Güncelleme Tarihi:
Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini araştırmak amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, bugünkü toplantıda son olarak Keleş'i dinledi.
İslam'ın kaynağının Kur'an-ı Kerim ve Hazreti Peygamber olduğunu belirten Keleş, bunların dışındaki kaynakların sapmalara yol açtığını söyledi.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in liderliğindeki oluşumda dinin bilinçli şekilde kullanıldığını ifade eden Keleş, "Hedefe ulaşmak için, İslam dinine göre gayrimeşru olan davranışların, meşru gibi lanse edildiğini görüyoruz. Burada önemli bir din istismarı var. 'Gülen'in Peygamberimizle görüştüğü, kendisine talimatlar verdiği, bu talimatları da mensuplarına aktardığı' gibi ifadeler var. Bu tür ifadelerin İslam dininde hiçbir yeri yoktur. Bu hususta açık bir Hazreti Peygamber istismarı söz konusu." diye konuştu.
DEŞİFRE OLDU
Bazı sohbetlerde Gülen'in yaptığı çeşitli hareketlerin bir anlam ifade ettiğini dile getiren Keleş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazı sohbetlerinde Gülen, konuşması sırasında hafif ayağa kalkıyor ve tekrar oturuyor. Bu 'Hazreti Peygamberimiz oraya geliyor, kendisi de hürmet gereği ayağa kalkıyor, otur deyince oturuyor' anlamı taşıyormuş.
Örgüt mensuplarının ifadelerinde bunları görüyoruz. Tabii bunları örgüt dışındakiler anlamıyor. Örgüt içinde tam anlamıyla bir bağlanma var. Başörtülü bir öğretmen hanım, 28 Şubat sürecinde örgüt liderinin talimatıyla başörtüsünü açmış, uzun yıllar sonra başörtüsü serbestliği ortaya çıkınca, kendisine 'Neden başını örtmüyorsun?' denildiğinde o da 'Biz emirle örteriz' diye cevap veriyor. Bu tam anlamıyla teslimiyeti gösteriyor."
"MUTLAK BİR OTORİTER GİBİ GÖRÜLÜYOR"
Gülen'in bazı ayetlerden kendine yönelik aslı olmayan işaretler çıkardığını ve örgüt mensuplarını bu şekilde inandırdığını kaydeden Keleş, Gülen'in örgüt mensuplarınca "Hata yapmaz, ne söylerse söylesin bir hikmet vardır, mutlak bir otorite" gibi görüldüğüne işaret etti.
Örgütte, zekat verme şekillerinin istismar edildiğini belirten Keleş, yoksulların hakkı olan zekatları çıkarları doğrultusunda kullanma, televizyon, şirket kurma ve paraların toplanarak kurban kesilmemesi gibi çeşitli olayların da görüldüğünü anlattı. Keleş, "İslam dininin asla onaylamadığı iftira, kumpas ve ibadet şekillerinin değiştirilmesi ile İslam dinince kabul edilmeyecek davranışların sergilendiğini görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Milletvekilleri, Keleş'e "Yurtlar açarak, çocukların, gençlerin, öğrencilerin cemaate mahkum olmamasını sağlayabilirdiniz" eleştirisi yaptı.
Keleş, camilerin, Diyanet İşleri Başkanlığının kontrolü altında olduğunu söyledi. Güvenlik sorunu yaşanan yerler bulunduğunu ifade eden Keleş, "İmamı köye atıyorsunuz, terör örgütü geliyor ve baskı yapıyor imama. İmam, silahlı terör örgütünün karşısında ne yapabilir? Camiler, Diyanet'in koruması altında olmasa inanın çok farklı bir tabloyla karşı karşıya kalabilirdik." dedi.
Keleş, Diyanet İşleri Başkanlığının Türkiye'de yurtlar açtığını, 110 ülkede 250 bin kurban keserek dağıttığını söyledi.
"Diyanet TV'nin seyredilme oranı belki istediğimiz seviyede değil ama aynı tematik yayın yapan kanallar içinde ilk sıralarda yer alıyor." diyen Keleş, bazı programların yoğun izlendiğini bildirdi.
Keleş, "Tarikatlarla niye mücadele etmiyorsunuz?" sorusunu, "Tarikatlar toplumun bir gerçeği. Tarikatlar, Sovyetler Birliği'nin en şiddetli olduğu dönemlerde bile Kafkaslar'da yok edilemedi. Tarikatlar insanların dine bağlı kalmalarını sağladı. Bizim bu noktada yanlışları ortaya koyup doğruları bulmamız gerekiyor." şeklinde yanıtladı.
Bu arada, eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in mazeret bildirerek, komisyona bu hafta gelemeyeceğini ilettiği öğrenildi.
Komisyon, yarınki toplantısında eski bakanlardan Mehmet Ağar, gazeteci Fehmi Koru ve akademisyen Yavuz Çobanoğlu'nu dinleyecek.