Güncelleme Tarihi:
Metin Feyzioğlu, Hatay Barosu'nun kuruluş yıl dönümü nedeniyle Hatay'a geldi. İlk olarak Hatay Baro Başkanı Ekrem Dönmez ve baro üyesi avukatlarla Atatürk Anıtı'na çelenk sunan Feyzioğlu, daha sonra Hatay Gazeteciler Cemiyeti'ne geçerek basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasına ilişkin konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, gazetecilerin tutuklanmasının akıl tutulması olduğunu ifade etti. Gazetecilerin ortaya konulan iddiaları belgeleriyle birlikte haber yapmasının suç olamayacağını belirten Feyzioğlu, "Gazetecilerin kendilerine ulaşan, haber değeri olan, dayanağı olan her geçen gün yazdıklarının aslında mahkeme dosyalarına yansımış belgeleri de çıkan haberi yaptılar. Böyle olaylarda tutuklamaya ihtiyaç yoktu, tutuksuz da yargılanabilirdi deyip, çok sağlam bir pozisyon da alınabilir. Hakikaten de tutuklu yargılama bir skandaldır. Can Dündar ve Erdem Gül ahlaksızlık yapmadıkları için o yazıları yayımlamıştır" dedi.
"CHP GENEL BAŞKANLIĞI'NA ADAY DEĞİLİM"
CHP Genel Başkanlığı'na aday olmadığını belirten Feyzioğlu, "Ben aday olduğumu ilan etmedim. Bütün mesaimi bizim kanunumuzun izin verdiği değil emrettiği şekilde hizmete adadım. Türkiye'nin 'yurtta barış, dünyada barış' ilkesinden dahi sapmasında, adaletin mülkün temeli olması ve adaletin çökmesiyle birlikte mülkün, yani devletin, ülkenin korkunç bir erozyona girmesi var. Bu erozyon karşısında toplumun çeşitli kesimlerindeki fay hatları derinleşiyor, düşmanlaşıyoruz ve biz Barolar Birliği; toplumun birbirinden koparılmak istenen kesimlerini köprülerle birbirine bağlamaya gayret ediyoruz. Bu vatan için elbette ölünür, ancak önemli olan bu vatan için yaşayabilmektir. Bu vatan için hainlerle, düşmanlarla mücadele ederek, Türkiye üzerindeki aydın ihanetiyle mücadele ederek yaşamamız ve mücadele etmemiz lazım" dedi.
Barolar Birliği'nin iktidar ve ana muhalefetin yapması gereken tüm kesimleri kucaklama işini yaptığını aktaran Feyzioğlu, şöyle devam etti:
"Toplumu kucaklaması, toplumun güven duyması gerekenler öncelikle iktidardaki siyasi partiyle iktidara alternatif olma iddiasını ortaya koyan muhalefet partisidir. Burada çok büyük bir boşluk olduğu için vatandaşlarımız neyin doğru neyin yanlış olduğu kargaşası içinde kendilerine kutup yıldızları, sarılıp tutabilecekleri kanaat önderleri arıyorlar. Bu sebeple de halkın çok büyük bir teveccühüne mazhar olduk. Bugün TBB Başkanını Türkiye'de günlük sadece sosyal medya üzerinden 5 milyonun üzerine kişi takip ediyor. Türkiye'nin her yerinde karşılık buluyorsak bu yaptığımız işin doğruluğunu gösterir. Bu ileriki dönemde siyasete evrilir mi? Bulunduğumuz ortamda siyaset yapsak meslektaşlarımız bizi kucaklamaz. Ama elbette günü geldiğinde benimle birlikte devam etmek isteyen arkadaşlara bu yarın veya öbür günde olmayacak, çünkü ben Barolar Birliği Başkanlığı'na yeniden adayım. İkinci dönemine adayım ve bunu da en değer verdiğim yerlerden biri Hatay'da ilan ediyorum. Ben Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı adaylığına ikinci defa adayım. Çünkü Türkiye'nin her yerinde örgütü olan ve şuan kamplaşmış olan Türkiye'yi kucaklayacak olan yapı, birbiriyle acımasızlıkla kavga edip fay hatlarını derinleştiren siyasi partiler değil, barolar ve Türkiye Barolar Birliği olacak. Toplumda Barolar Birliği ve Baro Başkanlarının gördüğü teveccüh, siyasi partilerin koltuklarından başka hiçbir kaygıları olmadığını, hezimetle kaybettikleri her seçimden sonra ispatlayan ve her seferinde biraz daha halkın gözünde değer kaybeden siyasetçiler tarafından rahatsızlık ortaya konmuştur. Halkın gözünde büyük karşılığı olan ve siyasete Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu uzlaşma kültürünü, müktesebatı, adaleti, kucaklaşmayı getirecek olan insanlar vasıflı olmaları sebebiyle Genel Başkanları etrafında kümelenmiş ve sadece küçük koltuklarının hesabını yapanlar tarafından bünyenin içine alınmak istemezler Türkiye'de. Bizlerde bu küçük kavgaların içine girip memleketin içine düşürüldüğü en büyük, en açık ve yakın tehlike halinde mücadelemizi zerre kadar ilgilenmediğim ve milletin de zerre kadar ilgilenmediğini bildiğim, kongrede o delege şunu almış, bu delege şunu yapmış gibi gayrı ciddi kavgalarla da harcamaya vaktimiz yoktur. Bıraksınlar kongrelerini yapsınlar, kongrelerinde sandalyelerini paylaşsınlar, paylaştıkları sandalyeleri kendilerine hayırlı uğurlu olsun. Millete hayırlı uğurlu olmasını dilemiyorum, çünkü milletin o sandalyeler umurunda değildir."