Güncelleme Tarihi:
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz sanıklar Nazlı Ilıcak, Yakup Şimşek ve Fevzi Yazıcı katıldı. Taraf avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmada, savcı mütalaasını açıkladı. Mütalaada, sanıklardan Fevzi Yazıcı ve Yakup Şimşek'in terör örgütü üyeliği için zorunlu olan hiyerarşik bağ ve süreklilik unsurlarının tam olarak tespit edilemediğine yer verilirken Fevzi Yazıcı'nın 2024 Eylül ayında özel bir bankadan 15 bin lira kredi çekerek bir gün sonra Bank Asya'daki hesabına yatırarak katılım hesabı açtığı, örgütün yayın organı olan Zaman Gazetesi'nde görsel yönetmen-Grafik Tasarım sorumlusu olarak çalışması, terör örgütüyle iltisaklı olduğundan bahisle, örgüt talimatlarından haberdar olduğu belirtildi. Savcı, farklı bankadan kredi çekip Bank Asya'ya yatırmasının olağan bankacılık işlemi olmadığını ifade etti. Savcı, Yargıtay kararları ve içtihatları dikkate alınarak Yazıcı'nın eylemlerinin silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturduğunu aktardı. Sanıklardan Ahmet Hüsrev Altan'ın ise darbe girişiminden sonra kapatılan bir gazetede yayın yönetmenliği, yine örgüt lehine bir internet sitesinde ise yazarlık yaptığı, HTS kayıtlarına göre örgütün üst düzey yöneticileriyle irtibatı bulunduğu belirtildi. Yine bir televizyon kanalında yaptığı konuşmalarda örgütün amacına hizmet eder nitelikte olduğu ifade edilerek silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturduğunu aktardı.
NAZLI ILICAK'IN EVİNDE BULUNAN DEFTERDE ÖRGÜT ÜYELERİYLE İLGİLİ NOTLAR ÇIKMIŞ
Mütalaada sanık Nazlı Ilıcak hakkında ise, örgüte ait yayın organlarında uzun süre yazarlık yaptığı, 2012 yılında yazdığı kitabın örgütün görünür meşruiyetini sürdürmek için yazdığı, tanık ifadeleri ile HTS kayıtlarına göre örgütün üst düzey yöneticileriyle irtibat kurduğu, evinde ele geçirilen not defterinde örgüt mensuplarıyla ilgili notlar çıktığı ifade edildi. Yaptığı bir televizyon programında yaptığı konuşmalar nedeniyle de silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu işlediği anlatıldı.
NAZLI ILICAK VE 2 SANIĞA 7 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
Savcı mütalaasında sanıklar Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı ve Ahmet Hüsrev Altan'ın "örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan 2'şer yıl 9'ar aydan 5'er yıl 7'şer aya kadar hapislerini talep etti. Yakup Şimşek'in ise üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraatı istendi.
"ÖRGÜT TALİMAT VERMİŞ DİYE BİR ŞEY DUYMADIM, TALİMAT ALMADIM"
Fevzi Yazıcı savunmasında, "Mütalaayı okudum. Bank Asya ile ilgili suçlamada başka gir bankadan para çekip Bank Asya'ya yatırdığım iddia ediliyor. O dönemde başka bir bankada kampanya vardı ve o zaman ihtiyacım olduğu için başvuruda bulundum. Ve hemen başvurum kabul edildi. Para hemen getirildi bana. O dönemin parasıyla 15 bin liraydı. O kadar parayı yanımda gezdiremezdim. Bende Bank Asya hesabıma bankamatik yoluyla yükledim. Daha sonrada o parayı kullandım. Kontrol edilebilir parayı kullandığım açıktır. Ben örgüt talimat vermiş diye bir şey duymadım, talimat almadım. Şüpheden sanık yararlanır ilkesi var burada şüphe varsa benim yararlanmam lazım. Beraatımı talep ediyorum" dedi.
"BEN MENSUBU OLMADIĞIM ÖRGÜTÜN PEŞİNE NEDEN DÜŞEYİM"
Nazlı Ilıcak savunmasında, "Bana yöneltilen suçlama FETÖ ile işbirliği yapmak. Ben mensubu olmadığım örgütün peşine neden düşeyim. Talimat aldığıma dair bir delil yok. 2011 yıllarında savcı Zekeriya Öz ile röportaj yaptığım için örgüt üyesi olarak nitelendiriliyorum. O dönem Öz, FETÖ'cü olarak bilinmiyordu ki. O dönem Zekeriya Öz gündemde olduğu için bir gazeteci olarak röportaj yaptım. O dönem adalet bakanına yazı da yazdım. HSK tarafından Zekeriya Öz hakkında açılan soruşturmanın neden önü açılmıyor diye. Üzerime atılı diğer suçlamaları da kabul etmiyorum. Beraatımı talep ederim" ifadelerini kullandı.
3 SANIĞA CEZA BİR SANIĞA BERAAT
Sanıklar son sözlerinde de beraatlarını talep etti. Mahkeme heyeti, sanıklardan Nazlı Ilıcak'a "Terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan cezasında indirim uygulanarak 5 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Heyet, sanık Ahmet Hüsrev Altan'a ise aynı suçtan cezasında indirim uygulanarak 6 yıl 3 ay hapis cezasına hükmetti. Mahkeme, sanık Fevzi Yazıcı'nın ise "Terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmeö suçundan cezasında indirim uygulanarak 2 yıl 1 ay hapis cezasın karar verdi. Mahkeme, sanık Yakup Şimşek'in ise üzerine atılı suçlardan beraatına karar verdi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Gazeteciler Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak ile akademisyen Mehmet Altan'ın arasında bulunduğu 6 sanık, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün medya yapılanmasına ilişkin "Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs" suçundan yargılandıkları davada, 16 Şubat 2018'de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmışlardı. Yargıtay 16. Ceza Dairesi ise sanıkların eylemlerinin "Silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçunu oluşturduğu gerekçesiyle hükmü bozmuştu. Bunun üzerine yeniden yargılama yapan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Kasım 2019'da "Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan sanık Ahmet Altan 10 yıl 6 ay hapis cezasına, Nazlı Ilıcak ise 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırarak tahliyelerine karar vermişti. Mehmet Altan'ın tüm suçlardan beraatına karar veren mahkeme, sanıklar Fevzi Yazıcı ve Yakup Şimşek'i "Silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan 11 yıl 3'er ay hapis cezasına, sanık Şükrü Tuğrul Özşengül'ü ise 12 yıl hapis cezasına çarptırmıştı. Kararın yeniden temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Ceza Dairesi'ne gitmişti. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak hakkındaki hükmü Türk Ceza Kanunu'nun 220/7'nci maddesinde belirtilen indirimin uygulanmadığı gerekçesiyle bozmuştu. Sanıklar Fevzi Yazıcı ve Yakup Şimşek hakkındaki hüküm ise Yargıtay tarafından onanmıştı. Sanıkların "kanun yararına bozma" başvurusu üzerine dosya Yargıtay tarafından incelenmiş, bazı tanıklar dinlenmeden karar verildiği için bu sanıklar hakkındaki hüküm de bozulmuştu. Mehmet Altan'ın beraat kararı onanırken, sanık Şükrü Tuğrul Özşengül de cezaevinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etmişti.