’Fetva’ mağduru hastaya yeni organ nakledildi
Güncelleme Tarihi:
Birsel SANCAR/İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 11, 2006 00:00
Eski Emniyet Müdürü Uğur Gür’ün, ölen yeğeninin organlarını bağışlamaktan vazgeçmesi üzerine evlerine gönderilen hastalardan Fatma Gökduman’a iki ay sonra karaciğer bulundu ve nakledildi. Gür’ü yeğeninin organlarını bağışlamaktan Prof. Cevat Akşit’in yaptığı açıklama vazgeçirmişti.
ORGAN bağışının caiz olmadığını söyleyerek emekli Emniyet Müdürü Uğur Gür’ü, ölen yeğeninin organlarını bağışlamaktan vazgeçiren Prof. Cevat Akşit, beş hastanın umudunu söndürmüştü. Evine yollanan hastalardan Fatma Gökduman, iki ay boyunca her gün ağlayarak, bir mucize olması için dua etti. Sonunda beklediği mucize gerçekleşti. İş kazası sonucunda hayatını kaybeden 46 yaşındaki Mehmet Üstün’ün karaciğeri Gökduman’a takıldı. Nakli, Memorial Hastanesi’nde Prof. Dr. Koray Acarlı, dünyaca ünlü karaciğer nakli uzmanı Prof. Dr. Münci Kalayoğlu ile birlikte gerçekleştirdi.
Ameliyattan sonra yaşadıklarına hálá inanamadığını belirten 50 yaşındaki Fatma Gökduman, altı buçuk aydır siroz nedeniyle nakil beklediğini söyledi. Uğur Gür’ün ölen yeğeni Onur Topaloğlu’nun karaciğerini beklerken son anda umutları suya düşen Gökduman, "Karaciğerin yarısı başka bir hastaya takılacaktı. Hem kendime ağladım, hem o hastaya. Hem de böbrek bekleyen hastalara. Vazgeçtik dediklerinde dünya başımıza yıkıldı" diye konuştu.
UMUDUMU YİTİRMEDİM
İki ay sonra uygun bir karaciğer bulunmasını mucize olarak nitelendiren Gökduman, şunları söyledi: "İçimden bir ses hep umut etmemi söyledi. Ne kadar üzülsem de güzel şeyler düşünmekten vazgeçemiyordum. Nakilden vazgeçildiğinde Prof. Koray Acarlı da çok üzülmüştü. Bizi eve gönderirken, ’Hastalarıma içim yandı’ dediğini biliyorum. Bu defa iyi haberi verdiğinde kulaklarıma inanamadım. Yine vazgeçerlerse diye düşünmemeye çalıştım. Ailece çok sevindik." Prof. Dr. Koray Acarlı, ameliyatın çok başarılı geçtiğini, yaşanan üzücü olaydan sonra hastaya uygun karaciğer bulunmasına çok sevindiğini söyledi.
Gökduman ailesi bu mutluluğu yaşarken, Memorial Hastanesi’nde iki hasta daha Mehmet Üstün’ün böbrekleriyle yaşama döndü. İki hastanın ameliyatını da Prof. Dr. Ali Emin Aydın yaptı. Hastalardan biri İstanbul’da öğretmenlik yapan 33 yaşındaki Ömer Karakaş’tı. On yıldır kronik böbrek yetmezliği çeken Karakaş’a nakil için önce ablasının dokularına bakıldı. Ancak sonuç olumsuzdu. On yıl haftada üç gün diyalize girerek geçti. Sonunda beş gün önce aldığı haberle sevinçten havalara uçtu. Mehmet Üstün’ün ailesine ’can borcu’ olduğunu söyleyen Karakaş, "Beni ailemden ve öğrencilerimden ayırmadıkları için ne yapsam haklarını ödeyemem. Çok teşekkür ederim" dedi.Ankara’da yaşayan 52 yaşındaki Hanefi Sarı da 3.5 yıl hemodiyalize girdikten sonra iyi haberi Prof. Ali Emin Aydın’dan aldı. Sarı, "İslam dini insanlara ’iyilik yapmaktan asla vazgeçmeyin’ diyor. Mehmet Üstün ve ailesi bana en büyük iyiliği yaptı. Onların hakkı nasıl ödenir?" diye konuştu.
