FETÖ’nün mahrem imamları çözüldü! Polis tekniğiyle hücre evlerini incelemişler
Güncelleme Tarihi:
FETÖ’nün gözaltına alınan 73 mahrem imamından 60’ı itirafçı oldu. İtirafçılar devlet içinde halen görevde olan birçok kripto örgüt üyesinin ismini verdi. Mahrem imamlar, örgütün mutlak gizlilik için tim kurup, hücre evlerinde polis teknikleriyle arama yaptığını da anlattı.
ANKARA Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ekipleri, uzun süren çalışmalar sonucu FETÖ’nün mahrem imamlarını deşifre etti. Teknik ve fiziki takip sonucu 37 ilde operasyon yapıldı. 29’u kamu kurumlarında aktif görevde olan 73 mahrem imam gözaltına alındı. Ankara’daki sorgulamalarda mahrem imamlardan 60’ı itirafçı oldu. İtirafçılardan 49’u adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. İtirafçılar arasında yanlış bilgiler verdiği tespit edilen 11’i ise tutuklandı.
KOD İSİMLER DEĞİŞTİRİLDİ
Örgüt hakkında çok gizli bilgiler veren mahrem imamlar, bugüne kadar deşifre olmamış, aktif görevde olan çok sayıda örgüt üyesinin ismini ortaya çıkarttı. İtirafçı mahrem imamlar özetle şu bilgileri verdi:
“Askerlerden sorumlu mahrem imam olacaklar görev almadan önce mülakata tabi tutulup, diğer mahrem imam adayları ile birlikte kampa alınıyordu. Mülakatlar ve kamplar sırasında gizlilik, ketumiyet konusunda yeterlilikleri olanlara görev verilirdi. Geçmişte sivil yapılanmada kullanılan ‘kod’ isimler yerine yeni ‘kod’ isimler verilirdi. Mahrem yapı içerisinde kurallara uymamız için sürekli uyarılıyorduk. Örgüt üyesi askerlerle görüşme esnasında toplantıya cep telefonu getirmeme, buluşma yerine uzak yerlere araçlarını park etme, evlere topluca girmeme, telefon numaralarının şifreli olarak kaydedilmesi, örgütsel toplantı yapılan evlerde subay-astsubay örgüt üyelerine kod adları ile hitap etme gibi tedbirler uyguluyorduk.
FETÖ’NÜN ARAMA-TARAMA TİMİ
17-25 Aralık’tan sonra polis operasyonlarına karşın tedbirleri daha da arttırdık. Evlerde örgüte ait not, kitap bulundurmama, örgüt üyesi askerler ile ilgili tutulan örgütsel faaliyetlerine ilişkin çeteleleri kodlayıp not alma gibi tedbirlere geçtik. Tedbirleri kontrol etmek üzere doğrudan üst düzey mahrem sorumluların emriyle hareket eden Arama Tarama Mesulleri (ATM) görevlendirildi. Bunlar toplantı yapılan evlere gelerek polis gibi mahrem imamların üstlerini, evlerini arıyordu. Cep telefonlarını, bilgisayarlardaki silinmiş dosyaları dahi inceleyerek tedbirlere uyumlu davranıp davranmadıklarını tespit ediyorlardı. Buna ilişkin rapor hazırlayarak üstlerine iletiyorlardı. Olumsuz durumlar tespit edilmesi halinde mahrem imama ceza veriliyordu. Arama-Tarama görevlilerinin yanı sıra üst düzey mahrem imamlara bağlı asistanlar da görev alıyordu. Asistanlar da, örgüt üyesi askerlerle ve öğrencilerle buluşmaların ne sıklıkla yapıldığı, mahrem imamların buluşmalarla ilgili yanlış bilgi verip vermediklerini kontrol ediyordu.”
MAHREM İMAMLARA PATATES HAT
İTİRAFÇILAR “Üst düzey mahrem imamlar, büfe ve ankesörlü telefonlarda askerleri ardışık ve peş peşe aramamız konusunda uyarıldık. Ancak bazı mahrem imamları bu kurallara uymuyordu. Mahrem imamlara, örgütün üst düzey sorumlularınca tuşlu telefonlar ve kimin adına kayıtlı olduğu beli olmayan telefon hatları veriliyordu. Bu hatlardan mahrem imamlar birbirlerini ve üst mahrem imamlarını arardı” dedi.
NAMAZ KILMAYIN TALİMATI
ÖRGÜT evlerinde eğitilerek askeri okulu kazanan askeri öğrencilerle ilgili de şu itiraflar yapıldı: “Sınavdan sonra ilk buluşmalar dışarda yapılırdı. Devamında askeri öğrenci mahrem imamı uzaktan takip ederek örgüt evine getiriliyordu. Burada okulda namaz kılmamaları, kimseye örgüte ilişkin bir şey söylememeleri gibi talimatlar veriliyordu. Askeri okulu bitiren ve birliklerine atananlar, sorumlu mahrem imamlarca gidecekleri illere götürülüp, oradaki sorumlu mahrem imama devrediliyordu. Öğrencinin örgütsel bağlılığı ve kişisel bilgileri yeni mahrem imama aktarılıyordu.”
YENİ BYLOCK ‘2048’
İTİRAFLARDA şu bilgiler de verildi: “15 Temmuz’un ardından mahrem imamların telefonlarına 2048 isimli Eagle benzeri program yüklendi. Bu program VPN ile çalışıyordu, ele geçmesi halinde faaliyetlerin deşifre olmaması için telefonlar sürekli geri dönüştürülmeyecek şekilde siliniyordu. Darbe girişiminin başarısız olmasıyla buluşmalar çok azaldı, örgütten kısmi kopuşlar başladı. Örgüt evlerini terk etmemiz ve örgütsel bilgiler ile gizli haberleşme programının bulunduğu tabletleri imha etmemiz istendi. 15 Temmuz sonrası yapılan operasyonlarda deşifre olmayan mahrem sorumluların bir kısmı halen mahrem görüşmelerine devam ediyor.”