FIA sanki bu rekabeti bitirmek istermişçesine kararlar almaya devam ediyor. Formula 1’de en önemli rekabetlerinden birinin yaşandığı lastik savaşları FIA’nın tek marka lastik uygulamasını gündeme almasıyla birlikte 2006’nın sonundan itibaren yaşanmayacak gibi görünüyor. Çünkü Michelin cephesi 2006 sezonunun sonundan itibaren Formula 1’de olmayacaklarını açıkladı.
Uluslararası
Otomobil Federasyonu (FIA) son yıllarda Formula 1’in kuralları ile sanki bu yarışın bu kadar ilgi görmesi istenmiyormuş gibi oynayıp duruyor. Sıralama turları değiştiriliyor, motorlar iptal edilip yenileri geliyor, yarış sırasında oldukça güzel görsellikler ortaya koyan ve hırsı yaşamamızı sağlayan lastik değişimini kaldırıyor, elektronik kontrollere bir izin veriyor bir vermiyor. Yani daha birçoğunu sayabileceğimiz kural değişiklikleri yapıp duruyor. Sürekli değiştirilen kuralların neden böyle olduğu ile ilgili en önemli açıklama ise maliyetleri azaltmak için olduğu belirtiliyor. Peki tüm bunlar yapılarak maliyetlerin azaltması sizce mümkün mü? Her yeni teknoloji ve her yeni kural için tonlarca para harcanmıyor mu?
SANİYELERİN SAVAŞINI BİTİRDİLER
FIA geçtiğimiz dönemlerde yarışlarda tek set lastik kullanılması kuralını getirdi. Bu kural uygulanmaya başlayana kadar ne olduğunu tam olarak anlayamadık açıkçası. Ama yeni kuralla ilk yarış düzenlendiğinde her şey gün ışığına çıktı. Her zaman hızlarına tanık olduğumuz ve hırslarını yüzlerinden okuduğumuz teknik ekip, araç pit alanına geldiği zaman saniyelerle savaş vererek lastik değiştirmiyordu. Yalnızca araca benzin koyup birde sağına soluna bakmakla yetiniyordu. Ama bu benim gibiler için Formula 1’i izlemenin en keyifli anlarından biriydi ve FIA bunu benden almıştı.
Tamam geçen sezon buna istemeye istemeye de olsa alışarak bu görüntüleri başka yarışlarda izlemeye razı olmuştuk. Ancak FIA bu kararından bir anda vazgeçti. Bu iyi bir haberdi, fakat şimdi de ortalıkta FIA yetkililerinin tek marka lastik konusu üzerinde durduğu söyleniyordu. Yani bu ne demek oluyor. Artık lastiklerle ilgili bir savaş yaşanmayacak ve şampiyonluk mücadelesi veren her pilot aynı lastikle birinci olmaya çalışacaktı. Peki lastiklerden elde edilen farklarla gelen mücadele ne olacak? Lastiğini biraz daha iyi geliştiren temsil ettiği takımı bir adım daha öne çıkarmazsa ne olacak?
Formula 1’de mücadele eden iki lastik markasından biri olan Michelin (diğeri Bridgestone) cephesinden FIA’nın uygulamayı planladığı bu kararla ilgili bir açıklama yapıldı. Ancak kimse böyle bir açıklama yapılmasını beklemiyordu. İşte o açıklama: ‘Michelin, her fırsatta Formula 1’deki varlığının koşullarını dile getirmiştir. Michelin için Formula 1, yüksek teknoloji içeren bir motorsporudur ve bu açıdan lastiğin araç performansı üzerindeki etkisi büyüktür. Takımların kendi lastiklerini seçme özgürlüğü ana unsurlardan biri olduğu gibi en az iki lastik üreticisi arasındaki rekabet de gereklidir. Bu rekabet, lastik üreticileri arasında gerçek bir teknik yarışa sebep olmakta ve gelişimi sağlayarak seyircilerin ilgisinin artmasına yardımcı olmaktadır. Bugün görünen odur ki, Formula 1 kuralları tek bir lastik sağlayıcısı belirlemek üzere değiştirilmektedir. Sadık ortakları (McLaren Mercedes, BMW Sauber F1, Renault F1, Honda Racing F1) ve Sir Frank Williams’la da görüş alış verişi yaptıktan sonra Michelin tek bir lastik üreticisine geçişin önüne geçilemez olduğunu görmüştür. Michelin, F1’in yüksek teknolojisinin bir parçasını kaybetmesinden dolayı üzüntüsünü belirtmektedir.