’Vermem de almam da’ deyince vazgeçildi
Ünlü polis müdürü Uğur Gür’ün, kapkaççılar tarafından başından vurulan 17 yaşındaki yeğeni Onur Topaloğlu’nun beyin ölümü gerçekleşince ailesi organ bağışına onay verdi. Ancak Uğur Gür, Kanal 7’de program da yapan ilahiyatçı Cevat Akşit’e sorduğunda, "Organ bağışı caiz değil. Vermem de almam da" deyince aile bağıştan vazgeçmiş, nakil için bekleyenler de gözyaşlarıyla evlerine dönmüştü. Gür, "Cevat Hoca koskoca profesör. ’Caiz değil’ deyince kafam karıştı. Vebalin altına tek başıma giremezdim. Onur’un organlarını bağışlamaktan vazgeçtik" demişti.
Ameliyattan sonra yaşadıklarına hálá inanamadığını belirten 50 yaşındaki Fatma Gökduman, altı buçuk aydır siroz nedeniyle nakil beklediğini söyledi. Uğur Gür’ün ölen yeğeni Onur Topaloğlu’nun karaciğerini beklerken son anda umutları suya düşen Gökduman, "Karaciğerin yarısı başka bir hastaya takılacaktı. Hem kendime ağladım, hem o hastaya. Hem de böbrek bekleyen hastalara. Vazgeçtik dediklerinde dünya başımıza yıkıldı" diye konuştu.
UMUDUMU YİTİRMEDİM
İki ay sonra uygun bir karaciğer bulunmasını mucize olarak nitelendiren Gökduman, şunları söyledi: "İçimden bir ses hep umut etmemi söyledi. Ne kadar üzülsem de güzel şeyler düşünmekten vazgeçemiyordum. Nakilden vazgeçildiğinde Prof. Koray Acarlı da çok üzülmüştü. Bizi eve gönderirken, ’Hastalarıma içim yandı’ dediğini biliyorum. Bu defa iyi haberi verdiğinde kulaklarıma inanamadım. Yine vazgeçerlerse diye düşünmemeye çalıştım. Ailece çok sevindik." Prof. Dr. Koray Acarlı, ameliyatın çok başarılı geçtiğini, yaşanan üzücü olaydan sonra hastaya uygun karaciğer bulunmasına çok sevindiğini söyledi.
Gökduman ailesi bu mutluluğu yaşarken, Memorial Hastanesi’nde iki hasta daha Mehmet Üstün’ün böbrekleriyle yaşama döndü. İki hastanın ameliyatını da Prof. Dr. Ali Emin Aydın yaptı. Hastalardan biri İstanbul’da öğretmenlik yapan 33 yaşındaki Ömer Karakaş’tı. On yıldır kronik böbrek yetmezliği çeken Karakaş’a nakil için önce ablasının dokularına bakıldı. Ancak sonuç olumsuzdu. On yıl haftada üç gün diyalize girerek geçti. Sonunda beş gün önce aldığı haberle sevinçten havalara uçtu. Mehmet Üstün’ün ailesine ’can borcu’ olduğunu söyleyen Karakaş, "Beni ailemden ve öğrencilerimden ayırmadıkları için ne yapsam haklarını ödeyemem. Çok teşekkür ederim" dedi.Ankara’da yaşayan 52 yaşındaki Hanefi Sarı da 3.5 yıl hemodiyalize girdikten sonra iyi haberi Prof. Ali Emin Aydın’dan aldı. Sarı, "İslam dini insanlara ’iyilik yapmaktan asla vazgeçmeyin’ diyor. Mehmet Üstün ve ailesi bana en büyük iyiliği yaptı. Onların hakkı nasıl ödenir?" diye konuştu.
’Vermem de almam da’ deyince vazgeçildi
Ünlü polis müdürü Uğur Gür’ün, kapkaççılar tarafından başından vurulan 17 yaşındaki yeğeni Onur Topaloğlu’nun beyin ölümü gerçekleşince ailesi organ bağışına onay verdi. Ancak Uğur Gür, Kanal 7’de program da yapan ilahiyatçı Cevat Akşit’e sorduğunda, "Organ bağışı caiz değil. Vermem de almam da" deyince aile bağıştan vazgeçmiş, nakil için bekleyenler de gözyaşlarıyla evlerine dönmüştü. Gür, "Cevat Hoca koskoca profesör. ’Caiz değil’ deyince kafam karıştı. Vebalin altına tek başıma giremezdim. Onur’un organlarını bağışlamaktan vazgeçtik" demişti.