Güncelleme Tarihi:
Darbeci askerlerin, avukatları huzurunda itiraf içeren beyanlarını mahkeme huzurunda inkar etme stratejisine, FETÖ üyeliği ve yöneticiliğinden yargılanan sivil sanıklar da başvuruyor. Örgütün yargı imamı olduğu iddia edilen avukat Kuseyri, bu isimlerin başında geliyor.
AA muhabiri, Kuseyri'nin hazırlık aşamasındaki ifadesi ile "silahlı terör örgütü yöneticiliği" ve "anayasal düzeni ihlal" suçlarından cezalandırılması talep edilen iddianamedeki bilgileri derledi.
Buna göre, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra bir işçi sendikasında avukatlık yapmaya başlayan Kuseyri, ardından örgüt elebaşı Gülen'in avukatı Abdülkadir Aksoy'un bürosunda uzun yıllar çalıştı.
Daha sonra kendi hukuk bürosunu kuran Kuseyri, bir anda önemli davaların avukatlığını üstlendi. Birkaç yıl öncesine kadar kendisi gibi bir avukatın yanında ücretli olarak çalışan Kuseyri, 2010 yılından tutuklandığı 2016 yılına kadar Ankara'nın vergi rekortmenleri listesinde yer aldı.
Servetinin kaynağını, avukatlık ve danışmanlık ücreti olarak açıklasa da iddianamedeki, "Parasal ilişkinin miktarı ve sayısı ile şüphelinin mal varlığı göz önüne alınarak bu savunmasının gerçeği yansıtmadığı değerlendirilmektedir." tespiti, Kuseyri'yi yalanlıyordu.
ÖRGÜT BAĞINI ANLATTI
FETÖ soruşturması kapsamında 22 Ağustos 2016'da yakalanan Kuseyri, hazırlık ifadesinde 2005'e kadar örgütün "sohbet" adı altında düzenlenen toplantılarına katıldığını ancak bu tarihten sonra söz konusu faaliyetlerde yer almadığını iddia etti. Toplantıların, Çankaya'daki örgüt evlerinde yapıldığını anlatan Kuseyri, sohbetlere gelen diğer isimleri ise tanımadığını öne sürdü.
FETÖ'nün kapatılan Özel Atlantik Okulunda çocuklarının eğitim gördüğünü belirten Kuseyri, okul yöneticilerinin talebi üzerine "kurban bağışı" adı altında para verdiğini kaydetti.
Kuseyri, örgütün şifreli haberleşme programı ByLock kullanıcısı olduğuna ilişkin dava dosyasında yer alan tespite ilişkin, "Farzımuhal yüklenmiş ise bile suç işleme amacına yönelik olarak yüklendiğini kabul etmiyorum." savunmasını yaptı.
Kuseyri, ev aramasında ele geçirilen bir dolarlık banknotların, İngilizce kursu için ABD'nin Şikago kentine giden kızlarına verilen para üstü olduğunu ileri sürdü.
"ÖRGÜT YÖNETİCİSİ KONUMUNDA"
İddianamede, Kuseyri'nin örgütün yargı yapılanmasında önemli bir konumda olduğu, yüksek yargıdaki ilişkilerini kullanarak birçok davanın seyrini hukuka aykırı bir şekilde değiştirdiği vurgulandı.
Kusyeri'nin bu özelliğiyle örgüt üyelerine talimat veren ve örgütsel faaliyetleri organize eden yönetici konumunda olduğuna dikkat çekilen iddianamede, şu değerlendirme yapıldı:
"Yargı içerisindeki ilişkilerini kullanarak birçok dava dosyasının seyrini değiştirmek için hukuka aykırı girişimlerde bulunduğu, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiği, örgüt içerisinde önemli bir konuma sahip olduğu, örgütle irtibat, iltisak ve ilişkisi olan kişi ve kurumların yargıdaki takipçisi olduğu, dosya kapsamında alınan ifadeler içeriğine göre cemaatin yargı ve avukat yapılanması içinde örgüt üyelerine talimat veren ve örgütsel faaliyetleri organize eden yöneticisi konumunda olduğu değerlendirilmektedir."
Kuseyri'nin, yargıdaki örgüt üyesi hakim ve savcıların üzerinde etkili olduğu tanık beyanlarına da yansıdı. Söz konusu ifadelerden bazıları şöyle:
Tanık E.O: "14. Hukuk Dairesinde avukatlar Mehmet Demir, Mehmet Rasim Kuseyri ve bu dairenin eski yazı işleri müdürü Kemal Kaya dairede devreye girip temyiz talebimin reddi yönünde karar çıkmasını sağlamışlardır."
Tanık G.Y: "Avukat Ali Fuat Babatan yanıma gelerek Mehmet Rasim Kuseyri'nin Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanı Rahmi Ünal'ın odasına gittiğini, başkana ‘Bu belgeyi nasıl görmediniz’ diyerek çıkıştığını, başkanın da dosyayı inceleyen tetkik hakimini çağırdığını, ‘Bu belgeyi nasıl görmemişiz’ diyerek dosyayı tekrar incelemesi için tetkik hakimine verdiğini, aslında tetkik hakiminin görüşünün karar düzeltme talebinin reddi yönünde olduğunu fakat bu görüşmeden sonra görüşün başkan tarafından değiştirildiğini anlattı."