PLAN YAPMAK İMKANSIZ
F1’deki bu yeni yöne ek olarak, yarış kurallarıyla ilgili sürekli olarak önceden belirtilmeden değişiklikler yapılmaktadır. Bu tip uygulamalar gelecek için planlama yapmayı tamamen olanaksız kılmaktadır. Bu bağlamda, Formula 1’e uzun dönemli yatırımlar yapmak eskisi kadar yarar sağlamamaktadır. Michelin, bu nedenle Formula 1’deki varlığını 2006 sezonunun sonundan öteye taşımayacaktır. Michelin’in 2006 yılının sonunda F1’den ayrılması 2007 yılında tek bir lastik tedarikçisine yönelimi kolaylaştıracaktır. Bu yeni durumda, FIA’nın tek marka kuralı için savunduğu avantajların ve takımlar arasındaki eşitliğin sağlanıp sağlanmadığını görmek mümkün olacaktır.’
Le Mans’ta ilk kez dizel araç yarışıyor
Le Mans yarışlarında arka arkaya başarılı sonuçlara imza atan Audi şimdi de bu yarışlarda bir ilki gerçekleştiriyor. Audi Takımı bu yıl koşulacak olan Le Mans yarışında 650 beygir güç ve 1110 Nm tork üreten dizel motoru ile başarı arayacak. R10 adı verilen modelde kullanılacak olan bu motorun TDI teknolojisinin vardığı noktayı temsil ettiği ve buradan elde edilecek tecrübelerin yine güncel araçlara yansıtılacağı belirtiliyor. Audi’nin adeta meydan okuduğu bu yeni modelin tanıtımı ise Fransa’nın başkenti Paris’teki ünlü Eiffel Kulesi’nin altında ve Trocadero Meydanı’nda yapıldı.
1980’li yıllarda ralli parkurlarına adını altın harflerle kazıyan Audi, motorsporlarının her alanında başarılı olabileceğini kanıtlayan markalar arasında ilk sıralarda yer alıyor. 1990’lı yılların sonlarında Le Mans yarışlarına katılmaya karar veren ve bu karar doğrultusunda yarış otomobili R8’i geliştiren Audi, teknolojik bilgi birikimini bu sefer de pistlere yansıtmayı başarmıştı. İlk olarak 2000 yılında Le Mans 24 Saat Yarışı’na katılan Audi, R8 ile birincilik kürsüsüne çıkabilme başarısını gösterdi. Aynı başarıyı 2001 ve 2002 yıllarında tekrarlayan Audi, üst üste 3 yıl zafer kazandığı için Le Mans 24 Saat Kupası’nı müzesine götürme hakkını da kazanmıştı. 2004 ve 2005 yıllarında da R8 ile dünyanın en prestijli ve zorlu motorsporları aktivitelerinden biri olan Le Mans 24 Saat Yarışı’nı kazanan Audi, artık bayrağı yeni yarış otomobili R10’a devrediyor.
650 beygirlik dizel
Audi mühendisleri, R10’da kullanılmak üzere 5.5 litre silindir hacimli, V12 silindir düzenine sahip ve çift turbo beslemeyle desteklenen yeni bir TDI motor geliştirdiler. Audi, tamamı alüminyumdan üretilmiş olan V12 güç makinesiyle aslında daha önce keşfi bile planlanmamış yarış tipi dizel motor kulvarına giriyor. Şimdilik bir prototip olarak nitelendirilen R10’un iki adet dizel partikül filtresiyle donatılan V12 motoru, Audi Sport mühendislerinin bilgi birikimini de yansıtması bakımından büyük önem taşıyor. Audi Sport mühendisleri, 650 beygirin üzerinde güç üreten motorun püskürtme basıncını kolaylıkla 1600 barı geçecek biçimde düzenlemişler.