Tanık K.A: "Darbe teşebbüsü olmadan önce birçok kişi Mehmet Rasim Kuseyri tarafından yargıdan mağdur edildikleri şikayeti ile bana gelmişlerdir. Yargı içinde dokunulmazlıkları olduğu ve cemaat lehine yapamayacağı herhangi bir iş olmadığına mahkemelerde ve Yargıtayda iş bitirdiğine diğer cemaat üyesi yargı mensupları ile birlikte hareket ettiğine dair yaygın bir kanaat hakimdi."
GÜLEN'İN BANK ASYA TALİMATINA UYDU
Kuseyri'nin örgütle ilişkisinin olmadığı yönündeki mahkemedeki savunmasını, FETÖ'nün kapatılan finans kurumu Bank Asya'daki hesap hareketleri de yalanlıyor. Kuseyri ve eşi Bedia Kuseyri'nin 4'er, çocuklarının adına ise 2'şer banka hesabı tespit edildi.
Örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in 2014 Ocak ayında "Bank Asya'ya para yatırın" talimatından sonra Kuseyri'nin hesap bakiyesinde ciddi artış oldu.
MASAK raporuna göre, söz konusu tarihte Kuseyri'nin hesabında 8 milyon 583 bin 500 lira bulunuyordu. Bank Asya yönetiminin TMSF'ye devredilmesinden sonra Kuseyri, hesabındaki paranın tamamına yakınını çekti. Zira Kuseyri'nin 8,5 milyon lirayı bulan hesap bakiyesi, bankanın yönetiminin devlete geçmesiyle 19 bin 149 liraya kadar düştü.
Eşi Bedia Kuseyri'nin 2013 Aralık'ta sadece 9 lira bulunan hesap bakiyesi, örgüt elebaşının talimatının ardından 1 milyon 532 bin 244 liraya çıktı. Bankanın TMSF'ye geçmesinden yaklaşık iki ay sonra Bedia Kuseyri'nin hesap bakiyesi 10 liraya kadar indi.
Böylece Kuseyri ile aile bireylerinin örgüt elebaşının talimatıyla Bank Asya'ya yatırdıkları yaklaşık 10 milyon lirayı, bankanın TMSF'ye geçmesiyle çektikleri ortaya çıktı.
Bununla birlikte Kuseyri'nin, FETÖ'den hakkında yasal işlem yapılan 9 kişi ve örgüt bağlantısı nedeniyle TMSF'ye devredilen ya da kapatılan 4 kurumla yoğun para transferleri de MASAK raporunda yer aldı. Bu para transferleri de Kuseyri'nin örgütle bağlantısını ortaya koyan deliller arasında yer aldı.
İPEK'İN FİRAR ETMESİNİ SAĞLADI
FETÖ'ye finans sağlayan Koza İpek Holding'in sahibi firari sanık Hamdi Akın İpek'in avukatlığını yapan Kuseyri, maaş ve prim adı altında İpek'ten yaklaşık 500 bin lira avukatlık ücreti aldığını belirtti. Ancak MASAK raporunda, bu rakamın 1 milyon 607 bin 845 TL olduğu ortaya çıktı.
Yine iddianamedeki bilgilere göre Kuseyri, yargı ve emniyet içerisindeki bağlantıları aracılığıyla FETÖ soruşturması kapsamında İpek hakkında gözaltı kararı verildiğini önceden öğrendi. Kuseyri, operasyon yapılacağı bilgisini İpek'e aktararak yurt dışına kaçmasını sağladı.
Kuseyri, savcılık sorgusunda yurt dışına kaçan İpek ile birkaç kez görüştüğünü söyledi.
3 MİLYON LİRALIK DANIŞMANLIK ÜCRETİ
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan Kuseyri, aynı zamanda Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen FETÖ davasının da sanıkları arasında yer aldı.
Dava dosyasında, eski Ceyhan Belediye Başkanı Alemdar Öztürk ve Kuseyri ile birlikte 8 kişi bulunuyor.
Davanın iddianamesine göre Öztürk, belediye başkanlığı aday belirleme sürecinde kendisine destek olması için Kuseyri ile 1 milyon 500 bin lira karşılığında anlaştı.
Söz konusu miktarın 500 bin lirasını Ankara'da Kuseyri'ye teslim eden Öztürk, kalan miktarı ise seçimi kazanması halinde belediyenin imar işlemlerinden elde edilecek parayla ödeyeceğini taahhüt etti.
Öztürk'ün başkanlığı döneminde, Kuseyri'nin danışmanlık yaptığı şirkete belediyenin arazisi satıldı ve bu işlem sonunda şirket, Kuseyri'ye danışmanlık ücreti adı altında 3 milyon 292 bin lira aktardı.
Mehmet Rasim Kuseyri, Uzanlar’ın Güney Kıbrıs Rum Kesimi merkezli şirketi Libananco’nun el konulan Çukurova Elektrik ve Kepez Elektrik hisselerinde zarara uğradığı gerekçesiyle açtığı uluslararası tahkim davasında da Türkiye adına avukatlık yapanlardan biriydi.